BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerAli Yüce: Çip krizi 100 milyar dolara mal olabilir----

Ali Yüce: Çip krizi 100 milyar dolara mal olabilir

Ali Yüce: Çip krizi 100 milyar dolara mal olabilir
24 Haziran 2021 - 08:15 www.finansgundem.com

Türkiye otomotiv dünyasının 3. kuşak temsilcilerinden Skoda Yüce Oto Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yüce, pandemide sektörde yaşananları, çip krizinin yol açacağı ekonomik kaybı, üretimi, elektrikli otomobili ve yerli otomobil girişimine bakışını anlattı.

VOLKAN KARSAN – FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

Skoda Yüce Oto Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yüce ile Kazandıran Sohbetler'in bu bölümünde otomotiv sektörünü ve otomobil sahiplerinin merak ettiği konuları konuştuk.

OTOMOTİVDE 3. NESLİN TEMSİLCİSİ OLMA YOLUNU ERKEN AÇAN TELEFON

- Önce otomotivde üçüncü neslin temsilcisi olmak nasıl bir duygu, işlere bu durum nasıl yansıyor?

- Bu soruyu yanıtlamaya bir anımı paylaşarak başlayabilirim. Henüz ortaokula giderken, bu süreç rahmetli Orhan Yüce'nin bir telefonu ile başladı. Bir gün okuldan döndüm, derslerimi ödevlerimi yapıyorum. Evin telefonu çaldı, arayan Orhan Yüce... “Ne yapıyorsun” dedi. Ben de “Babaanneme gittim, oradan geldim” dedim. Zannettim ki hoşuna gidecek... Sonuçta kızkardeşi... “Sen eğer babaannene yardımcı olmak istiyorsan, hayatta para kazanman lazım. Bırak sen okuldan sonra -O'nun tabiri ile söylüyorum- boş boş gezmeyi, ben şimdi okulu arıyorum, servisini değiştiriyorum, sen yarın işe başlıyorsun” dedi. Çok gencim, 15 yaşındayım. Dediğini de anında yapardı. Servisimi değiştirdi. Ertesi gün, okul 3'te bitince, okula yakın olan bir bayimizde üç buçukta işe başladım.

Tabii bu öyle tam zamanlı bir iş değil, öğleden sonra gidiyorum. Bana her gün farklı bir iş yaptırıyor. Bir gün araba yıkatıyor. Bir gün yedek parça kodlarını ezberletiyor. Tam bir kursa aldı beni. Tabi o günlerde insanın pek hoşuna gitmiyor bu durum. Arkadaşları sokakta gezerken, oyun oynarken çalışmak... Pek sindiremiyor insan bu durumu. Ama sonrasında üçüncü kuşak nasıl yetiştirilir, öğreniyor insan. Benim de torunum olsa ben de aynısını yaparım. Çünkü işi bilerek, bütün kademelerden geçerek gelmek, çok önemli. Oraya oturduğunuz zaman, karşınıza gelen kişi sizin işi bildiğinizi görürse ona göre davranır. Bu şekilde şirketiniz de daha başarılı olur. Bunu böyle görüyorum. Üçüncü kuşak olarak bizim daha farklı fikirlerimiz var. Belki teknoloji ile daha iç içeyiz, ikinci kuşağın da tecrübelerinden faydalanarak işimizi belli bir noktaya taşımaya çalışıyoruz. Önemli bir gelişme de sağladık ama bu bizim için yeterli değil. Markamızı daha iyi bir şekilde, Orhan Yüce'ye de layık olacak bir şekilde temsil etmeye çalışacağız.

(Üç nesil; Orhan Yüce, Ahmet Yüce, Ali Yüce)

2021 yılında pandeminin oluşturduğu negatif unsurlar, dünyada ve ülkemizde daha yönetilebilir hale geldiğinden hem üretim hem talepte belirgin bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Buna istinaden ülkemizde, 2021 yılının ilk beş ayında otomobil üretimi yüzde 28'lik artışla 532 bin adede ulaştı. Bu rakamla sonuçlanan üretimin, yüzde 74’ünü yani 391 bin aracın ihraç edildiği ilk beş aylık dönemde ihracat büyüme oranımız yüzde 18 olarak gerçekleşti.

