BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisFinansın geleceği 'finternet' yaklaşıyor----

Finansın geleceği 'finternet' yaklaşıyor

Finansın geleceği 'finternet' yaklaşıyor
24 Nisan 2024 - 16:51 www.finansgundem.com

Finansal teknolojiler her ne kadar son dönemde hızla gelişse de günümüz dijital dünyasına göre hantal kalıyor. Bloomberg’den Andy Mukherjee’nin yazısında ise küresel finans sisteminde bir dijital devrimin yaklaştığı belirtiliyor

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

21. yüzyıldayız ve finans hâlâ çok pahalı ve belirli bir kesimin kontrolü altında. Dijital dünyanın hızıyla karşılaştırıldığında paranın internet üzerindeki hareketi çok daha yavaş gözüküyor.

Bloomberg yazarı Andy Mukherjee tabloyu şöyle açıklıyor: İletişim teknolojilerinin daha verimli hale geldiği bir gerçek. 2010 gibi yakın zamanlı bir tarihe kadar JFK Havaalanı’ndan Hethrow’a (İngiltere) giden bir uçağa binmek Atlantik’in öteki yakasıyla aynı gün nakit teslimatı yapmanın en hızlı yoluydu. Bugün durum böyle değil. Fakat mobil bankacılık alanında atılan tüm adımlara rağmen küresel havale maliyetleri hâlâ %6,2 gibi yüksek bir orana sahip. Diğer bir deyişle Sahra Altı Afrika’ya 200 dolar göndermek için 15 dolar gerekiyor.

Finans yazarına göre söz konusu sıkışıklık bir müşteriden diğerine bir değerin gönderilmesini mümkün kılan temel mimariden kaynaklanıyor. Bu tasarımı değiştirmekse güvercin yerine telgraf kullanmak kadar kolay değil. Mevcut mali kayıt sistemlerinin 700 yıllık bir tarihi bulunuyor. Bunu değiştirmek için finans için inşa edilmiş bir internet protokolü gerekiyor.

Mukherjee’nin yazısında Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) Genel Müdürü Agustin Carstens ve Hindistanlı teknoloji milyarderi Nandan Nilekalni’nin Finans sisteminin geleceğini değiştirecek dünyanın en büyük dijital kimlik programına yer verildi. Finans liderleri bu projeyi ‘finternet’ olarak adlandırıyor.

Fikrin temelinde birleşik defter olarak adlandırılan bir fikir var. Bunu dev bir skor tahtası olarak da düşünülebilir. Müşteriler, farklı türde coin’ler içerecek olan e-cüzdanlarındaki etkinliği izlemek için kullanabilecekler. Bunların bazıları menkul kıymetleri temsil edecek, diğerleri banka mevduatı yerine geçecek. Üçüncü bir tür de farklı ülkelerin merkez bankası dijital para birimlerinden (CBDC) veya bunları taklit eden özel olarak basılan sabit coin varlıklarından oluşabilir.

Mülk, araba ve sanat eserleri gibi gerçek dünyadaki mülklerin kendi değer temsilleri olacak. Müşteriler, önceden programlanmış mantığa göre her türlü coin’i birbirleriyle takas etmek için finansal kurumları kullanacak. Ödeme başka bir cüzdandan gelmezse hiçbir coin cüzdandan çıkmayacak. Katılımcılarsa oyunu mesaj göndererek değil, skor tahtasına bakarak izleyecekler.

Tokenizasyon veya geleneksel menkul kıymetleri dijital kopyalarına dönüştürme süreci, likidite kısıtlı bir orta sınıfın ulaşabileceği alternatif varlıklardan 22 trilyon dolarlık bir pazar getirebilir. Bu yatırımcılar, özel sermaye piyasaları, hedge fonları veya altyapı yatırımları gibi alanlardan daha yüksek getiri elde etmek için risk iştahına sahip olsalar bile, uzun vadeli toplu yatırımlar yapma yeteneğinden yoksundurlar. Moody's Investors Service geçen hafta yayınladığı bir raporda, bu tür menkul kıymetlerin blok zincirleri üzerinden küçük parçalara ayırmanın varlıkları daha likit hale getirebileceğini söyledi.

