BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiFED sancısı artıyor----

FED sancısı artıyor

FED sancısı artıyor
10 Aralık 2015 - 12:29 www.finansgundem.com

Piyasaların gözü kulağı FED'de. Faiz artışından en fazla etkilenecek ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor.

Piyasalar, ABD Merkez Bankası'nın (FED) 16 Aralık'taki toplantısına kilitlendi. Faiz bu toplantıda artırılacak mı, yoksa 2016 yılına mı kalacak? Faiz artırımından en fazla etkilenecek ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Bu hamle dolara değer kazandıracağı için piyasaların gözü kulağı bu toplantıda. Diğer taraftan, faiz artışı olmazsa 2016 yılının gündemi yine faizlerin ne zaman artırılacağı olacak. Bu da piyasalardaki dalgalı seyrin devam etmesi anlamına geliyor.
 
Eğer istihdam verilerinde çok büyük sapma olmazsa FED'in Aralık'ta faiz artışına gitmesini beklediğini ifade eden T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil, burada en büyük sorunun enflasyon tarafında olduğunu belirtiyor. Çünkü, enflasyon hâlâ FED'in hedeflediği yüzde 2 rakamının çok aşağısında. Ancak, FED Başkan Yardımcısı Stanley Fisher'in son demeçleri bu durumun geçici olduğu ve enflasyonun gelecek yıldan itibaren artacağı yönünde. "FED üyelerinin birçoğu da böyle düşünüyor, zaten saatlik ücretlerde bir kıpırdanma yaşanıyor" diyen Fertekligil, gelecek yıl petrol fiyatlarının daha fazla düşmeyeceği ve belki de bir toparlanma yaşayacağı göz önüne alındığında FED'in bu görüşlerinin tutarlı olabileceğini söylüyor.
Öte yandan, ABD ekonomisinin ılımlı bir büyüme eğiliminde olduğunu söylenebilir. Bu FED politikaları açısından da bir Faiz artırımına elverişli.
 
"Diğer taraman, başka bir sorun olarak Çin ve dünya ekonomisindeki kötümser beklentiler ve son Paris terör saldırıları karşımıza çıkıyor" diyen Fertekligil, ancak burada Çin'in en azından yüzde 6,5 civarında büyüyeceği ve dünyada da gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızı düşse bile bir kriz senaryosu olmadığı için FED'in bunu engel olarak görmeyeceğini kaydediyor. Fertekligil, Paris saldırılarından sonra ABD'ye ve diğer Batı ülkelerine de geniş çaplı terör saldırıları olursa durumun değişebileceğini kaydediyor. Fertekligil, "Şu aşamada FED'in aralıkta yüzde 0,25'lik bir faiz artırımı yapacağını, daha sonrası için ise daha yavaş ve kademeli bir faiz artırımı sürecine geçeceğini düşünmekteyim. Tabii 2016 yılında faiz artırımlarının sürmesi için yine enflasyon ve istihdam verileri önemli olacak" diyor.
 
"FAİZ ARTIŞI OLMAZSA DÜNYALAR TÜRKİYE'NİN OLUR"
 
