‘Finansın Sultanı’ Şeniz Yarcan neler yapıyor?

2 / 5

---

BEN ASLA YAN GELİP YATACAK BİR İNSAN DEĞİLİM

-30 yıla yakın sermaye piyasaları gibi stresi yüksek zor bir alanda görev yaptınız. Ve, başarıyla geçen yılların sonunda hep içinde bulunduğunuz kurumdan aniden emeklilik istediniz. Neden “Artık yeter” dediniz? 

Şeniz Yarcan: 23,5 yıl TSKB, sonrasında 5 yıl da Yatırım Finansman, toplam 28,5 yıldır sermaye piyasalarındaydım. Neredeyse sermaye piyasalarının her aşamasında çalıştım. Baktığınızda her bir iş ayrı keyif, ayrı bir deneyim kattı bana. Şimdi de o deneyimleri kullandığım, hatta keyifle kullandığım danışmanlık tarafında olacağım. Ne güzel ki bu kadar bilgi ve deneyimle, kaliteli, güvene dayalı ilişkiler biriktirmişim. Güven benim için olmazsa olmaz bir özellik.

Emekli olmaya nasıl karar verdim derseniz ki 2010 yılında ben emekliliğimi hak ettim. TSKB’nin İş Bankası ve Akbank gibi munzam sandığı var. Bizler çalışırken çok yüksek prim ödüyoruz. Çalıştığımız kurum da katkı payı veriyor. Dolayısıyla güzel bir emeklilik paketi çıkıyor sonunda. Dediğim gibi 2010 yılında ben emekliliği hak ettim. 2011 yılında TSKB’de kıdemli genel müdür yardımcısıydım ve çok başarılı bir sicilim vardı. Sonra ben acaba reel sektöre geçmeli miyim diye düşünceler oluştu. Kariyerimde bir değişiklik yapsam mı diye düşündüğümde Yatırım Finansman’dan teklif geldi. Yatırım Finansman’da da 5 yıl benim için çok kıymetli olan genel müdürlük görevini yaptım. Neden geçen sene bıraktım dediğinizde çok emek yoğun bir 5 sene geçti ve anahtar teslim altıncı sırada bir kurum bıraktım. Çok kıymetli şeyler bıraktım geride. Yatırım Finansman’ı devir aldığım yerden, devrettiğim yere baktığım zaman içim çok rahat.

Ben 2 kız çocuk annesiyim. Büyük kızım üniversiteden mezun oldu ve artık o bir iş kadını. Onunla ilgili yapmam gereken sorumluluklarımı yaptım ve hayata hazır. Küçük kızım Milano’da üniversite okumaya gidiyor. Aileme, çevreme ve çalıştığım kurumlara kendimden vererek bugünlere geldim. Artık bir yerlere gelince hayatı kaçırmak yerine şu ana kadarki bilgim görgümle, bağımsız yönetim kurulu üyeliği ve danışmanlık hizmetini iş olarak sürdürme kararı aldım. Ben asla yan gelip yatacak bir insan değilim çünkü ruhuma aykırı. Hatta çok sayıda akademisyenlik veya bunu işe dönüştürmekle ilgili teklifler geliyor. Ama 2 saat ders anlatmak için ben 4 gün hazırlanırım. Hocalık görevini tamamen yapamasam bile belli konularda misafir hocalık yapabilirim.

Emekli olduktan sonra, icracı olarak mı devam edeyim yoksa bağımsız yönetim kurulu üyeliği olarak mı yoksa danışmanlık mı diye çok düşündüm. Benim misyonum bu yıla kadar biriktirdiğim deneyimleri reel sektör başta olmak üzere aktarmak. Ama nasıl yola devam edeceğimi, dost olarak söyleyebileceğim 5 iş insanına danıştım. Bu insanların görüşlerine çok değer veririm. İçlerinden bir arkadaşım şöyle dedi, “Bağımsız yönetim kurulu üyeliğini geleceğe ötelememelisin, çünkü sermaye piyasaları, bankacılıkla ilgili tüm ilişkilerin, bütün deneyimlerin çok sıcak ve tazeyken bunlarla şimdi katma değer yaratabilirsin. Eğer araya icracı olarak reel sektör eklersen bütün bu deneyimin bu sektörle sınırlı kalabilir, eskiyebilir” dedi. Ben buradan kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Çünkü ne yapacağıma tam karar veremiyordum, onun için bu görüş benim için çok kıymetli oldu. Ve emekli olduktan bir hafta sonra yeni işime başladım.