BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerEnerji sektörünün önemli ismi Sedat Akdağ’dan kritik uyarı: İflaslar olabilir----

Enerji sektörünün önemli ismi Sedat Akdağ’dan kritik uyarı: İflaslar olabilir

Enerji sektörünün önemli ismi Sedat Akdağ’dan kritik uyarı: İflaslar olabilir
20 Ekim 2021 - 07:45 www.finansgundem.com

Enerjide neler oluyor? Krizin ayrıntıları neler? Dev sektörü ne bekliyor? Sedsal Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Akdağ, sorunları anlatıyor, çözüm öneriyor: Üretim artmalı, yenilenebilir enerji öne çıkmalı.

VOLKAN KARSAN – FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

‘Kazandıran Sohbetler’in bu kez konuğu genç ve başarılı iş adamı Sedat Akdağ… Akdağ’a sorularımıza geçmeden yaklaşık bir yıl önce kardeş sitemiz Borsa Gündem’de yer alan satırlardan kendisini bir kez daha hatırlayalım:

Akdağ’ın şirketlerinden Sedsal Enerji, EPDK’dan alınan ilk lisansla enerji sektörüne ‘merhaba’ diyor. Sonra Akdağ Şirketler Grubu’nu kuruyor. Bu arada Akdağ damgalı inşaatlar yükseliyor. Temelleri ‘cennetin denizleri’ Fethiye’de, Göcek’te atılan konutlar, villalar, işyerleri; grubun bölgedeki liderliğini de pekiştiriyor. Ve doğalgaz şirketi, sektörün önemli aktörlerinden biri olmaya aday Akdağ Doğalgaz katılıyor aralarına.

O dönemki röportajda Sedat Akdağ bir konuya daha dikkat çekiyor ve dünyadaki yenilenebilir enerji trendine pas geçmenin çıkaracağı faturayı işaret etmeden geçmiyor. Akdağ’a göre Cumhuriyet bundan uzak kalamaz, kalmamalı; bu rüzgar mutlaka yakalanmalı, dibine kadar kullanılmalı: “Sadece kurulum maliyetleri olan sonsuz bir kaynaktan bahsediyoruz.”

EPDK enerji tarifelerine 1 Temmuz 2021 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 15 oranında zam yaparak arz talep dengesinde artan maliyetleri tüketiciye yansıtma yolunu gitmiştir. Bu zamla birlikte maliyetler de bu yönde artmaya devam etmektedir. 1 Ekim 2021 dönemi için herhangi bir tarife açıklanmayarak sektör daha karamsar ve önünü göremez bir hale sürüklenmiştir.

“SÖZLEŞMELER İMZALANDIĞINDA MALİYETLERİN BU YÖNDE ARTACAĞINI HİÇBİR TEDARİKÇİ ŞİRKET TAHMİN EDEMEZDİ”

- Sayın Akdağ enerji sektöründeki yatırımlarınızı biliyoruz, 2 milyar euroluk yatırım hedefinizin neresindesiniz? Son zamanlardaki gelişmeleri ve yakın gelecekte bizi nelerin beklediğini öğrenebilir miyiz?

- Enerji yatırımlarını biraz askıya aldık, inşaata yöneldik. Çok ciddi bir villa sayımız var. Aşağı yukarı yetmiş yeni villaya başladık. Enerji konusuna gelince şöyle büyük bir sıkıntımız var: Bu sene aldığımız kamu ihalelerinin hemen hemen hepsine zarar etmekteyiz. Bunun sebebi de Ocak 2021’de 29 kuruş olan bizim PTF (Piyasa Takas Fiyatı) maliyetimiz şu an 62 kuruşlarda. Yani yüzde 109 bir artış var. Bu da bütün sektörü kilitlemiş durumda. Hatta birkaç arkadaşım var, samimi arkadaşım aynı zamanda rakibim, iflasın eşiğindeler. Bugün yarın iflas açıklayabilirler...

2021 yılı başında çıkan maliyet fiyatları, Ekim 2021 dahil olmak üzere 10 aylık dönemi kıyasla yüzde 109 oranında artış göstermiştir. Ocak 2021 de 0,29772 TL olan piyasa takas fiyatı Ekim ayının ilk 20 günlük dönemi baz alındığında 0,62268 TL olarak ortalama ile açıklanmıştır. Bu da maliyetin aynı takvim yılı içerisinde 2 katından fazla bir değere ulaştığını göstermektedir. Ayrıca enerji piyasası son 10 yıla bakıldığında bu şekilde maliyet artışlarının olduğu başka bir dönem yoktur.

Tedarik lisansına sahip şirketler üretim faaliyetleri olmayan sadece tedarik lisansına sahiptir. Elektriği piyasa takas fiyatından satın almak zorundadır. Yani Enerji Piyasasının belirlediği fiyatlar bizim gibi şirketler için tek alım mekanizmasıdır.

EPDK, yukarıdaki hesaplar ışığında maliyetlerin yükselmesinden dolayı enerji tarifelerine 1 Temmuz 2021 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 15 oranında zam yaparak arz talep dengesinde artan maliyetleri tüketiciye yansıtma yolunu gitmiştir. Bu zamla birlikte maliyetler de bu yönde artmaya devam etmektedir. 1 Ekim 2021 dönemi için herhangi bir tarife açıklanmayarak sektör daha karamsar ve önünü göremez bir hale sürüklenmiştir.

Bazı kamu ihalelerinde fiyat farkı olmadan yapılan sözleşmeler olmuştur. Bu sözleşmeler imzalandığında maliyetlerin bu yönde artacağını hiçbir tedarikçi şirket tahmin edemezdi. Bu durumdaki mağduriyetlerimizle alakalı birçok kuruma ve idarelere başvuru yapmamıza rağmen herhangi bir cevap alamadık. Sektördeki firmaların çoğu yok olmanın ve iflasın eşiğindedir düşüncesindeyim. Özellikle kamuya yapılan işlerde çıkan yüksek zararlar artık kamu yararı ilkesinden çok firmaların iflasının sebebi olacaktır.

“SADECE TEK BİR İHALEDE 650 BİN LİRA AYLIK ZARAR ETMEKTEYİM”

- Sanırım bunun dünyada da benzer örnekler var değil mi?

- İngiltere'de vardı. On iki tane firma iflas etti. Bizde olduğu gibi onlarda da yapısal önlemler almak için çok geç kalındı.

- Peki, siz ne gibi tedbirler öneriyorsunuz?

- Zorlanan şirketler için ana unsur olarak üç tedbir söz konusu olabilir. Birincisi fiyat farksız ihalelerin derhal iptal edilmesi veya fiyat farkının verilmesi. Şöyle ki bizim ihalede 39 kuruşa aldığımız elektriği şu anki maliyetimiz 80 kuruş. Yani şöyle düşünün, kamuya kestiğimiz 1 milyon liralık elektrik faturasının 500 bin lirasını zarar ediyoruz. Hiç böyle ayakta kalınabilir mi? Onun da herhalde iptal olması lazım çünkü bu bir mücbir sebep sayılmalı. Bir diğer konu da aktif enerji fiyat farkının hesaplanmasında bazı teknik hatalar olduğunu düşünüyoruz. Biz birkaç kere EPDK'ya bununla ilgili dilekçe yazdık ama dikkate alınmadık. Şu an fiyatlar artıyor ama EPDK'nın fiyat farkı endeksi bizi maalesef korumuyor. Sadece tek bir ihalede 650 bin lira aylık zarar etmekteyim.

Bizim ihalede 39 kuruşa aldığımız elektriği şu anki maliyetimiz 80 kuruş. Yani şöyle düşünün, kamuya kestiğimiz 1 milyon liralık elektrik faturasının 500 bin lirasını zarar ediyoruz. Hiç böyle ayakta kalınabilir mi?

“HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ DERHAL FAALİYETE GEÇMELİ, DOĞAL GAZA BAĞIMLILIK AZALTILMALI”

- Bu tedbirler dışında sektörün rayına oturması için başka önerileriniz var mı?

