Ana SayfaRöportajlarOdeabank'lı Serkan Özcan'dan müthiş analizler ---

Odeabank'lı Serkan Özcan'dan müthiş analizler

4 / 8
Odeabank'lı Serkan Özcan'dan müthiş analizler
28 Nisan 2014 - 11:09 www.finansgundem.com

YURT İÇİ TASARRUF BİLİNCİNDE BELİRGİN BİR İYİLEŞME GÖZLENİYOR

-İç talep gelecek 10 yılı ne ölçüde belirleyecek? Yoksa ihracata yönelik büyüme mi hakim olacak? Cari açık nasıl çözülecek?

Serkan Özcan: Türkiye’de iç talebin ekonomideki payı 2010’dan bu yana sınırlı bir şekilde düşerken, yatırımların payı artıyor. Ancak halen ekonomide %67 ile en büyük payı özel tüketim harcamaları karşılıyor. Sürdürülebilir büyümeye ulaşmak istiyorsak, gelecek 10 yılda bu dağılımın mutlaka değişmesi gerekiyor; zira geçmiş on yıldaki gibi artan bir global likidite ortamı ile karşı karşıya olmayacağız. Dolayısıyla ihracatta katma değerli ürünlere de kayarak ürün ve pazar çeşitliliği açısından konumumuzu güçlendirmeli, tüketmek kadar tasarruf bilinci de edinmeliyiz. En kırılgan yanımız olan petrol fiyatları yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürdükçe, cari açığın gerçek çözümü olarak yeni ekonomik programı kararlı bir şekilde uygulamak ve bazı ihtiyaç duyulan yapısal reformların hayata geçirilmesi yeterli olacaktır. Ana ticaret ortağının daraldığı bir yılda, Türkiye %4 büyümeyi ve daha da önemlisi altın hariç cari açığını milli gelire oran olarak %6,9’dan %6,5’e indirmeyi başardı. Petrol fiyatları ve bu bağlamda Enerji Bakanlığı’nın fiyat indirimi konusunda çabaları oldukça kritik. Bir regresyon analizi yapmak gerekirse, petrol fiyatları 2003’teki gibi 30 dolarda kalabilseydi, 2013’teki altın hariç cari açığımız %1,0’in de altında kalacaktı. Türkiye’nin üretim zincir değeri dikkate alındığında, cari açığı sıfırlayacak bir TL seviyesinden bahsetmek çok güç, yapısal sorunlardan ötürü cari açığı sıfırlayacak sadece bir petrol seviyesinden bahsetmek makuldur ki, o da bizim elimizde olmayan küresel koşullara bağlı bir faktör. Öte yandan yurt içinde tasarrufları artırmak için hükümetin bireysel emekliliğe verdiği %25’lik katkı desteği ile Mart 2014 itibarıyla bireysel emekliliğe katılımcı sayısı bir yılda %29 artışla 4,4 milyon kişiye, toplam biriken fon tutarı ise %21 artarak 27 milyar TL’ye ulaştı. Türkiye ölçeğiyle kıyaslandığında halen sınırlı kalsa da, çift haneli yüksek artış oranı dikkate alındığında yurt içi tasarruf bilincinde belirgin bir iyileşme gözleniyor.

-Türkiye’deki uzun vadeli yatırımlara ne olacak? Uluslararası piyasalarda Türkiye bir gelişmekte olan piyasa olarak görülmeye devam edilecek mi?

Serkan Özcan: Türkiye sürdürülebilir büyüme patikasına doğru ilerleyen, bankacılık ve kamu maliyesi görece oldukça güçlü ve jeopolitik açıdan bir geçiş ülkesi olarak kritik öneme sahip bir gelişmekte olan ülke olarak tanımlanabilir. Son dönemdeki olumsuz gelişmelere rağmen, Türkiye bu konumunu sürdürmeye devam edecektir. Önemli olan Türkiye’nin daha hızlı ve daha dengeli büyümeyi yakalayabilecek yapısal reformları gerçekleştirebilmesidir. Bu yolda ilerlediğinde, Türkiye hem mevcut büyük projelerini rahatlıkla gerçekleştirebilecek hem de ilave doğrudan yabancı yatırımlar çekmeyi başarabilecektir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster