BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaMerkez, PPK özetini açıkladı: İyileşme sürüyor----

Merkez, PPK özetini açıkladı: İyileşme sürüyor

Merkez, PPK özetini açıkladı: İyileşme sürüyor
19 Aralık 2019 - 14:06 www.finansgundem.com

12 Aralık'ta yapılan yılın son toplantısında Merkez Bankası 200 baz puan indirime giderek politika faizini %12'ye düşürmüştü. Para Politikası Kurulu toplantısının özeti açıklandı. Özette, ekonomik iyileşmenin sürdüğü kaydedildi

Enflasyon Gelişmeleri

1. Tüketici fiyatları Kasım ayında yüzde 0,38 oranında artmış, yıllık enflasyon 2,01 puan
yükselerek yüzde 10,56 olmuştur. Yıllık enflasyondaki yükselişte büyük ölçüde bir önceki yılın
aynı döneminde geçici vergi indirimlerine bağlı olarak temel mal grubunda kaydedilen baz
etkisi belirleyici olmuştur. Bu dönemde alt gruplar itibarıyla yıllık enflasyon temel mal, gıda
ve enerji gruplarında artmış, hizmet grubunda ise görece yatay seyretmiştir. Baz etkisiyle
çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu yükselse de, Türk lirasındaki istikrarlı seyir, enflasyon
beklentilerindeki iyileşme, iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak B
ve C göstergelerinin eğilimindeki ılımlı seyir korunmuştur.

2. Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Kasım ayında 1,04 puan artarak yüzde 8,89’a
yükselmiştir. Bu artışta, temelde işlenmemiş gıda grubu etkili olmuştur. İşlenmemiş gıda
fiyatları bu dönemde olumlu bir seyir izlemiş, ancak bir önceki yıldan gelen düşük baz
etkisiyle grup yıllık enflasyonu artmıştır. İşlenmiş gıda grubunda ise aylık fiyat artışı bir miktar
hızlanmıştır. İşlenmiş gıda fiyatlarındaki bu eğilimin, çiğ süt alım fiyatlarındaki gelişmelere
istinaden, süt ürünleri öncülüğünde Aralık ayında da sürmesi beklenmektedir.

3. Enerji fiyatları Kasım ayında yüzde 0,55 oranında artmış ve grup yıllık enflasyonu 1,34 puanlık
yükselişle yüzde 7,34 olmuştur. Bu gelişmede, petrol fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak tüp
gaz ve akaryakıt fiyatlarında kaydedilen artışlar etkili olmuştur. Enerji grubunda yıllık
enflasyonun önümüzdeki iki ayda düşük baz etkileri kaynaklı olarak yukarı yönlü bir seyir
izleyeceği not edilmelidir.

4. Temel mal grubu yıllık enflasyonu bu dönemde 4,65 puan artışla yüzde 6,57’ye yükselmiş, bu
gelişmede dayanıklı mal grubunun etkisi öne çıkmıştır. Kasım ayında dayanıklı tüketim malları
fiyatları gerek Türk lirasındaki istikrarlı görünüm gerekse iç talep koşullarındaki ılımlı seyrin
desteği ile yatay seyretmesine rağmen, grup yıllık enflasyonu bir önceki yılın aynı
dönemindeki geçici vergi indirimleri kaynaklı düşük baz ile önemli ölçüde yükselmiştir. Bu
dönemde yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yataya yakın seyrederek düşük
seviyesini korumuş, diğer temel mallar grubunda ise sınırlı bir oranda gerilemiştir. Türk
lirasındaki istikrarlı seyir ve üretici fiyatlarındaki mevcut eğilim temel mal grubunda kısa
vadeli enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir.

5. Hizmet grubu fiyatları Kasım ayında yüzde 0,16 oranında artmış, yıllık enflasyon 0,15 puan
yükselerek yüzde 12,16 olmuştur. Bu dönemde, yıllık enflasyon kira grubunda yatay
seyrederken, lokanta-otel grubunda gerilemiş; ulaştırma, haberleşme ve diğer hizmetlerde
bir miktar artmıştır. Lokanta-otel grubunda, yemek hizmetleri fiyatlarının aylık artışı gıda
fiyatlarındaki ılımlı seyre paralel olarak önemli ölçüde yavaşlamıştır. Bu dönemde, hizmet
enflasyonu iç talep ve Türk lirası kaynaklı yavaşlatıcı etkilere rağmen, geçmiş enflasyona
endeksleme, reel birim işgücü maliyetleri ve yönetilen/yönlendirilen ulaştırma hizmetleri alt
kalemlerindeki gecikmeli fiyat artışlarına bağlı olarak yüksek seyrini korumuştur.

