Dünyanın nabzını tutan adam Finans Gündem'de!

3 / 10

---

TÜRKİYE ASLINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR NOKTADA DURUYOR

-Türkiye’nin bu değişimdeki rolü ve gelecekteki yeri nedir? Doğruları, yanlışları nedir?

Erik Peterson: Türkiye birçok nedenden dolayı aslında çok önemli bir noktada duruyor. Bunlardan ilki, herkesin bildiği gibi coğrafya olarak sahip olduğu konumdur.

Türkiye, son dönemlerde yaptığı politik çalışmalar sonucu da hem bölgede hem de geniş bölgede birçok ülkeyi, birçok lideri ve politikayı etkileyebilecek kapasitede. Türkiye’nin bölgeyle beraber sahip olduğu tarihsel bağlar, halkın çok hızlı bir şekilde yeniliklere adaptasyon sağlaması, artan internet bağlılığı ve çok önemli sektörlerin Türkiye’de zaten güçlü bir şekilde bulunmasından dolayı, Türkiye’nin çok önemli bir pozisyonu var. Fakat bunun yanında Türkiye de diğer birçok gelişmekte olan ülke gibi çok önemli bir atlama noktasında bulunmakta.

Bu bahsettiğimiz 5 ana trend kapsamında, bir çok gelişmekte olan ülke için en önemli olan şey, bu değişen trendlere nasıl uyum sağlanacağı ve ülkelerini değişen trendler açısından rekabetçilik anlamında nasıl pozisyonlandıracaklarıdır.

Bize göre Türkiye hem bulunduğu lokasyondan, hem de uzun zamandan beri dünya ekonomik gelişimine olan katkısından dolayı çok ciddi bir gelişme potansiyeline sahip. Bizim yaptığımız hesaplamalara göre 2020 yılında Türkiye dünya ekonomisine yapılan katkı bazında, dünyanın en büyük dokuzuncu ülkelerinden biri olacaktır. Dikkat edilmesi gereken nokta, burada ekonomik büyüklükten bahsetmiyoruz. Burada ekonomiye olan katkıdan bahsediyoruz ki, bu çok çok daha önemli bir nokta. Bizim yaptığımız yaklaşım ve çalışmalara göre Türkiye potansiyelini kullanabilirse, 2020 yılında dünyanın ekonomik gelişimine katkıda bulunan dokuzuncu ülke olabilir.

Dünyadaki bütün gelişmiş ekonomiler biraz önce bahsettiğimiz gibi o değişim noktasında bulunmaktalar. Ya bu değişimi ciddi bir şeklide kötü anlamda yaşıyorlar ya da kendilerini o noktada hızlandırmak ve adaptasyon göstermek için çalışıyorlar. Gelişmiş ekonomilerde gördüğümüz şey yaşanan krizden sonra, birçok gelişmiş ülke gibi biraz daha hızlı büyümeye çalışmaları ve bu yönde çalışmalar göstermeleri.

Bu yapılan çalışmalar sonucu para akışının hem hacmen, hem de akış ve giden yön anlamında değişmesinden dolayı, Türkiye ve büyüyen birçok ülke gelecekte geçmişte aldığından daha az doğrudan yabancı yatırım alma durumunda kalabilir.

Burada yaşanan ülkenin kendini güçlü bir şekilde rakiplerine göre konumlandırması ve dışarıdan gelecek olan yatırımın en azından bir kısmını çekmeye çalışması.

Bu noktada 3 tane ana kıstas var. Bir tanesi reformların ve yapısal olarak regülasyonların düzeltilmesi, sürekli iyileştirilmesi. Ekonomik dinamizmin sağlanması ve bunun artırılarak devam ettirilmesi. Ve inovasyonun güçlü bir şekilde ülkenin DNA’sına yerleştirilmesi.