FED'den aralıkta faiz artışı bekleyen Global Menkul Araştırma Kıdemli Müdürü Gökhan Uskuay da ABD ekonomisindeki enflasyon, tarım dışı istihdam, büyüme gibi belli başlı verilerle ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: 'Yeni normallere ve eski normallere göre bakmamız lazım. Yeni normallere göre enflasyon çok yüksek, çünkü enflasyonu pozitif bir değerde görmek bile umut veriyor. Güçlü dolar düşük ithalat fiyatları demek, emtianın her gün düştüğü dönemde enflasyon oluşması çok zor. Eski normallere göre enflasyona baktığınız zaman alınacak çok yol var. İstihdam eski ve yeni normallere göre oldukça iyi. ABD ekonomisi yüzde 5 istihdamı en iyi ekonomik dönemlerinde gördü. ABD'de gelecek yıllarda 150 bin aylık rakamlar bile çok yüksek olacak. Konut satışları yerine konut başlangıçlarına bakmak lazım. Çünkü konut satışları çok hızlı gitmesine karşılık, başlangıçlar geriden geliyor. Böylece yüksek fiyatlar satışları artırıyor ama bu bir arz sıkıntısından kaynaklanıyor. Konut piyasası güçlü gibi görünse de eski normallerden çok uzak. Perakende satışlar ve iç tüketim ana motor durumunda. İç tüketimi çıkardığınızda ABD resesyonda kalır. ABD ekonomisi şu anda faiz artırımına hazır ama oldukça temkinli izlenecek bir artırım süreci olarak bakmak lazım." "FED'den artış gelmezse dünyalar Türkiye'nin olur" diyen Uskuay, TL varlıkların Mart 2016'ya kadar ralli yapabileceğini söylüyor.
 
"ARTIRIM HIZI DAHA ÖNEMLİ"
 
Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali ise FED'in faiz artırımının zamanlamasından daha çok takip eden artırım hızının küresel finans sistemi ve ekonomi açısından önemli olacağına dikkat çekiyor. "Dünya genelinde yüksek seviyedeki jeopolitik riskler ve düşük petrol fiyatları dezenflasyonun devam etme ihtimalini ve küresel toparlanmanın ivme kaybetme riskini artırıyor" diyen Kırali küresel ekonomideki bu risklere rağmen ABD'den gelen son verilerin çoğunluğunun aralıkta faiz artırımını olası kıldığını söylüyor.
 
Kırali, "Ancak FED'in veri bağımlı bir politika yürüttüğünü ve 15-16 Aralık tarihlerindeki toplantısı öncesinde önemli veri açıklamaları olduğunu da unutmamak gerekiyor. Özellikle 4 Aralık tarihinde yayınlanacak kasım istihdam verileri ile 15 Aralık'taki enflasyon verilerinin oldukça önemli olabileceğini söyleyebiliriz" uyarısında bulunuyor. Faiz artırımının kısa vadede doların küresel bazda daha da güçlenmesine neden olacağım kaydeden Kırali, "Bunun yanında faiz artırımı ilk etapta özellikle gelişmekte olan ülke varlıklarında volatiliteye yol açabilir. Ancak diğer taraftan, faiz artırımının ardından nihayet 2013 ortalarından bu yana FED'in para politikası normalizasyonuna yönelik devam eden belirsizliğin de önemli ölçüde azalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle toz duman yatıştıktan sonra küresel piyasalarda orta vadede ciddi bir toparlan¬ma gelecektir. Bu toparlanmanın boyutunu da FED'in izleyeceği iletişim politikası belirleyecektir" diyor. Analistler ağırlıklı olarak sembolik de olsa bir faiz ar¬tışının olacağını öngörüyor. Euler Hermes Yönetim Kurulu Başkanı Wilfried Verstraete, FED'in faiz artırımından en fazla etkilenecek ülkelerin Türkiye, Brezilya, Nijerya, Rusya ve Güney Afrika olduğuna dikkat çekiyor. Ancak Türkiye'nin katma değer zincirinde yukarı tırmanmasına yönelik pek çok fırsat olduğuna dikkat çekiyor.
 
"FAİZ ARTIŞI BÜYÜMEYİ AŞAĞI ÇEKER"
 
Euler Hermes analistlerinin yaptığı bir çalışmaya göre, FED'in faiz artışı Türkiye'nin 2016 yılı için yüzde 3,4lük büyüme beklentisini 0,5 baz puan aşağı çekecek. Verstraete, Türkiye ekonomisinin dış finansmana bağımlılığı nedeniyle FED'in faiz artırımından en fazla etkilenen ülkelerden biri olacağını söylüyor. Ancak, Türkiye için dezavantaj sadece dış finansman bağımlılığı değil. Yerel devalüasyonlar ve döviz bazındaki dış borçlar da önemli tehditler arasında. Bu yılın ilk çeyreği itibariyle Türkiye'nin toplam dış borcunun yüzde 93'ü döviz bazında. Bu gelişmekte olan ülkelerde ortalama yüzde 76 seviyesinde. Öte yandan, döviz rezervlerinin eylülde bir önceki aya göre 10 milyar dolar azalması da risk olarak görülüyor.

