Finans devleri iki arada bir derede

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD ile Çin arasındaki çıkar çatışmasının en keskin şekilde hissedildiği bölge Hong-Kong. Küresel finans merkezlerinden birisi olan bölgede demokrasi taraftarları ile Çin kontrolündeki özerk yönetim arasındaki çekişme ekonominin birçok alanında kendisini gösteriyor.

Financial News’in haberine göre demokrasi yanlıları medya şirketi Digital Next’in hisselerini satın alarak değerini on kat arttırdı. Hissedeki bu artış demokrasi yanlısı olduğu için yeni ulusal güvenlik yasalarınca gözaltına alınarak Pekin’e gönderilen medya patronu Jimmy Lai’ye destek sinyali olarak algılandı. Pekin yönetimini eleştirenler, Hong Kong'daki siyasi özgürlük kısıtlamalarının, kentin refahının temel taşı olan özgür finansal piyasalarını tehdit ettiğini savunuyorlar.

Bu durum başta finansal hizmetler sektörü olmak üzere kentte başarılı olan pek çok yabancı şirketi ve çalışanlarını tehdit ediyor.

Finans devlerini korku sardı

Kısa vadede, yeni ulusal güvenlik yasasının yürürlüğe girmesi, Pekin yönetimi geçen yıl Hong Kong'daki siyasi huzursuzluğa karşı başlattığı baskıyla birlikte Batılı şirketlere yönelttiği halkla ilişkiler mücadelesini artırdı. Şirketlerse ciddi bir ikilem arasında sıkışmış hissediyor. Pekin’e onay sinyali verilerek yerel müşteriler ve Batılı hükümetlerden aldıkları desteği kaybetmeyi mi göze almalılar yoksa siyasi özgürlüklerini savunarak Çin Hükümeti’nin misillemeleriyle mi karşı karşıya kalmalılar?

Şehirdeki en büyük operasyonlara sahip iki İngiliz bankası, HSBC ve Standard Chartered, Hong Kong'da istikrarı sağlamak için dikkatli ifadeler kullanarak destek hamleleri vererek ilk dersi aldı. Fakat büyük risk daha çok Washington kanadından geldi.

Hong Kong'da faaliyet gösteren yabancı firmalar giderek gerginleşen ABD-Çin ilişkilerine yakalandılar. Yatırım bankası Keefe, Bruyette & Woods’un Üst Düzey Yöneticisi Edward Firth yatırımcıların HSBC ve Standard Chartered’ın ABD’nin yeni önlemleri karşısında Hong Kong’taki Çin otonomisini koruyabilecekleri ihtimalinin hafife alındığını belirtiyor.

Bir diğer belirsizlik de bankaların Çinli kişi ve kurumlara ABD yaptırımlarını uygulaması durumunda Çinli yetkililerin nasıl tepki vereceği. Zira Pekin yönetiminin bu yaptırımları göz ardı etmeyi göze alamayacağı da düşünüyor.

HSBC Çin bankası mı oluyor?

Biden durumu daha kötü yapabilir

Üstelik Donald Trump'ın kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerini kaybetmesi halinde gerginlik de azalmayacak. Bazı gözlemciler, Joe Biden'ın seçimleri kazanması halinde ABD'nin Çin'e karşı tutumunun daha da radikal hale gelebileceğini düşünüyor.

HSBC ve Standart Chartered gibi uzun vadeli işletmeler için Çin sisteminde Hong Kong’un benzersiz rolünün bu kadar kısa zamanda değişmesi sorun oluşturuyor. Bu sorunun büyümesi kısman Hong Kong’un gümrük tarifeleri açısından özel statüsünü sona erdiren emri imzalayan ABD Başkanı’na bağlı. Fakat son karar büyük oranda Pekin yönetimi tarafından belirlenecek.

Biden'ın "karanlık" yüzü

Çin’in büyük planı ne?

Bazı İngiliz finans patronları kapalı kapılar ardında Pekin’in hızla Hong Kong’a olan ekonomik bağımlılığını azaltmaya karar verdiğine inanıyor. İddialara göre Pekin yönetimi, Hong Kong’un uluslararası Finans sistemine açılan kapısı olma işlevini Çin Anakarası’na kaydırmayı planlıyor.

Bu Hong Kong’ta büyük işletmelere sahip olan HSBC, Standard Chartered ve diğer Batı finans kurumları için ciddi bir darbe olacaktır. Birçok firmanın Çin Anakarası’nda operasyonları olmasına rağmen, çoğunlığı Hong Kong’ta daha büyük yatırımlara sahip. Ayrıca bu firmalar Çin Anakarası’ndaki merkezlerde Çinli rakiplerinden daha fazla kısıtlamaya ve sert rekabetle karşı karşıya kalacaklar. Yılın ilk yarısında HSBC’nin Hong Kong’dan elde ettiği kârı Çin Anakarası’nda elde edilenin üç katından fazlaydı.

Konuya iyimser bakan uzmanlar Pekin yönetiminin Hong Kong'un özel statüsünü ekonomik açıdan korumaya olan bağlılığını sürdürdüğünü ve bunu kentteki muhalefeti çökerterek yapabileceğini düşündüğünü söylüyorlar. Fakat bunun doğru olması durumunda Pekin’in uluslararası finansal sisteme olan güvene gereksiz yere zarar vermesi durumunu açıklaması gerekecek.

Ancak bazı yatırımcılar Pekin'in Hong Kong'a olan bağlılığı konusunda samimi olduğuna inanıyor ve çok daha fazla siyasi kontrol uygularken kentin uluslararası bir ticaret merkezi olarak statüsünü korumada başarılı olabileceğini düşünüyor.

Hindistan kamu bankalarını özelleştirecek

Alman bankalara kaçakçılık baskını

Turizm cenneti adalarda kovid sessizliği