6. Enflasyon beklentilerindeki iyileşme sürmektedir. Gelecek on iki aya ilişkin enflasyon
beklentilerindeki düşüş eğilimi sürerken, Aralık ayında beklenti dağılımının anket katılımcıları
arasında artan bir uzlaşı içermesi orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin belirsizliklerin
önemli ölçüde azaldığına işaret etmiştir.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar

7. Son döneme ilişkin veriler iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin devam ettiğini
göstermektedir. 2019 yılı üçüncü çeyreğinde Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) yıllık yüzde 0,9
oranında yükselirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle ikinci çeyreğe göre
yüzde 0,4 oranında artmıştır. Çeyreklik büyümenin temel belirleyicisi tüketim harcamaları
olmuştur. Bu dönemde makine-teçhizat yatırımlarındaki güçlü artışla birlikte toplam
yatırımlardaki düşüş eğiliminin durduğu gözlenmiştir. Diğer taraftan, mal ve hizmet
ihracatındaki artış eğiliminin korunmasına rağmen, ithalattaki toparlanmayla net ihracat yıllık
ve dönemlik büyümeye negatif katkı vermiştir.

8. Yılın son çeyreğinde risk primi, döviz kuru oynaklığı ve belirsizliklerdeki azalmayla birlikte
finansal koşullardaki iyileşme ve kredilerde gözlenen ivmelenme yurt içi talebi
desteklemektedir. İşgücü piyasasındaki zayıf görünüme rağmen, ertelenmiş talebin de
etkisiyle özel tüketim artmaktadır. Buna ilaveten, kamu harcamalarının tüketim kanalıyla
büyümeye katkısı devam etmektedir.

9. İktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmektedir. TCMB İktisadi Yönelim
Anketi, PMI ve sektörel güven endeksleri gibi göstergeler ışığında imalat sanayi ve hizmet
faaliyetlerindeki iyileşmenin sürdüğü görülmektedir. Yatırımlar zayıf seyrini sürdürmekle
birlikte, anket göstergeleri, imalât sanayiinde hâlihazırda yatırım iştahı nispeten olumlu
seyreden büyük firmalara ek olarak küçük ve orta ölçekli firmaların da yatırım eğilimlerinin
dipten toparlanmaya başladığına işaret etmektedir. Kurul, yatırım ve istihdam
görünümündeki iyileşmenin devamı açısından büyüme ve talep istikrarının önemine vurgu
yapmıştır.

10. Rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel büyüme görünümündeki
zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatmaktadır. Bu dönemde Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde de kısmi yavaşlama sinyalleri bulunmaktadır. Buna karşın, pazar çeşitlendirme esnekliği ve turizmdeki güçlü seyir mal ve hizmet ihracatındak artışı desteklemekte; ancak yurt içi talepteki toparlanmaya bağlı olarak ithalatta artış gözlenmektedir. Bu çerçevede, yılın son çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısının gerilemesi; son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin alınan tedbirlerin de katkısıyla önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi beklenmektedir.

11. İşgücü piyasası verileri nispeten zayıf seyretmektedir. Yılın üçüncü çeyreğinde tarım dışı
istihdamdaki artışa rağmen, tarım dışı işsizlik oranı yükselmeye devam etmiştir. Anılan
dönemde bir önceki çeyreğe kıyasla sanayi istihdamı yatay seyrederken, hizmetler sektörü
istihdamı artmış, inşaat istihdamındaki düşüş eğilimi ise azalarak sürmüştür. Öncü
göstergeler, yılın son çeyreğinde işgücü piyasasında kısmi bir iyileşme sinyali vermektedir.

12. Özetle, önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısı gerilerken, dezenflasyon süreci
ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki toparlanmanın devam edeceği
öngörülmektedir.

Para Politikası ve Riskler

13. Küresel iktisadi faaliyet yılın üçüncü çeyreğinde de yavaşlamaya devam etmiştir. Önümüzdeki
döneme ilişkin öncü göstergeler, küresel ölçekte imalat sanayiinde süregelen yavaşlamanın
hizmetler sektörüne de sirayet etmiş olabileceğini göstermektedir. Bu gelişmeler küresel
iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu unsurların yurt içi
büyüme üzerinde oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.

14. Küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri emtia fiyatlarını baskılamakta ve jeopolitik gelişmelere
bağlı olarak meydana gelen arz yönlü sorunlara karşın ham petrol fiyatlarının ılımlı
seyretmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, küresel enflasyon oranları yatay bir görünüm
sergilemektedir.

15. Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve küresel enflasyonun düşük düzeyi gelişmiş ülke
merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri
güçlendirmektedir. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde para politikasının son dönemde
sergilediği destekleyici duruşun mevcut koşullar altında orta vadede korunacağı beklentisi ve
bunun küresel finansal koşullara yansıması gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve
risk iştahını desteklemektedir. Bu çerçevede, ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret geriliminin
çözülebileceğine dair son dönemde oluşan iyimser beklentiler nedeniyle bir önceki toplantı
dönemine kıyasla küresel risk iştahının bir miktar yükseldiği ve gelişmekte olan ülkelere
yönelen portföy akımlarının daha olumlu bir görünüm sergilediği gözlenmektedir. Öte
yandan, korumacılık önlemlerinin ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin
gerek sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip
edilmektedir.