Finternet çağıyla özellikle de sınır ötesi işlemlerde günlük maliyetler düşebilir. Kurumlara borç ve alacak hesapları talimatı vermek ve ardından hiçbir hesap defterinde eksik kalmamasını sağlayabilmek için günümüz finans siteminde birden fazla defteri uzlaştırmak gerekir. Bu da gecikmeler ve masrafların birikmesi anlamına gelir. Dolaysıyla mevcut sistem, küçük işletmeleri ve bireyleri tamamen dışlayarak veya ücretleri kısa sürede değiştirerek bir çeşit ayrımcılık yapmaktadır.

Finternet’i cazip kılan bir diğer özellik de coin olarak depolanan değerin etrafına bir programlama katmanı oluşturulabilmesidir. Yani bir paranın belirli bir amaca yönlendirilmesi gibi her türlü yenilikçi hedefi destekleyebilmesidir. Örneğin, hükümetler yoksul hanelere eğitim destekleri verebilir ve bu destek ödemelerinin yalnızca okul ücretleri, öğle yemeği ve kırtasiye malzemeleri için kullanılmasını sağlayabilir.

Yine de Carstens ve Nilekani teknolojinin zorluklarını da unutmuyorlar. Finternet'in çalışması için merkez bankalarının dijital nakit sağlaması gerekecek. Bu paranın genel olarak halka dağıtılmasa da en azından finansal kurumlarına sağlanması gerekecek. Ancak dünyadaki para otoritelerinin beşte dördü ya tokenize para ihraç etmek için net bir yasal güce sahip değil ya da bunu yapmaları yasak.

Sistemin karşısındaki bir diğer zorluk da “güvenilir kullanıcı kimliği” aracılığıyla dolandırıcılığın azaltılması konusudur. Bu sorunun çözülmesi de oldukça zor. Hindistan'daki biyometrik tabanlı benzersiz kimlik uygulamalarına öncülük eden Aadhaar bile istismar ve hırsızlıkla mücadele etmeyi sürdürüyor.

Carstens ve Nilekani'nin vizyonu Brezilya'da meyvelerini vermeye oldukça yaklaştı. Drex platformu, toptan tokenize edilmiş merkez bankası parası, banka mevduatları, e-para ve hazine menkul kıymetlerinin bir arada bulunacağı birleşik bir defter olacak. Ayrıca, Fransa Merkez Bankası (Eurosystem'i temsilen), Japonya, Güney Kore, Meksika, İsviçre ve Birleşik Krallık merkez bankaları ve New York ABD Merkez Bankadı da bir BIS projesi olan Agorá kapsamında bir araya geldi. Amaçsa, tokenize edilmiş Banka mevduatlarının kamu-özel bir platformda toptan CBDC'lerle nasıl sorunsuz bir şekilde entegre edilebileceğini araştırmak ve bunun için büyük finans kurumlarını bir araya getirmek.

Mukherjee’ye göre bu tür projeler için yasal ve mevzuat altyapıyı hızlandırmak yıllar alacak. Ancak finternetin nihai sınavı tüketicileri kazanma yeteneğiyle ortaya çıkacak. Zira bu yeni sistemde kullanıcıların yönlerini bulması kolay olmayacak. Örneğin bir dijital sanat eserinin sahipliğini vadeden bir coin genellikle kamu finans otoritesine kayıtlı olmayacak. Ancak bir mülkün veya bir aracın temsili olması gerekecek. Hisse senetleri ve tahviller gibi bazı varlıklarsa sıkı bir denetime tabi tutulacak. Kripto para birimlerinin konumu ise birbirine benzemeye bilir. Bazı coin’ler nakdin el değiştirmesinin kesinleşmesi için harcanırken diğerleri ise durdurulabilir çek ödemeleri gibi olabilir.

Sistemin cazibesi bu tür karmaşıklıklarla ne derece başa çıkılabileceğine göre değişecek gibi gözüküyor. Bloomberg yazarı finternetin şu an için ürkütücü göründüğünü söylüyor ve ekliyor: “Tıpkı bir zamanlar e-posta ve mobil ödemelerin hissettirdiği gibi.” Ancak Mukherjee’ye göre ödül yeterince büyük olursa tüketiciler de bu sistemi benimseyecek.

Almanya'da 'iş dünyasına güven' nisanda arttı

 

ABD'den İranlı şirketlere 'siber saldırı' yaptırımı

 

İş hayatının klasiği: Multitasking... Sağlığımızı nasıl etkiliyor?

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)