Türk Lirası yılbaşından bu yana dolara karşı yüzde 24 değer kaybederken, 2016 yılında geçiş etkisiyle yüzde 10luk bir düşüş daha öngörülüyor. Bunlara rağmen Euler Hermes Başekonomisti Ludovic Subran olumlu birtakım gelişmelerin de olduğunu söylüyor:
 
"Avrupa'daki iyileşme Türkiye'nin ihracatında artış sağlayabilir. Ayrıca, İran Türkiye için ciddi bir ticaret motoru olabilir. İran ihracata 300 milyon dolar ek gelir sağlayabilir. Düşük petrol fiyatları iç talep ve daha ucuz girdi için destek sağlayacak. Bankacılık sektörünün iyi durumda olması da iyi bir işaret. Sermaye yeterliliği ve kârlılıkta daralma var ancak, halen yeterli ve takipteki krediler düşük."
 
"EN ZAYIF NOKTA ENFLASYON"
 
Gökhan Uskuay'a göre ise faiz artışının Türkiye'ye etkisi FED'in ve ABD'nin vitesine bağlı olarak değişir. "Çünkü aynı sepette olduğumuz ülkelerle de etkileşiyoruz ve ne kadar inkar edersek edelim kırılganız" diyen Uskuay şöyle devam ediyor: "Enflasyon 2016'nm en zayıf noktası olacak. Yüzde 30 zamlar direkt olarak perakende, giyim ve gıda sektörünü etkileyecek. Böylece enflasyon nedeniyle faizlerin gerileyecek bir yeri olmayacak. Faizleri sadece sıcak para geriletebilir. TCMB'nin faiz artırımı yapamadığı bir yüksek enflasyon patikasında FED'in faiz artışı önce kuru sonra Türkiye'yi etkileyecektir. Birinci faiz artırımının etkileyeceğini düşünmüyorum ama iki ve sonrası etkileyecek."
Enver Erkan da faiz artışının başta gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde baskı yaratacağım, bu beklentinin yavaş yavaş fiyatlara girdiğini söylüyor.
 
Siyasi istikrarın sağlanması ve artırıma kadar hükümetin ve yeni ekonomi yönetiminin oluşmasının Türkiye açısından şans olacağını ifade eden Veyis Fertekligil, "Ayrıca petrol fiyatlarındaki düşük seyrin devamı hem cari açığı hem de TL'nin değerini olumlu etkilemekte. Türkiye 1 Kasım seçimlerinden sonra diğer gelişmekte olan ülkelere göre biraz daha pozitif ayrışıyor. Ancak FED'den gelecek faiz artışı ilk aşamada döviz kurunu ve faizi yukarı çekebilir. Buna Merkez Bankası'nın nasıl yanıt vereceği önemli" diyor.
 
Merkez Bankası'nın sadeleşme politikası çerçevesinde FED'den gelebilecek bir faiz artırımından sonra politika faizini yukarı çekeceğini açıkladığını hatırlatan Fertekligil şöyle devam ediyor: "FED'den gelebilecek bir faiz artışı karşısında güçlü bir Merkez Bankası duruşu ve yapısal reformlar uygulama kararlılığında olan bir hükümet Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelere göre pozitif ayrışmasını sağlayabilir. Tersi bir durumda ise özellikle TL'de tekrar bir değer kaybı ve faizlerde de yükselme bekleyebiliriz."
(AYFER YILDIZ/FORTUNE DERGİSİ)
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)