BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılık‘Sukuk’ta büyük kriz----

‘Sukuk’ta büyük kriz

‘Sukuk’ta büyük kriz
07 Eylül 2017 - 15:13 www.finansgundem.com

BAE’de kurulu olan ve borsada işlem gören Dana Gas adlı şirketin ‘sukuk’la ilgili 'geri ödeme kanunsuz' iddiası büyük bir tartışmayı da başlattı. Prof. Dr. Bacha, sukukun geleceğini etkileyecek krizi, ‘Derin Ekonomi’de yazdı

Dana Gas’ın sukuk krizi

Abu Dabi borsasında işlem gören Şarca merkezli bir şirket olan Dana Gas, 100 milyar dolarlık sukuk piyasasında çalkantıya neden oldu. Şirket yakın zamanda, 2007 yılında İhraç edilen, 2013'te yeniden yapılandırılan ve bu yıl Ekim ayında vadesi dolacak olan Mudaraba sukukunun şirketin Şeriat komitesince şeriata uygun bulunmadığını ve bu nedenle şartlar uyarınca geri ödemenin kanunsuz olduğunu duyurdu. Bu nedenle, Dana Gas bu sukukun önceki temettülerin yarışla sahip olan ve dönüşüm özelliği taşımayan başka bir sukukla takas edilmesini önerdi. Aslına bakılırsa, sukuk sahiplerine eksik ödeme yapılacaktı. Üstüne üstlük, şirket kabul edilen kurallara uyamamasının sebebi olarak Şeriat'ın evrimini sorumlu tuttu.

Bir habere göre şirket şöyle bir açıklama yaptı: "İslami Finansal araçların evrimi, sürekli gelişimi ve yorumlanması nedeniyle şirket son zamanlarda sukukun mevcut şekliyle Şeriatla uyumlu olmadığı ve bu nedenle Birleşik Arap Emirlikleri yasalarına göre kanunsuz olduğu yönünde hukuki bir uyarı aldı. Sonuç olarak mevcut sukukun yeniden yapılandırılması, tüm hissedarların menfaati için ilgili kanunlara uyulmasını sağlamak açısından gereklidir." Esasında, Dana Gas başına gelenlerden Şeriat'ın yorumundaki değişimleri suçladı. Nitekim, üzerinde anlaşmaya varılan bir sözleşmenin şartlarını yerine getirmenin Şeriat'ın temel bir gereksinimi olduğu gerçeği kaybolmuş gibi görünüyor.

Dahası, Şeriat yorumunun değiştiği yerlerde bile, kabul edilen bir sözleşmeye geriye dönük olarak bir değişiklik uygulamanın adil yargıya aykırı olduğu gerçeği de kaybolmuş gibi görünüyor. Şeriat yorumunun sukuk piyasalarını sarsması ilk defa olan bir şey değil. 2009'da Kuveytli bir şirket olan Investment Dar, Şeriat argümanlarını kullanarak bir bankaya karşı yükümlülüklerini feshetmeye çalıştı. Ancak bu durumda, Investment Dar'ın Şeriat komitesi, şirketin davasını savunmak için şeriat ilkelerini kullanmasını yasaklamıştı. 2007 yılı başında İse Taqi Usmani Şeriat ilkeleri noktasında tahsil edilmemiş sukukların çoğunun uygun olmadığını resmi olarak açıkladı.

Bunlar birçok açıdan hala emekleme döneminde olan bir sukuk piyasası için bunlar gereksiz sorunlar olup, her şeyden evvel, Şeriat yönetiminin geliştirilmesine olan ihtiyaca işaret etmekte. Birçok kişi, sıkı ve iyi işleyen bir Şeriat yönetimi çerçevesine sahip olan Malezya sukuk piyasasında Dana Gas gibi bir sorunun gerçekleşmiş olamayacağı konusunda hemfikir. Malezya'da, ulusal bir organ, Şeriat komitelerinin firma / banka düzeyindeki göstergeleri haline gelen, gerekçeli ve yazılı ve sözlü olarak açık ve net bir şekilde ifade edilmiş hükümler verir. Ülkenin İslami Finansal Hizmetler Yasası (IFSA) uyarınca, her bir Şeriat komitesi üyesi, ulusal yasalara uyumu sağlama konusunda kişisel olarak da sorumlu tutulmakta, bu da Şeriat kurallarının yorumlanmasında ve uygulanmasında eşzamanlılığı garanti etmektedir. Bununla birlikte, böyle bir yönetim çerçevesi başka yerlerde ciddi derecede yetersizdir.

Bunun sadece sukukun değil aynı zamanda genel anlamda İslami finansın da gelecekteki büyümesi üzerinde büyük yansımaları vardır. Yorum yapması ve belirleyici hükümler vermesi gereken sadece Şeriat âlimleri değildir, iş, muhasebe, hukuk, mühendislik ve diğer birçok alan uygulayıcılarının İyi kodlanmış kurallar / düzenlemeler ile yönlendirilerek hüküm koymasına ihtiyaç duyarlar. Örneğin muhasebeciler genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri (GAAP) ve uluslararası finansal raporlama sistemi (IFRS) gibi net ve uluslararası kabul görmüş muhasebe standartlarına sahiptir. Benzer şekilde, avukatlar ve hakimler mevzuat tarafından yönlendirilirken, meslekler akreditasyon gerektiren ve üyelerinin kendilerinden beklendiği gibi topluma hizmeti amaçlayan şekillerde davranmasını sağlayan meslek kuruluşları tarafından yönlendirilmektedir. Ancak Şeriat birliği bunlardan hiçbirine sahip değil gibi görünüyor. Hiçbir uluslararası kabul görmüş Şeriat standartları olmadığı gibi, Malezya bu konuda bir istisna olmak üzere, alimleri kararından dolayı eleştirebilen veya kararlarından sorumlu tutabilen kurumlar da bulunmamaktadır. Böyle bir standardizasyon ve yönetim mekanizması eksik kaldığı sürece, İslami finansın zaman zaman Dana Gas tarzı sorunlara tanıklık etmesi muhtemeldir.

Nadiren de olsa, bu çalkantı gelecekteki büyümeye büyük bir engel teşkil etmektedir. Piyasalar inanç ve güvenle İşlemekte olup, süreçlerin ve sistemin bütünlüğü, bu iki unsuru korumanın anahtarıdır. Bütünlüğün şüpheli olduğu piyasalarda, risk primleri veya kar oranı beklentisi artar, İslami finans, hali hazırda dayanak varlıklara sahip olma ve devretme ihtiyacından doğan yüksek işlem maliyetlerinin yükümlülüğü altındadır. Şeriat hükümlerinden kaynaklanan özel durum risklerinin nedenini açıklayacak yüksek risk primleri başka bir maliyet katmanı eklemekte ve gelecekteki büyümeyi engellemek için gerçek bir tehlike teşkil etmektedir. Hükümlerin açıklığa kavuşturulmasına ve gerekçelendirilmesine acil bir ihtiyaç vardır. Alimler hükümlerinin sadece sukuk veya ürünün değerlendirilmesi üzerindeki değil, aynı zamanda daha geniş bir piyasa ve toplum üzerindeki sonuçlarını da anlamalıdır.

(PROF. DR. OBIYATHULLA ISMATH BACH – DERİN EKONOMİ)

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)