BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomiİki kutuplu yeni dünya: ABD ve Çin----

İki kutuplu yeni dünya: ABD ve Çin

İki kutuplu yeni dünya: ABD ve Çin
04 Temmuz 2022 - 17:53 www.finansgundem.com

G7 ve NATO zirveleri, Batı ile Rusya ve Çin arasındaki derin ve düşmanca bölünmeyi açıkça ortaya koydu. Dünya devletleri ise ABD ve Çin arasında bir seçim yapmak zorunda.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Batılı liderler, Avrupa’nın son otuz yılın ilk büyük savaşını yaşadığı, dünyanın son yılların en yüksek enflasyon oranlarıyla boğuştuğu ve hızla kötüye giden gıda krizi gibi eşi görülmemiş bir karmaşa zemininde iki zirve için bir araya geldiler. Almanya’da düzenlenen G7 ve Madrid’de düzenlenen NATO zirvelerinin ortak noktası, Batı egemenliğindeki küresel yönetimi ve bu yönetimin dünyanın geri kalanıyla derinleşen kutuplaşmasını göstermesi oldu. Her iki zirveye de Ukrayna’daki savaş hakimdi. Liderler, Ukrayna’ya destek sözü verseler de, bu sözlerin sembolik mi yoksa gerçek mi olacağını zaman gösterecek.

The Conversation’dan Stefan Wolff’un haberine göre, NATO Zirvesi’nde bir araya gelen Batı dünyası, Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya’yı bir kez daha sert bir tutumla dışladı. Batı dünyası, NATO’nun yeni stratejik konseptinde Rusya’yı, “Müttefiklerin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki barış ve istikrara yönelik en önemli ve doğrudan tehdit” olarak nitelendirdi. Yine de zirve bildirilerinde beyaz edilen taahhütlerin dünyanın karşı karşıya olduğu derin krizlere kalıcı çözümler getirmesini beklemek gerçekçi değil. Aksine, iki zirve de, Batı dünyası ile Rusya ve Çin’in arasındaki sorunların hiç olmadığı kadar derin olduğunu gösterdi.

Adil bir dünya

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, G7 Zirvesi’nin başkanlığını yürüten Almanya, 2022 hedefi olarak “Adil bir dünyaya doğru ilerlemeyi” benimsedi. Bu Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden önceydi ve yaşananlar bu hedefi neredeyse imkansız hale getirdi. Dünyanın içinde bulunduğu durum, küresel gıda krizi ve iklim değişikliği sorunları noktasında bırakın yeni adımlar atmayı, geri adım atmamak bile dünyanın en zengin demokrasileri için kavrayışın ötesinde bir anlam ifade ediyor.

İki zirve de, Batı dünyası ile Rusya ve Çin arasındaki sorunların hiç olmadığı kadar derin olduğunu gösterdi.

Ukrayna Savaşı ve yarattığı sarsıntılar, G7 liderlerinin uzun yıllardır dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunlara etkili yanıtlar vermesini güçleştirdi. Savaşın Ukrayna’nın gıda ihracatını bloke etmesi ve AB’ye gaz akışını azaltması noktasında da Batı’nın elinden pek bir şey gelmedi. Bu askeri olmayan savaş araçlarının olumsuz etkileri ise özellikle kış geldiğinde daha da artacağa benziyor.

Çin gerçeğiyle yüzleşmek

Batılı liderlerin, Çin’in sıfır Kovid politikası üzerinde de herhangi bir etkileri bulunmuyor. Bu durum ise elektronik ve bilgisayar temelli bileşenlerin birçoğunun küresel pazarlara ulaşmasını engelliyor ve küresel tedarik zincirlerini sekteye uğratıyor.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin G7’deki yokluğu belki biraz anlaşılabilir ancak zirvelerden, Çin ile gerçekten bir iş birliği yapılabileceğine yönelik de çok az işaret ortaya çıktı. Aksine, G7 Liderler Bildirgesi’nde Çin’e yönelik sert ve eleştirel bir tutum ve talepler listesi yer aldı.

G7 Zirvesi’nde, uluslararası düzenin gelecekte alacağı yön ile ilgili olarak zirveye davet edilen Arjantin, Hindistan, Endonezya, Senegal ve Güney Afrika gibi ülkelerin liderlerini Rusya ve Çin’e karşı net bir tavır almaya ikna edilememesi de zirvenin akılda kalan yanlarından biri oldu.

Batılı liderlerin, Çin’in sıfır Kovid politikası üzerinde herhangi bir etkileri bulunmuyor.

Bölünmüş dünya

Zengin Batı demokrasilerinden oluşan küçük bir grup ile dünyanın geri kalanı arasında oluşan bu büyük bölünme, NATO Zirvesi’nde de kendini gösterdi. Açılış konuşmasını yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg konuşmasında Rusya ve Çin gibi otoriter rejimlerin kurallara dayalı uluslararası düzene açıkça meydan okuduğu daha tehlikeli ve rekabetçi bir dünyada, NATO'yu güçlendirmek için önemli kararlar alacaklarını açıkça belirtti. Bu kararlar arasında yeni strateji konsepti belirlenmesi, yüksek donanımlı birliklerin sayısının 2023 yılından itibaren 40 binden 300 bine çıkarılması ve Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya katılma davetleri yer aldı.

İki zirve birlikte ele alındığında G7’nin küresel düzeyde kritik ekonomik sorunları ele alma kabiliyetinin azaldığı görülüyor. Ayrıca, NATO üyelerinin Soğuk Savaş benzeri bir savunma ve caydırıcılık duruşuna geçmesi de uluslararası düzende bir paradigma değişikliğine işaret ediyor. Soğuk Savaş sonrası ABD liderliğindeki tek kutupluluk yanılsamasının çoktan bittiği açık ancak bunun yerini çok kutuplu bir dünyanın almayacağı da belli oluyor gibi.

Gelecek Çin ve ABD arasında geçecek

Rusya’nın geleceği üç kutuplu bir hale getirmek için Ukrayna’ya savaş açması bir yanda dururken, tüm işaretler dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin yeni bir iki kutuplu dünyada Çin’in mi yoksa ABD’nin mi yanında yer alacaklarına karar vermek zorunda kalacakları yönünde. G7 ve NATO zirveleri ise yalnızca küçük bir azınlığın ikincisini seçeceğini göstermesi anlamına gelebilir.

Rusya'dan Finlandiya'ya 'NATO sınır üssü' uyarısı

 

Carstens: Dünya ekonomisinin güçlü bir Çin'e ihtiyacı var

 

Rusya: Luhansk’ın tamamı kontrol altına alındı

 

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)