PANDEMİNİN OLUŞTURDUĞU NEGATİF UNSURLAR YÖNETİLİR HALE GELDİ, ÜRETİM VE TALEP ARTTI

- Pandemi öncesi üretim, ithalat ve ihracat rakamlarını, sektörün büyüklüğünü bir hatırlayabilir miyiz?

- Bildiğiniz üzere ülkemizde Mart 2020 itibariyle pandemi etkisi yoğun olarak hissedilmeye başlanmıştı. Bu dönemde dünyada ve ülkemizde hızla gelişen salgın durumu, alınan kapanma önlemleri ve buna bağlı tedarik zincirlerinde oluşan aksamalar üretimi ve pazar koşullarını tüm dünyada maalesef negatif yönde etkiledi. Bu durumdan kaynaklı olarak ülkemizde de geçtiğimiz yıl Ocak-Mayıs döneminde otomobil üretimi, önceki yıla göre yüzde 34’lük düşüşle 415 bin adet olarak gerçekleşti. 2021 yılında ise pandeminin oluşturduğu negatif unsurlar, dünyada ve ülkemizde daha yönetilebilir hale geldiğinden hem üretim hem talepte belirgin bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Buna istinaden ülkemizde, 2021 yılının ilk beş ayında otomobil üretimi yüzde 28'lik artışla 532 bin adede ulaştı. Bu rakamla sonuçlanan üretimin, yüzde 74’ünü yani 391 bin aracın ihraç edildiği ilk beş aylık dönemde ihracat büyüme oranımız yüzde 18 olarak gerçekleşti. Bu veriler, pandemiyle ilgili sorunların devam ettiği bir dönem için bence umut verici. Ancak Türkiye gibi dinamik ve otomobil üretim kapasitesi yıllık 2 milyon adede yaklaşmış bir ülke için ise hala gidecek uzun yolumuz olduğunu gösteriyor.

Diğer taraftan Türkiye’nin dinamik ve genç bir nüfusa sahip olması, 2020’nin en zor şartlarında dahi ülkemizde satılan otomobil sayısının Avrupa’da pek çok ülkenin önünde olmasını sağladı. Türkiye’de 2020 yılının ilk 5 ayında 146 bin 528 adet binek otomobil satıldı. Pandemi etkisiyle tüm Avrupa’da satış adetleri rekor seviyede düşerken, ülkemizde binek araç satışları yüzde 21 oranında büyüme göstermişti.  Hatta hatırlanacağı üzere, bu dönemde otomobil tedariki ile ilgili yaşanan problemler basının da gündemine yoğun olarak gelmişti. Bu nedenle daha çok araç olsaydı, pandemiye rağmen çok daha yüksek adetlere ulaşabileceğini söyleyebiliriz. Görece güçlü seyir gösteren 2020 yılından sonra 2021 yılında da binek araç satışları ülkemizde büyüme göstermeye devam ediyor. Bu yılın ilk beş ayında binek araç satışı yüzde 69’luk artışla 248 bin adet olarak gerçekleşti. Türkiye gösterdiği bu performansla AB (Avrupa Birliği)+EFTA (Deniz aşırı ülkeler)+ UK arasında -böyle bir sıralaması var bizim fabrikanın- en büyük 6'ncı pazar olma -satışlarla alakalı- konumunda. Ülkemizin nüfus yapısı, otomobile olan ilgi ve diğer parametreleri gözettiğimizde, pazar dinamiklerinin büyümeyi destekleyeceğini düşünüyoruz.

ARAŞTIRMALAR ÇİP KRİZİ FATURASININ 90-110 MİLYAR DOLAR ARASINDA OLACAĞINI GÖSTERİYOR

- Markadan bağımsız pandemi dönemi ve çip krizinin sektöre etkileri nasıl oldu?

