BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemGazze'de çözümün anahtarı Türkiye----

Gazze'de çözümün anahtarı Türkiye

Gazze'de çözümün anahtarı Türkiye
09 Kasım 2023 - 10:09 www.finansgundem.com

Gazze Savaşı’nda çözümsüzlük sürüyor, şiddet artıyor. Görüşler, krizin çözümünde anahtar ülkenin Türkiye olduğu yönünde.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Gazze’de gerilim giderek tırmanıyor. Sorunun çözümü için Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ankara ziyaretinde umduğunu bulamasa da uzmanlar ABD’nin Türkiye’den yardım istemek için hala fırsatı olduğu görüşünde.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin Gazze’de yaşanan şiddetin önüne geçecek yegane aktör olduğu görüşü giderek daha fazla dillendiriliyor. Bloomberg dış ilişkiler yazarı Bobby Ghosh, makalesinde, Gazze krizinin çözümü için ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talep etmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Blinken, Ankara’da umduğunu bulamadı

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Antony Blinken'in Türk mevkidaşı ile Pazartesi günü Ankara'da yaptığı toplantıya ilişkin yaptığı kısa açıklama, iki buçuk saatlik oturumda yaşanan soğukluğu gizlemeye yetmedi. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail-Hamas savaşını hafifletmek için Orta Doğu'ya yaptığı seyahatler sırasında oldukça fazla parmak sallamak zorunda kaldı ancak Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan aldığı mesaj özellikle güçlü oldu. Blinken, Recep Tayyip Erdoğan'ın görece daha çatışmacı tepkisinden ise kurtuldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'nın en üst düzey diplomatıyla görüşmeyi reddetti.

Fidan'ın azarlaması ve Erdoğan'ın küçümsemesi fazlasıyla hak edilmiş bir durum. Biden yönetimi, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırı ve İsrail'in yıkıcı misillemesiyle ortaya çıkan krize çözüm bulma mücadelesinde Türkiye'yi ihmal etme hatasına düştü. Oysa özellikle bölgede, Türkiye’nin ciddi yardımını gerektirmeyen hiçbir çözüm kalıcı olamaz ve ABD’nin Erdoğan'ı masaya getirmek için yoğun çaba harcayarak kaybedilen zamanı telafi etmesi gerekiyor.

Eğer bu, ABD Başkanı Joe Biden’ın doğrudan Erdoğan'a başvurmasını gerektiriyorsa, bu, aralarında Amerikalıların da bulunduğu on binlerce hayatı ve çok sayıda rehineyi kurtarma şansı için ödenmesi gereken küçük bir bedel olarak kabul edilmeli.

İlişkilerde çatışma

Biden yönetiminin Türkiye Cumhurbaşkanı’yla ilişki kurma konusundaki isteksizliğinin anlaması zor olmayan nedenleri olabilir. Erdoğan gerçekten de gurur verici bir şekilde zor biri ve bu durum özellikle de ABD’ye karşı geçerli. Erdoğan'ın kendisine büyük bir dünya liderine gösterilmesi gereken saygıyı göstermediğine inandığı ABD açısından ise bu iki kat daha zor bir durum. Ve kendisini açıkça otokrat olarak nitelendiren ve ABD'nin rakiplerini seçimlerde onu yenmeleri için cesaretlendirmesi gerektiğini öneren Biden ile bu zorluk bir kez daha ikiye katlanmış gözüküyor.

Erdoğan, en son Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımını geciktirerek gösterdiği gibi, Amerikan planlarını baltalamaktan hoşlanıyor gözüküyor. Bu konunun henüz bir çözüme kavuşmadığı biliniyor: Türkiye, Finlandiya'ya yönelik vetosunu kaldırmış olsa da parlamento İsveç'in üyeliğine henüz yeşil ışık yakmış değil.

Erdoğan, Orta Doğu mesleğinde önemli bir oyuncu

Ancak Erdoğan ne kadar zor biri olsa da Ortadoğu meselelerinde önemli bir oyuncu. Mevcut krize çözüm bulmak için vazgeçilmez biri ve bölgede, savaşan her iki tarafla da resmi ilişkileri olan tek lider konumunda: Türkiye yakın zamanda İsrail ile yıpranmış diplomatik ilişkilerini onardı ve Hamas'ın siyasi kanadıyla görüşebiliyor. Bunu, ABD'nin yaslandığı diğer iki önemli oyuncunun pozisyonlarıyla karşılaştırmak yerinde olabilir: Hamas'ın en üst düzey liderliğine ev sahipliği yapan Katar'ın İsrail ile resmi bir ilişkisi yok; Mısır'ın ise İsrail'le diplomatik bağları var ama Hamas'a karşı temkinli davranıyor.

