Bankacılık sektöründe fırsat penceresi açıldı

3 / 24

---

ZOR BİR YIL: 2018!

Kuşkusuz 2018 başlangıcında sektör oyuncuları son derece iyimser bir tablo çiziyordu. Haziran ayındaki Başkanlık seçimlerinden sonra ekonomi çarklarının daha hızlı döneceği beklentisi hakimdi. Ne var ki seçimin arkasından ABD ile yaşanan “Rahip Brunson” gerginliği hesapları alt üst etti. Ağustos ayında Türk Lirası yaşadığı kur atakları nedeniyle tarihi oranlarda değer kaybetti. ABD ile Türkiye arasındaki gerilimden ateşlenen dolar kuru 4,80 liradan 7,20 liraya kadar roket hızıyla çıkmış yaklaşık bir hafta boyunca 6-6,50 bandında hareket ettikten sonra eylülde 6 liraya, ekimde 5,60’a kasım ayında ise 5,20’li seviyelere geri çekilmişti. Kasım sonrasında ise dolar kuru 5-5,30 lira arasında hareket etmeye başladı ve nispeten stabil hale geldi. Dolar kurundaki bu ani hareketin yerini stabil bir seyre bırakmasında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı, ABD ile yaşanan gerginliğin yerini kısmi işbirliğine bırakması ve Merkez Bankası’nın eylül ayında yaptığı 650 baz puanlık faiz artırımı etkili oldu.

Ancak her ne kadar bu gerginlik çözülse de bankacılık sektörünün yapısına etki edecek önemli bir değişiklik yaşanmaya başladı. Merkez Bankası’nın verilerine göre ağustos ayı başında 84,1 milyar dolar olan bireysel döviz mevduat hesapları hacmi ay sonunda 79,1 milyar dolara indi.