- Çip krizi, otomobillerde yoğun olarak kullanılan yarı iletken maddenin global tedarik problemi nedeniyle üreticiler için önemli bir sorun teşkil ediyor. Yarı iletken madde, kısaca otomobili akıllı ve teknolojik yapan her parçanın içinde var olan ve bu nedenle yokluğu üretimin durmasına dahi neden olabilecek kritik bir bileşen. Çeşitli saygın araştırma şirketleri, bu krizin sonuçları hakkında global araştırmalar yapıyor ve paylaşıyor. Bu araştırmalar; çip krizinin 2021 yılı boyunca devam edeceğini ve bu nedenle üretim kaybının 4 milyon araca erişebileceğini, bunun da neden olduğu ekonomik kaybın 90-110 milyar dolar arasında olacağını gösteriyor. Bu beklenmedik bir durum. Bunu bizim satış sonrası hizmetlerle de görüştüm. Tüm otomobil markalarının bundan etkilenmemesi mümkün değil. Aynen Kovid 19 gibi... Biz pandemide bazı sorunlarla karşılaşmaya alıştık. Fabrikada mesela bir bölümde bir Kovid vakası çıkıyor, o bölüm kapanıyor ve üretimimiz 20 gün sarkacak diye açıklama yapılıyor. Karantina, iyileşme süreci gibi açıklanabiliyor. Bununla yaşamayı öğrendik. Ama bu çip krizi farklı. Geçen yıl da, otomobillerin birçok elektronik aksamını üreten Bosch'ta da benzer bir durum olmuştu. Bunlar bizi çok etkiliyor ve etkilemeye devam edecek.

Araştırmalar; çip krizinin 2021 yılı boyunca devam edeceğini ve bu nedenle üretim kaybının 4 milyon araca erişebileceğini, bunun da neden olduğu ekonomik kaybın 90-110 milyar dolar arasında olacağını gösteriyor. Bu beklenmedik bir durum. Tüm otomobil markalarının bundan etkilenmemesi mümkün değil. Aynen Kovid 19 gibi...

VW’NİN ELEKTRİKLİ ARAÇTAKİ 2021 HEDEFİ 1 MİLYON ADET SATIŞ

- Kendi markanızda ve Volkswagen grubunda çevre duyarlı ve elektrikli araç planlaması nasıl ilerliyor?

- Buna kendi yaşadığım bir örnekle başlayayım. Biz pandemiden önce fuarlara gidiyorduk. 2016 yılında Paris fuarında, salonlar arası ulaşımı sağlayan araçlardan Honda ve Fransız markaları elektrikliydi. Biz de kendi grubumuz içinde VW yöneticilerine “Acaba bizim grup geç mi kaldı?” dedik. Volkswagen sonuçta Almanya'nın ilk üç otomotiv grubundan bir tanesi. Oysa ki yanılmışız. 2018 – 2020 arasında 50 milyar Euro bütçe ayırarak birden bu çalışmalarına hız kazandırdılar. 2025 yılına kadar 60 adet Hybrid motor, 75 adet de elektrikli motor üreteceklerini söylediler.

VW grup, ortaya koyduğu elektrifikasyon stratejisi ve altyapı yatırımlarıyla, otomobilin yeni çağında da söz sahibi olmak üzere stratejisini belirledi. Mild-Hybrid, Plug-in Hybrid ve BEV (Battery Electric Vehicle) tiplerinde geniş ürün portföyünü dünya ölçeğinde sunmaya başlayan VW grup, 2020 yılında elektrikli motora sahip 230 bin adet teslimat yapmayı başardı. 2021 yılında ise içinde elektrik motoru barındıran 1 milyon adet otomobil satmayı hedefleyen grup, 2025 yılında dünyada en çok elektrikli otomobil teslimatı yapan otomotiv grubu olmak yolunda ilerliyor.

VW grubun en önemli oyuncularından birisi olan ŠKODA ise, grubun sinerjisinden yüksek ölçüde faydalanıyor. Daha önce CITIGO modeliyle elektrikli ilk seri üretim modelini tanıtan ŠKODA daha sonra SUPERB IV adı verilen Plug-in Hybrid versiyonunu tanıtmıştı. Halihazırda ülkemizde de sunulan 4'üncü Nesil Octavia, Mild-Hybrid teknolojisi sunan ilk modelimiz olma özelliğini taşıyor. Tamamı Mild-Hybrid motorlardan oluşan Octavia ürün gamımız, Türkiye’de binek otomobilin en büyük payını oluşturan C Sedan segmentinin en çok satılan ithal otomobili konumunda.