- Elbette var. Şu anki piyasa koşullarında artan kur fiyatlarını da göz önüne alırsak elektrik maliyetlerinin artmadığını düşünsek bile artan kur TL bazında fiyatlara yansıyacak. Enerji kalemindeki yüzde 10’luk bir fiyat artışı enflasyon oranının bir puan yukarı seyretmesi anlamına geliyor. Bu durumun farkındayız ve daha yüksek bir enflasyon istediğimiz bir durum değil. Zamdan ziyade enerji fiyatlarını düşürmek için bir önlem paketi açıklanması daha uygun olacaktır. En önemli altın önerim üretime ağırlık vermemiz lazım. Bu konuda da maalesef biraz geç kaldık. Bununla ilgili hidroelektrik santrallerin derhal faaliyete geçmesi lazım. Doğal gaza bağımlılığın azaltılması gerekli. Biliyorsunuz dünya piyasası genelinde doğal gaz yaklaşık 10-12 kat arttı. Çok yüksek oranda bir artış var. Geçen yıllarda Türkiye’de doğal gazın üretimdeki payı yüzde 20-25’lerde idi şu an yüzde 33. Hidroelektrikle hemen hemen eşit düzeye geldi. Bundan dolayı da maliyetlerimiz tam yüzde 109 arttı. En sağlıklı çözüm ülkemizin üretim yapması. Maalesef bu konuda biraz geç kaldık. Üretim derken doğal yenilebilir enerji ondan sonra güneş panelleri… Rüzgâr güllerine de biraz yatırım yapıldı ama hidroelektrik kısmında barajların biraz daha üretim kapasitesi arttırılabilir.

Bazı duyumlar alıyoruz. Tam olarak bilemiyoruz. “Bilerek üretimi kısıyorlar” deniyor.  Yani biraz daha yüksek fiyattan satmaları şeklinde. Aşağı yukarı bir iki aydır bu dedikodular var ama tam emin değiliz.

“İKİ ÜÇ YIL ÖNCE ÇOK BAŞARILI YATIRIMLAR YAPILIYORDU AMA SON BİR YILDIR MAALESEF DURGUNLUK VAR”

- Orta ve uzun vadede öneriniz yenilenebilir enerji, doğadan daha fazla yararlanmak herhalde değil mi?

- Tabii ki. Yenilebilir enerjide, biyoenerjide ve benzer türevlerde ciddi yatırımlar yapılması lazım. Bir ara şaha kalkmıştık. Yaklaşık iki üç yıl önce çok başarılı yatırımlar yapılıyordu. Ama son bir yıldır maalesef biraz bir durgunluk var. Uzun vadede böyle giderse daha kötü sonuçlarla da karşı karşıya kalabiliriz. Bugün beş firma iflas eder ama üç dört yıl sonra belki de sektör diye bir şey kalmaz.

Geçen yıllarda Türkiye’de doğal gazın üretimdeki payı yüzde 20-25’lerde idi şu an yüzde 33. Hidroelektrikle hemen hemen eşit düzeye geldi. Bundan dolayı da maliyetlerimiz tam yüzde 109 arttı. En sağlıklı çözüm ülkemizin üretim yapması. Maalesef bu konuda biraz geç kaldık. Üretim derken doğal yenilebilir enerji ondan sonra güneş panelleri…

“DEVLET BİRAZ DESTEK VERİRSE EĞER BİNALAR ELEKTRİK ÜRETİRSE ÇOK İYİ OLUR"

- Siz aynı zamanda inşaat sektöründesiniz, büyük yatırımlarınız var. Elektrik pahalandıkça insanlar, “acaba binaların çatıları, sitelerdeki bazı alanlar güneş enerjisi için değerlendirilebilir mi?” sorularını sormaya başlıyor. İnşaatlarla enerji üretimi entegre edilebilir mi?

- Çok rahat entegre edilebilir. Amerika'da örneği var; Elon Musk Solar City'de birçok çatıda üretim yapmakta ki biz de ülkemizde bunu çok rahatlıkla yapabiliriz. Bununla ilgili Konya'da, Gaziantep'te ciddi anlamda üretimler var. Devlet biraz destek verirse eğer binalar elektrik üretirse çok iyi olur. Bu noktada 15-20 yılda değil de 5-6 yılda kendisini amorti edecek şekilde düzenleme olursa çok başarılı bir sonuç ortaya çıkar. En azından binalar kendi elektriğini üretmiş, çok ciddi bir yük kalkmış olur.

