Yeşilada: Türk bankaları dünyanın en iyisi

3 / 8

---

TÜRKİYE SON 50 YILIN AN BÜYÜK BÜYÜMESİNİ YAŞADI

-Türkiye’de ekonomik anlamda geçtiğimiz 10 yılda neler oldu, önümüzdeki 10 yıl nerede olacak?

Atilla Yeşilada: 2001 krizinden en çok yararlanan ülkelerden biri biz olduk. Çünkü dünya ekonomisinin toparlanamayacağı görülünce, para politikasında tarihte daha önce hiç görmediğimiz hamleler denendi. 2008 yılından sonra, dünyanın bütün kurumları Türkiye gibi ülkelere kredi vermek istediler. Parayı buraya getirmek istiyorlardı. Çünkü Amerika’da, Japonya’da, Avrupa Birliği’nde getiri yoktu. Eski Merkez Bankası Başkanı Sayın Saraçoğlu’nun dediği gibi “Türkiye parayı bulduğunda büyür”. Yapılacak çok iş vardı ve biz bunların hepsini yaptık. Türkiye 1960 yıllarından bu yana, 2012’ye kadar en hızlı büyümesini yaşadı. Ama maalesef bu gelişmeyi sosyal platforma taşıyamadı. Bu benim şahsi görüşüm de değil. TÜİK’in gelir dağılımı istatistiklerinden, Dünya Bankası ve OECD’nin yaptığı yönetişim, yatırım yapılabilir istatistiklerinde hızlı bir sıçramanın ardından bir duraksama görüyoruz.

Dolayısıyla büyüme hızlanırken biz aslında kalkınmanın durduğunu fark edemedik. 2012 yılı bence bu dönemin artık sonunun çaldığı günlerdir. Biz 2012’de yüzde 2 büyüdük ve bundan sonra da çok uzun süre büyüyemeyeceğiz. Yüzde 2-3’e mahkumuz. 2014 için ise en fazla yüzde 2,5 büyürüz. 2015’de de ondan farklı olmaz. 

Ama en önemlisi biz bu yurt dışından aldığımız kredileri doğru dürüst kullanamadık. Bu kredileri biz alt yapıya, betona gömdük. Biz bunu insana gömmeliydik. Bugün Türkiye’de ABD’den daha iyi karayolları, daha iyi bir internet ağı ve daha iyi bir ulaşım sistemi var. Eyvallah. Ama Türk insanı hala matematik sınavlarında sonuncu oluyor. Bugün hala çocuklarımızın yüzde 30’u okula gidemiyor. Biz o paraları insanlarımıza yatırım yapsaydık çok daha iyi bir sonuç alacaktık. Bari bu kredilerle iç tüketime bağlı modelimizi, ihracata bağlı bir modele çevirebilseydik. Bakın bunu eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan söyledi. Türkiye’nin her bir lira ihracatında, ithalatın katkı payı 49 kuruş. Siz nasıl ihracat yaparak durgunluğu rahatlatacaksınız ya da cari açığınız geçecek. Türkiye artık yüzde 3 büyürken, yüzde 8 enflasyon ve milli gelirin yüzde 7’si kadar da dış açık üretiyor. Bu ne demektir; motor yorgun artık. Yüzde 3 büyüme, nüfus artışını çıkarttığınızda kişi başına yüzde 1’e denk gelir. Türk Lirası değer kazanmayacaksa, Türk insanının önümüzdeki 10 yılda dolar olarak kişi başına geliri düşecek demektir.