2020 yılının son çeyreğinde seri üretime geçen tamamen elektrikli ENYAQ modelimiz ise 4.65 metre uzunluğa sahip büyük bir SUV. Çeşitli güç seçeneklerine sahip bu modelimiz versiyona bağlı olarak 500 km menzile sahip seçeneklerle tercih edilebiliyor. Ülkemizde elektrikli otomobiller için gerekli asgari altyapı şartları oluşması sonrasında ise bu iddialı SUV’u en geç 2023 yılında satışa sunmayı planlıyoruz. ŠKODA’nın elektrikli otomobillere olan yatırımları da ürün portföyümüze pozitif katkıda bulunacak. 2025 yılına kadar, 6 tanesi tamamen elektrikli olmak üzere 10 adet elektrik motoruna sahip model ve versiyon tanıtımı yapmayı planlıyoruz. Bu modelleri de Türkiye’de satışa sunarak Elektrikli otomobil pazarında ŠKODA’nın iddiasını ortaya koymak istiyoruz.

BUGÜN YOLDA GÖRDÜĞÜNÜZ HER ARACIN ELEKTRİKLİ VERSİYONU OLACAK

- Kadın sürücülerin elektrikli araçlara karşı ilgisinin beklenenden az olduğu, SUV modellerinin fazla olmamasının, yolda kalma riskinin bunda rol oynadığı iddia ediliyor. Ne dersiniz?

- Otomotiv sektörü göreceli olarak biraz daha erkek odaklı. Mesela bir araç arıza yapıp yolda kaldığında erkek ilgilenir, servise onlar götürür. Kadınların endişeleri olacağını açıkçası ben de düşünüyordum. Ancak elektrikli araçla da kolay kolay yolda kalınmaz. Uyarı sistemleri özellikle şarj bitişi ile ilgili çok gelişmiş durumda. Ancak ülkemizde bazı AVM'ler ve benzin istasyonları dışında elektrik şarj etme alt yapısı çok gelişmiş değil. Yurt dışındaki gibi adım başı şarj istasyonu yok. Bu da hanımları korkutuyor olabilir. Ama bu bir süreç, hızlı şekilde tamamlandığı zaman onlar da buna alışacaktır diye düşünüyorum.

Tasarıma gelince, bugün yolda gördüğünüz her aracın elektrikli versiyonu olacak. SUV'u da olacak. Bu batarya ile alakalı bir konu. Ne kadar uzun yol yapılacağı buna bağlı. SUV'lar daha ağır araçlar olduğu için menzil daha kısa olabiliyor. Gelişen teknoloji ile bunun da halledileceğine inanıyorum. Gördüğünüz en büyük SUV'un bile belki önce yarı elektrikli, sonra da tam elektrikli halinin satışa sunulacağını düşünüyorum. ŠKODA’da ilk gelen elektrikli araç SUV olacak. Kodiaq ile Karoq arası bir araç olacak. Büyüyen de bir segment SUV, otomotiv sektörü buna kayıtsız kalamaz.

– Elektrikli araçlara uygulanan vergi muafiyeti ülkemizde, dünya ile karşılaştırıldığında ne durumda?

- En son artışa rağmen hala çok iyi. Türkiye'de araç alacak kişiler için benzinliye göre çok avantajlı. Bir süre öncesine kadar neredeyse elektrikli araçlara uygulanan vergi yok denecek kadar azdı. Artan dilime rağmen yine de çok tercih edilebilecek durumda. Lüks modellerden yola çıkarsak ciddi fark var benzinli ile arasında...

Elektrikli araçla kolay kolay yolda kalınmaz. Uyarı sistemleri özellikle şarj bitişi ile ilgili çok gelişmiş durumda… Bugün yolda gördüğünüz her aracın elektrikli versiyonu olacak. SUV'u da olacak. Bu batarya ile alakalı bir konu. Ne kadar uzun yol yapılacağı buna bağlı...