16. Türkiye ülke risk primi, para politikasındaki temkinli duruş ve makroekonomik göstergelerdeki
iyileşmenin yanı sıra, gelişmiş ülkelerde destekleyici para politikası görünümüne bağlı olarak
gerilemeye devam etmiştir. Özellikle kısa vadeli döviz kuru oynaklığındaki gerileme eğilimi de
bir önceki toplantı dönemini takiben hızlanmıştır. Buna karşın, küresel ve jeopolitik
belirsizliklerin ülke risk primi ve kur oynaklığı kanalıyla orta vadeli enflasyon görünümü
üzerinde oluşturabileceği yukarı yönlü etkiler yakından izlenmeye devam edilecektir.

17. Temmuz ayından itibaren yapılan güçlü faiz indirimleri ve takip eden döneme ilişkin indirim
beklentileri neticesinde kredi ve mevduat faizleri gerilemeye devam etmiştir. Bu çerçevede,
enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin de etkisiyle TL ticari ve tüketici kredi faizleri belirgin
ölçüde gerilemiş, finansman koşullarındaki iyileşme ve iç talepteki toparlanmaya bağlı olarak,
tüketici kredilerinde daha ağırlıklı olmak üzere, toplam kredilerde bir ivmelenme
gözlenmiştir. Tüketici kredileri Ağustos ayı başından itibaren önemli bir ivme kazanırken,
firma kredi büyümesi de gecikmeli olarak hızlanmıştır. Söz konusu gelişmede genel ekonomik
görünüme ilişkin beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş kredi
talebinin de etkili olduğu değerlendirilmektedir.

18. Bu dönemde zorunlu karşılıkların döngü karşıtı makro ihtiyati bir araç olarak daha esnek ve
etkin kullanılması kredi büyümesini ve finansal istikrarı desteklemektedir. Bu çerçevede,
öncelikle 19 Ağustos 2019 tarihinde, Türk lirası zorunlu karşılık oranları ve Türk lirası
cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenecek faiz oranı Türk lirası cinsi nakdi kredilerin
yıllık büyüme oranları ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, 9 Aralık 2019 tarihinde, ekonomideki
dengelenme sürecinin geldiği aşama dikkate alındığında, kredi arzının tüketimden ziyade
üretim odaklı sektörlere yönlendirilmesini teşvik etmek amacıyla yeni bir zorunlu karşılık
uygulaması yürürlüğe konulmuştur. Böylelikle, üretim ve yatırımla ilişkisi kuvvetli olan uzun
vadeli ticari krediler ile ithalatla ilişkisi zayıf olan uzun vadeli konut kredilerinin teşvik edilmesi
amaçlanmıştır. Önümüzdeki dönemde, bankacılık sektörü likidite ve sermaye yeterlilik
oranlarındaki iyileşme ile birlikte faizlerdeki düşüşün ve zorunlu karşılıklara ilişkin
düzenlemelerin kredi büyümesini desteklemeye devam edeceği öngörülmektedir. Buna
ilaveten, tahsili gecikmiş alacakların ve yakın izlemedeki kredi tutarlarının, kısa vadede
bankacılık sektörü kredi arzı üzerindeki olası etkileri yakından takip edilmektedir. Son
dönemde faizlerdeki düşüşe bağlı olarak kredi talebinde gözlenen canlanmanın sürmesi
açısından istihdam ve gelir tarafındaki gelişmeler belirleyici olacaktır. Kredi koşullarındaki
normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli
olacaktır.

19. Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmekte, enflasyon beklentilerinde genele yayılan
bir düzelme gözlenmektedir. Türk lirasındaki istikrarlı seyrin yanı sıra iç talep koşulları ve
üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimleri
ılımlı seyretmektedir. Enflasyon başta olmak üzere makroekonomik göstergelerdeki iyileşme
ülke risk primindeki düşüşü desteklemekte ve maliyet unsurlarının ılımlı seyretmesine katkıda
bulunmaktadır. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat
fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel
tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Ekim Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin alt
sınırına yakın gerçekleşebileceğine ve 2020 yılı için öngörülen dezenflasyon patikasına dair
risklerin dengeli olduğuna işaret etmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü
etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 200 baz puan indirilmesine karar
vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon
patikasıyla uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.

20. Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli
faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem
taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde
gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu
çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki
düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve
finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.

21. Kurul, ülke risk primindeki iyileşme sürecinin devam etmesinin fiyat istikrarı ve finansal
istikrar açısından önemini vurgulamıştır. Bu kapsamda, para politikası etkinliğinin
desteklenmesi ve olası enflasyon-büyüme ödünleşiminin asgariye indirilmesi açısından makro
finansal politikaların finansal oynaklık ve risk primini düşürmeye odaklı bir şekilde
belirlenmesi ve maliye politikasının öngörülebilirliğinin güçlendirilmeye devam edilmesi kritik
önem arz etmektedir.

22. Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünüm fiyat
istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir
politika duruşu içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi
ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak
şekilde belirleneceği varsayılmıştır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak
sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para
politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.

23. Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eşgüdümün sürekli ve sistematik
bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını
sağlamaya katkıda bulunması beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve
oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat istikrarına ve dolayısıyla
toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır.

24. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu
değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)