- İnşaat sektörü, müteahhitler, projelerine bunu katmakta bir devlet desteğinin mi gerekliliğini öngörüyorlar?

- Elbette devlet desteği gerektiriyor. Bu yatırım aşağı yukarı 15-20 yılda amorti edilebiliyor. Biz de bunu villayı veya daireyi satarken yansıtmak zorundayız. Ama bu da satın alanlar için zor bir duruma neden oluyor. Bununla ilgili eğer bir teşvik olur ve vergiler kalkarsa amortisman 8-9 yıla inerse bu Türkiye genelinde yaygınlaşır ve belki de diğer ülkelere de biz örnek olabiliriz.

“ARSA FİYATLARINDA ÇOK CİDDİ BİR ARTIŞ OLDU, İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA YAVAŞLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

- Enerji sektöründe sıkıntılar var, siz kendi özelinizde inşaata ağırlık verdiniz. Peki inşaat sektörü dikensiz gül bahçesi mi? Orada da sorunlar yok mu?

- Orada da bazı sıkıntılar var, şöyle ki… Geçen yıl keşke pandemi olmasaydı ama bu dönemde ve pandemi koşullarında çoğu müteahhit bundan fayda gördü. Suni bir şekilde fiyatlar arttı. Biz de bundan yararlandık. Ama şimdi bu fiyat artışları şöyle bir dezavantaj getirdi. Bu koşullarda geçen yıl veya sezon sonu sattığımız villa veya daireleri, yeni arsa satın alıp tekrar aynı fiyata mal edemiyoruz. Arsa fiyatında çok ciddi bir artış oldu, bu nedenle sektörün önümüzdeki yıllarda yavaşlayacağını düşünüyorum. Şu an iyi gidiyor ama bunun da ömrü en fazla bir sene. Arsa fiyatları Göcek'te tam üç buçuk kat arttı. Göcek'te benim dönümü bir milyon, bir milyon üç yüz bin liraya aldığım arsalar şu an dönüm fiyatı 4-5 milyon liradan aşağı değil. Bunun içine sadece iki tane villa yapabiliriz bu da satışları olumsuz etkiler.

Maalesef dünya genelinde de bizim ülkede de bir hastalık var. Parayla para kazanmak... Üretimin olmadığı yerde de maalesef bu sorunlar var. Eğer biz enerjide üretim yapabilmiş olsaydık bugünkü bu sorunların hiçbirini konuşmayacaktık. Devletin de bizi korumasına falan hiç gerek kalmayacaktı. Buradan bir farklı mesaj da mesela üretim yapmış olsaydık en azından dolar bu şekilde artmayacaktı. Paramızın bir değeri olacaktı.

“ÜRETİM YAPMIŞ OLSAYDIK EN AZINDAN DOLAR BU ŞEKİLDE ARTMAYACAKTI, PARAMIZIN BİR DEĞERİ OLACAKTI”

- Sizin tüketicilere veya yatırımcılara yönelik önerileriniz de var mı?

- Bununla ilgili sadece tek bir kelime söyleyeceğim, üretim. Vatandaş olarak da biz üretime odaklanmalıyız. Ama maalesef dünya genelinde de bizim ülkede de bir hastalık var. Parayla para kazanmak... Üretimin olmadığı yerde de maalesef bu sorunlar var. Eğer biz enerjide üretim yapabilmiş olsaydık bugünkü bu sorunların hiçbirini konuşmayacaktık. Devletin de bizi korumasına falan hiç gerek kalmayacaktı. Buradan bir farklı mesaj da mesela üretim yapmış olsaydık en azından dolar bu şekilde artmayacaktı. Paramızın bir değeri olacaktı. Yaptığımız katma değerin de bir değeri olacaktı. Üretim yetersiz olunca bu sıkıntılar devam edebilir.