SUV GÖVDE TİPLİ ARAÇLARIN PAZAR PAYI YÜZDE 16’DAN YÜZDE 34’E ÇIKTI

- Niye SUV modellere ilgi gün geçtikçe artıyor?

- Yakın geçmişte tüketici tercihlerine baktığımızda, sportif veya küçük aile otomobili için HB (arkası yuvarlak olan), prestijli, konforlu ve etkileyici tasarıma sahip geniş otomobiller için Sedan (bagajlı olan), kullanışlı, geniş ve aile kullanımına dönük otomobiller için ise SW ve MPV gövde tipinin tercih edildiğini gözlemliyorduk. Bu dönemlerde, oluşan tek tip beklentiler, üreticilerin geleneksel gövde tipleri üstünde amaca dönük modeller tipi oluşturmasına imkan tanıyordu.

Benim görüşüm, yıllar içinde, pek çok ürün tüketicisi gibi otomobil tüketicisinin de tercihlerinde değişiklik yaşandı. Müşterilerimiz, kalıplara hapsolmak istemediğini fark ederek otomobil tercih kriterlerini biraz daha zorlaştırdı. Örneğin; Geniş bir otomobile sahip olmak için, iyi tasarımdan vazgeçmek zorunda olmadığını veya prestijli bir otomobil sahibi olurken, ailesiyle de rahatça seyahat edebilme imkânı tanıyan fonksiyonel bir otomobile sahip olmanın hayatına değer katacağını fark etti. Bu yönelimleri iyi araştıran otomobil üreticileri de, geleneksel olarak büyük hacimli motorlarıyla yalnızca belirgin bir müşteri grubuna hitap eden SUV gövde tipi araçların, daha küçük boyutlarda ve motor tiplerinde de başarılı olabileceğini fark etti ve ürün gamlarını çok hızlı şekilde bu ürün gruplarına odakladı. Geldiğimiz noktada SUV gövde tipli araçlar, müşterinin bir otomobilden bekleyeceği hemen hemen her parametreyi sunarken, hiçbir ihtiyacından da taviz vermemesini sağlıyor. Müşteri beklentilerine tek bir gövde tipiyle en yüksek oranda yanıt verebilen SUV araçlar bu sayede kısa sürede büyük ilgi görerek önemli bir satış performansı gösterdi. Ülkemizden örnek vermek gerekirse; yalnızca beş yıl önce, yani 2016 yılında SUV gövde tipli araçlar yüzde 16 pazar payına sahipken 2021 yılında bu oran yüzde 34’e ulaştı. Tüm markaların en yoğun yatırımlarını yönlendirdiği gövde tipi SUV’ların kısa vadede mevcudiyetini daha da arttırmasını bekliyoruz.

Kendi şahit olduğum bazı konular da var. Pek odamda oturan bir yönetici değilimdir. Satışa inerim, müşterilerin görüşlerini dinlerim. Tanıdıklarım araç alınca onları arar memnuniyetlerini öğrenirim. Ülkemizde yerden yüksek olmak bir güven unsuru. Bizim SUV olarak üç modelimiz var. Bunlara da ilgi gün geçtikçe artıyor. Bizim de fabrika ile pazarlığımız hep daha fazla SUV alabilmek yönünde gelişiyor. Orta boy olan KAROQ daha çok ilgi görüyor.

(Ali Yüce reklamda)

Bir otomotivci olarak çok isterim Türk malı bir otomobil olmasını. Bugün İran'ın, Hindistan'ın otomobil markası olduğu bir sektörde bizim neden olmasın? Biraz daha yatırımlar artırılarak önümüzdeki beş sene içinde satışa sunulacağına inanıyorum. Orhan Yüce'nin vasiyeti gibi düşünerek bir bayilik de alabiliriz.