Erdoğan'ın Hamas'ın saldırısına tepkisinin alışılmadık derecede hafif olması dikkat çekici. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, ‘sivil can kayıplarını’ kınayan bir bildiri yayınladı. Ankara, Hamas'ı uyarmadı ancak Doha veya Kahire de bunu yapmadı.

Biden ve ABD’nin hatası

Biden'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştükten hemen sonra Erdoğan'a ulaşmaması diplomatik bir hataydı. Aynı şekilde Netanyahu'nun da Biden'la konuştuktan hemen sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı araması gerekirdi. Beyaz Saray’ın, Erdoğan'ın en azından Amerikalılar başta olmak üzere Hamas tarafından alınan rehinelerin serbest bırakılmasında faydalı olabileceğini bilmesi gerekirdi.

Bunun yerine ABD Mısır'dan, Katar'dan ve diğer Arap ülkelerinden yardım isterken Türkiye'ye mesafeli davrandı. Biden Erdoğan'ı aramadı ve Blinken'in Ankara'ya ilk seyahat programı bariz bir şekilde yetersiz kaldı. Biden yönetimi, Erdoğan'ın bunu küçümseme olarak algılayacağını biliyor olmalıydı. Ve Türk liderin kariyerinden haberdar olan herkesin bundan sonra olacakları bilmesi gerekirdi.

10 Ekim'de Erdoğan, Biden'ın İsrail'e desteğini göstermek için Doğu Akdeniz'e savaş gemileri gönderme kararını eleştirdi. İki hafta sonra, İsrail Gazze'de Hamas'a karşı saldırı başlatırken, Türkiye Cumhurbaşkanı İsrail'i “çocukları öldürmekle” suçlayan ve Hamas'ı “Filistin topraklarını ve halkını korumak için savaşan vatansever bir kurtuluş hareketi” olarak ilan eden ateşli bir konuşma yaptı.

Türkiye’den ‘garantör ülke’ teklifi

Blinken gecikmiş Ankara gezisini yaptığında Erdoğan, artık Netanyahu ile görüşmeyeceğini açıklamıştı. İki isim ilk kez Eylül ayında New York'taki BM Genel Kurulu’nda bir araya gelmişti. İsrail, diplomatlarını Türkiye'den çekmiş ve Ankara, İsrail büyükelçisini geri çağırmıştı.

Peki Biden'ın Türk lideri, Gazze’de krizin çözümü amacıyla tekrardan devreye sokması için çok mu geç? Pek sayılmaz. Erdoğan, krizin çözümlerine ilişkin tartışmalara dahil olmak istiyor. 1960 yılında Kıbrıs'taki iç savaşı sona erdirmek için uygulanan formüle atıfta bulunan Erdoğan, Türkiye'nin İsrail ile Filistinliler arasındaki herhangi bir barış anlaşmasının garantörü olmasını önerdi ve şöyle dedi: “Yunanistan ve İngiltere garantör ülke olabiliyorsa, Türkiye de olabilir. Kıbrıs’taki garantör ülke mekanizmasının bir benzeri neden Gazze'de de uygulanmasın?”

Biden elini çabuk tutmalı

Bu fikir uygulanabilir olsa da olmasa da Biden’ın, Erdoğan'ın rehinelerin serbest bırakılması ve uzun vadede savaşın sona erdirilmesine yönelik müzakerelerde önemli bir rol oynayabileceğini kabul etmesi gerekiyor. Erdoğan, Hamas'a destek verdiğini ifade etse de, ‘bağlantıları kesmenin bir seçenek olmadığını’ söyleyerek İsrail'e de tamamen sırtını dönmedi. Ancak savaş sona erdiğinde, parçalanmış Gazze Şeridi'nin yeniden inşası Türkiye'nin büyük katkısını gerektirecek.

Erdoğan'a hak ettiği saygıyı göstermek, Biden için başka alanlarda de potansiyel getiriler anlamına geliyor: ABD, Ukrayna'nın tahıl ihracatına yönelik Karadeniz hattını yeniden açmak için Türkiye'nin Rusya ile çalışmasına ihtiyaç duyuyor ve Erdoğan'ın onayı, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki olası herhangi bir barış anlaşması için de kritik derecede önemli.

Biden Ankara'ya bu çağrıyı ne kadar erken yaparsa o kadar iyi.

Blinken: Gazze'yi Filistinliler yönetmeli!

 

ABD'den İsrail'e: Gazze'yi tekrar işgal etmenizi desteklemiyoruz

 

AB Komisyonu Başkanı Leyen: Filistinliler Gazze'den zorla çıkarılamaz

 

Dünya 'Gazze' için sokaklara indi!

 

"Gazze'deki kardeşlerimizi tek başlarına bırakmayacağız"

 

Gazze savaşı sonrası ne olacak? İşte olası senaryolar...

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)