- Bu bağlamda çevre duyarlılığına ağırlık vermek herhalde en doğru yol olsa gerek değil mi? Çöplerden ham madde olarak yararlanmak ya da enerji sektöründe kullanılmasını sağlamak…

- İsviçre'de çöp ithal edilip onlardan elektrik üretiliyorsa, buna karşılık bizdeki çöpler ve daha birçok işe yarar madde ziyan oluyorsa burada sorun biraz da bizde.

“GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMAZSA TEDARİK FİRMALARI YOK OLUR, DEV FİRMALAR İSE SEKTÖRDE KARTEL OLABİLİR”

- Sorunlarla ilgili son söz olarak bir toparlama yaparsak nasıl özetlemek istersiniz?

- Kısa vadede en azından sektörün ayakta kalması için acilen birkaç önlem alınması gerekli. Fiyat farkı olmayan ihalelerin derhal iptal olması veya fiyat farklarının verilmesi gerekir. Bu ihalelerde durum şöyledir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile hesaplanan fiyat farklarında tavan uygulaması vardır. Mevcut tarifelerdeki tavan fiyat ile çıkan maliyet arasında oluşan fark yine bu işlerde ciddi zararlara sebep olmaktadır.

Bunun için çözüm yolu önerimiz fiyat farkı olmadan alınan kamuya ait işlerde fiyat farkı uygulanma yolunun açılması ya da mevcut sözleşmelerin yaptırımsız olarak sonlandırılması ve tarife değişikliği ile tavan fiyatın tarife bazında da yükseltilmesidir.

Diğer yandan 1 Ekim 2021 dönemi için herhangi bir tarifede değişiklik olmamasına rağmen tersi bir durum olarak EPDK maliyetimizin tavan fiyatında da güncelleme yaparak yüzde 33 artırıma gitmiştir. Yani EPDK’nın aldığı bu artış kararı fiyatların ve maliyetin arttığını kabul etmesi anlamına gelmektedir. Sektörün rahat bir nefes alması için tarifelerin de bu oranda artması gerekecektir.

Sonuç olarak sektörün dar boğazda olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Ülke ekonomisine büyük katkısı olan enerji sektörünün bu durumdan çıkabilmesi için enerji bakanlığımızdan gerekli adımları beklemekteyiz. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde tedarik firmaları yok olur, dev firmalar ise sektörde kartel olabilir. Özel sektörde rekabet ortadan kalkarsa bunun ceremesini ileriki günlerde sanayi kuruluşları ve işletmeler çeker.

Prof. Dr. Karakulak: Balıkçılık filosu kapalı havzayı bırakıp okyanusu hedeflemeli

Prof. Dr. Akat: Enflasyon Türkiye’nin önünde büyük bir hendek, önemli bir makro dengesizlik

Sezgin Lüle: Robotik süreç ile yıllık 530 bin saatlik iş yükü azaldı

Yale’in ödüllü mezunu Karacan, Facebook’u ve başarılarını anlattı

Ülgen: Dijitalle tanışan müşteri sayısı hızla yükseliyor

Köksal’dan sihirli formül: Bütçe, tasarruf, birikim, yatırım, sepet

Prof. Dr. Gökçen Orhan: Kovid aslında bir pıhtı hastalığı

Erdem: Kripto para madenciliği bir tür bankacılık

Prof. Dr. Helvacı: Kripto varlık düzenlemesi sınırlı, kapsamlı değil

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Mucise Reis ;)20 Ekim 2021 11:48

    Başabaş noktasınamı geldım :D tarafabozuldu abi, elektrık enerjı htları aşırı yuklnme arızalı abi... der, sistemi off yaparım :D ne zarar mal satayım, tahsl edemeyeceksem ? ben afad mıyım, kızılaymıyım ? paramı faize yatırmamış, ticaret yaparn para kazanmaya gayret eden işinsanıyım... neden zarar edeyım ? :D mantık bu 

  • ALİ HAYDAR TANRIKULU20 Ekim 2021 10:37

    Elbistan termik santrali acilen devreye alınmalı, zaten hükümet son yıllarda yenilebilir elektrik alanında büyük yatırımlar yaptı.dünya nın ikinci büyük elektrik üzerine paneller çin den sonra ülkemizde üretilmektedir.bundan sonrada bunlar devam edecektir.