BİR OTOMOTİVCİ OLARAK TÜRK MALI BİR OTOMOBİL OLMASINI ÇOK İSTERİM

- Markanızın özel ilgi gören taraflarından biri de bagaj hacimleri, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- SKODA'nın sloganı biliyorsunuz “Simply Clever” yani basit ve akıllı... Görünürde dar gibi görünen bagaj, camıyla birlikte açılan kapağı nedeniyle, çok geniş bir hacme ulaşıyor. Volkswagen grubunda böyle farklı çözümler var ama SKODA bunları en belirgin taşıyan marka. Araçlarımızda farklı çekmeceler gibi basit ve akıllı çözümlerimiz oldukça çok... Octavia ve Superb sınıflarında bagaj hacmi konusunda en tepede yer alıyorlar.

- Türkiye otomotiv pazarında nasıl konumlandığınızı öğrenmek isteriz...

- Mart ayında yaptığımız filo teslimatlarıyla da rekor bir satış rakamına ulaştık. Türkiye'de satış sıralamasında beşinci sıraya yükseldik. Şu anda Ocak – Mayıs 2021 listesine baktığımızda Fiat, Renault, Volkswagen, Toyota ve Skoda şeklinde Türkiye satış sıralaması...

- Yerli otomobil konusunda ne durumdayız, sizce gelişmeleri nasıl değerlendirmek lazım ve rahmetli Orhan Yüce hayatta olsaydı bu konunun neresinde olurdu?

- Orhan Yüce sağ olsaydı, bu konunun tam içinde olurdu. Sağlığında bir gazeteye demeci var hatta. Bir gün yerli otomobilimiz gerçek olursa ilk bayisini ben alacağım şeklinde. O zamanlar bu konu sadece fikir düzeyinde idi. Ama artık bu fikir hayata geçmek üzere... Gerçekten de doğru bir oluşum, konsorsiyum harekete geçti. Belli bir tasarım üzerinde karar verildi. Bu noktada hatırlatmak isterim, Volkswagen'in sadece elektrikli otomobil AR-GE'si için ayırdığı bütçe 50 milyar Euro, onun için böylesi dünya devleri ile yarışmak çok da kolay değil. Benim şahsi görüşümse, iyi olacağına inanıyorum ama biraz daha odaklanılması lazım. Bir otomotivci olarak çok isterim Türk malı bir otomobil olmasını. Bugün İran'ın, Hindistan'ın otomobil markası olduğu bir sektörde bizim neden olmasın? Biraz daha yatırımlar artırılarak önümüzdeki beş sene içinde satışa sunulacağına inanıyorum. Orhan Yüce'nin vasiyeti gibi düşünerek bir bayilik de alabiliriz.

Haluk Levent: Pandemi mağduru sanatçılar için seferber olduk

Türk futbolunun en önemli derdi menajer ücretleri ve yüksek maaşlar

Dr. Cem Kınay: Turizmin acil reçetesi aşı oranının artması

30 yıllık 'Escort Teknoloji' tecrübesi yeni bir dünya için gençlere rehber oluyor

'Altın kahini' Sağman'dan portföy uyarısı: Varlık dağılımı önemli!

Dünya boya devi Jotun'da zirveyi Türkler yönetiyor

 

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Bir yorum24 Haziran 2021 11:41

    Sahi bizim yerli üretici dediğimiz otomobilin neresini yerli olarak üretiyor?  Alışmışlar montaja!  Yapana da atmadıkları  çamur kalmıyor.  Tabi kendileri  değil kullandıkları  medya köpeklerini saldırtıyorlar.

  • RAMO CANCAN24 Haziran 2021 11:34

    ben hatırlarım küçüklüğümüzde bulunduğumuz ilde 50-100 otomobil dahi zor var idi şimdi her evdeki tüm kişilerin nerede ise otomobili var.bu otomobiller ülkemizde üretilse gam yemem.bugün almanya otomobilde dünya liderlerindendir.fakat almanlar otomibile pek binmezler.aldıkları otomobiller garajlarında çürür durur.hepsini yurt dışına satarlar.biz ise otomobil manyağı olduk tuvalete bile otombille gider olduk ondan sonra deriz ki döviz patladı yine iyi fiyatlarda dövizler.