Ali Güven’den Türkiye ve profesyonel yönetici bombaları

4 / 14

---

KADINLAR HER KONUDA ERKEKLERDEN DAHA BAŞARILI

-Peki, durumun böyle olması ailelerin suçu mu? Profesyonellerin bun da güven vermemeleri mi sorun?

Ali Güven: Burada suç diye bir şey yok. Her ülkede olmuş bu bir zaman, o gücü bırakmak istememişler. Mesela şöyle bir tip yok mu? “Kahraman”. “Şantiyede yattım, buranın ilk toprağından biz şey yaptık”. Artık bu bitti. Artık tek adamın yapacağı bir şey yok. Çünkü komünikasyon denen bir şey var, takım oyunu diye bir şey var. Bana göre bugün takım oyunu oynamayan hiç kimsenin şansı yok. Diyeceksiniz ki mesela tenisçi de mi? Evet, tenisçi de. Tenisçi belki tenisi tenis maçında tek başına oynuyor ama onun arkasında bir takım var. Bir de bana göre bu ülkede çalışan kadınların sayısını artırsan daha başarılı olursun. Çünkü kadınlar işte bizden daha başarılı.

-Yöneticilikte mi? 

Ali Güven: Her konuda bizden daha başarılı. Çünkü kadın dört beş işi aynı anda yapmak zorunda. Bizim bir işimiz var, biz erkeğiz. Kadın ise kocasına eşlik yapacak, çocuklarına annelik yapacak, ev hanımlığı yapacak. Sen bugün dünyanın en meşhur CEO’su diyorsun, Hindistanlı Pepsi’nin CEO’su. Kadının konuşmasını dinle, diyor ki, “Ben Pepsi’nin CEO’suyum ama akşam kocamın karısıyım, yemek istiyor adam.” Bu multi-tasking var ya, birkaç işi aynı anda yapmak, çok önemli. Biz tek taraflıyız, çok düzüz.

-O zaman dört beş işi yaparken onu organize etmeyi de biliyorlar. Öyle bir yetenekleri var.

Ali Güven: Kadın 2 milyon dolarlık işe imza atarken öteki taraftan, “Akşama şu yemeği hazırlarım” diyor olabilir. Yani o ölçüde.

Ama bizdeki problem şu, şimdi artık milyarlarca dolarlık şirketler önümüzdeki 10 sene içinde bu tehlikenin içine girecekler ve ayakları kayacak. Çünkü hazırlık yapmadılar. Çoktan hazırlık yapmaları gerekirdi. Mesela, benim Fransa IBM’de 1998 ve 99’de ilk işim executive resource diye bir şeydi. Executive resource dediğinin bir tek amacı var, şirketin bir sonraki 10 yıllık bütün potansiyel genel müdür ve genel müdür yardımcılarını seçiyor, yetiştiriyor. Yıllar önce, yani belki sen 2005’te genel müdür olacaksın. Bunu 98’de belirliyor. Bu adamda potansiyel var, onu ona göre yetiştiriyor, öyle toplantılara sokuyor, öyle eğitimler veriyor.