BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaLeasing-FaktoringKOBİ'lere garantisiz kredi veririz...----

KOBİ'lere garantisiz kredi veririz...

KOBİ'lere garantisiz kredi veririz...
09 Şubat 2010 - 10:17 www.finansgundem.com

FİDER Başkanı Bülent Taşar, geçmişte KOBİ'lere yönelik 45 milyar dolarlık yatırımı finanse ettiklerini belirterek 'Biz 15 milyar lira garantisiz krediyi hemen verelim diyoruz. Bundan daha iyi can suyu mu olur' diyor.

Geçenlerde, Finansal Kiralama Derneği (FİDER) Başkanı Bülent Taşar'la sohbet ediyoruz. Sohbetimizin detayına geçmeden önce küçük bir hatırlatma yapayım: 2007 yılının sonunda, dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan; gece yatıp, sabah kalktı ve leasing yoluyla yapılan işlemlerde yüzde 1 olan KDV oranını, yüzde 18'e çıkardı. İşte o dönem, koskoca bir sektörün hem de finans sektörünün bittiği dönemdi. O tarihten bu yana da sektör, kelimenin tam anlamıyla göz göre göre eriyor. Nasıl mı? Hemen söyleyeyim. 2007 yılında leasing sektörünün işlem hacmi 8.2 milyar dolar iken 2008 yılında bu rakam 5.3 milyar dolar oldu. 2009 yılı sonunda da 2.2 milyar dolara kadar geriledi. Yani, sadece iki yıl için finansal kiralama pazarı yüzde 72'ye yakın daraldı. Sohbetimiz sırasında Bülent Taşar, bugün yatırım, üretim ve istihdamdan bahsedilecekse bunun sağlanması için gerekli tek ürünün finansal kiralama olduğunu savunuyor. Ardından, bu sektörün mutlaka yaşaması gerektiğini belirtiyor. "Gerçi, hükümetin de 'Bu sektörü yaşatmayalım' diye bir görüşü yok ama alınan bazı kararlar maalesef negatif etki yapıyor" diyor Bülent Taşar, reel ekonomi açısından leasing'den daha iyi bir enstrüman olamayacağını vurguluyor. Taşar, sözlerini şöyle sürdürüyor: Sektörün yaşaması lazım "Sermaye olmayan bizim gibi ülkelerde, birileri yatırım yapacaksa bu enstrümanı kullanacak. Çünkü kimsenin cebinde para yok. Doğal kaynaklarımız da yok. Finansta, orta ve uzun vadeli kaynak, bilançoya sermaye etkisi yapar. İşte biz bunu yapıyoruz. Geçmiş süreç içinde 45 milyar dolarlık yatırımı finanse etmişiz. Kime vermişiz? Küçük ve orta boy işletmelere. Daha açık bir anlatımla... Kaynağı ve sermaye birikimi olmayan, aynı zamanda da işletmelerin yüzde 95'ini temsil eden kesimi desteklemişiz. Nasıl vermişiz? Yatırım finansmanı ve ekipman bazında vermişiz. Demek ki, çok önemli bir şey yapmışız. Eğer böyleyse -ki, durum böyle- o zaman bu sektörün yaşaması, yaşatılması lazım." Bu noktada Bülent Taşar, ilginç bir de tespitte bulunuyor ve KOSGEB kredilerini örnek gösteriyor. Kredi Garanti Fonu desteğinde KOBİ'lere, KOSGEB kredisi verildiğine değiniyor Taşar ve rakamın 1 milyar lira olduğuna, üstelik Hazine garantisi bulunduğuna işaret ediyor. Ardından da şu açıklamayı yapıyor: "Bu kredi çıktığında, KOBİ'lere en büyük can suyu dendi. Uzun uzun anlatıldı. Tanıtım yapıldı. Krizin bu kredi sayesinde atlatılacağı söylendi. Biz ise 15 milyar lira garantisiz verelim diyoruz. Üstelik vadesi de 1 yıl değil üÜç yıl, dört yıl hatta beş yıl. Kime verelim, diyoruz. KOBİ'lere. Bundan daha iyi can suyu mu olur? Üstelik, Hazine garantisi falan da yok. O can suyu denilen kredinin biz, 15 mislini öneriyoruz. Bu sektör bunu rahat rahat da yapabilir." KDV'de eskiye dönülemez Bülent Taşar'a, KDV'nin eski oranlara mı getirilmesini istediklerini soruyorum. Aldığım cevap, ilginç. Taşar'a göre bu aşamadan sonra KDV'nin geriye götürülmesi doğru değil. O nedenle istekleri, yeni bir düzenlemeye gidilmesi. Önerileri ise Avrupa Birliği'nde olduğu gibi KDV'nin nakit olarak alınması. Taşar, "Bizim artık bu konuya köklü bir çözüm bulmamız lazım. Ve bunun da AB normlarında bir çözüm olması lazım. Yoksa yeniden yüzde 1 KDV'ye dönelim. İki sene sonra yeni bir siyasi otorite gelsin, yine değişsin. Bu, sürdürülebilir, uzun vadeli bir çözüm değil" diyor. Sohbetimiz sırasında Bülent Taşar'ın dikkat çektiği bir başka konu da bir türlü çıkmayan kanun. Taşar, kanun taslağını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile birlikte oluşturduklarını belirterek şunları söylüyor: Bizim lobimiz zayıf "Taslak, Başbakanlık'a, oradan da Meclis'e gitti. Plan ve Bütçe Komisyonu'na da geldi. Orada takıldı. Herhalde önceliği yok ya da bizim lobimiz kuvvetli değil. Komisyonun gidip, kapısında yatıyoruz ama ‘günaydın' deyip, bizi yolluyorlar. Sizin anlayacağınız bir işe yaramıyor kapıda yatmamız. Hani derler ya, bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş diye... Biz söylemeye, kapılarda yatmaya devam edeceğiz. Lobimizi de güçlendireceğiz. Bu kanunun mutlaka geçmesi lazım. Çünkü, sermaye birikimi olmayan bir ülkeyiz. Şu anda da işletme sermayesinden dolayı birçok küçük firma sıkıntı yaşıyor. Bu kanunun için ise bu sıkıntının aşılması için önemli uygulamalar var." Evet... Bülent Taşar ile sohbetimiz böyle. Gerçekten ilginç. Koskoca bir sektör göz göre göre yok oluyor. Ama kimse bunu umursamıyor. Diğer taraftan ise krizi atlatacak, KOBİ'lere destek olacak alternatif modeller ve fırsatlar araştırılıp, yaratılmaya çalışılıyor. Noyan Doğan/ Referans
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)