BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaLeasing-FaktoringFAKTORİNGDE FAİZLER % 15-40 ARASINDA----

FAKTORİNGDE FAİZLER % 15-40 ARASINDA

FAKTORİNGDE FAİZLER % 15-40 ARASINDA
06 Mayıs 2009 - 14:13 www.finansgundem.com

Ekonomist Dergisi'ne konuşan Kent Foktoring Genel Müdürü Alp Aksudoğan, “Çekleri yüzde 15’le de fonlayan var, yüzde 40 ile de“ dedi.

2001 krizi sürecinde faaliyetleri durdurulan yine bir kriz ortamında faaliyetlerine izin verilen Kent Faktoring Genel Müdürü Alp Aksudoğan fiyatlama mekanizmasının bozulduğu pir piyasaya düştüklerini söyledi. Kriz nedeniyle risk priminin ortadan kalktığını gördüklerini söyleyen Aksudoğan, bu nedenle sektörün yüzde 15 ile fonlama yaptığı gibi yüzde 40’ın üzerinde de oranları duyduklarını söylüyor. Süzer Grubu’nun sahibi olduğu Kent Faktoring ve Kent Leasing, 1997’nin son çeyreğinde kurulup, 1998’de faaliyete başladılar. 2001 krizinde Süzer Grubu’nun bünyesindeki Kentbank’ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmesiyle şirketlerin faaliyetleri durduruldu. Şirketler piyasadaki alacaklarını toplayıp, borçlarını ödediler. Bu tarihten 2008’e kadar da eldeki fonları Hazine yönetimiyle değerlendirerek, hayatiyetlerini sürdürdüler. Bu dönemde grubun Süzer Leasing ve Süzer Faktoring şirketleri de kriz yönetimi çerçevesinde devralındı. Onların da borçları ve alacakları temizleniyordu. Bu arada Danıştay’dan Kentbank’ın haksız yere TMSF’ye devredildiği kararı çıktı. Daha sonra TMSF ile anlaşmazlık çözülerek, grubun yoluna devam etmesi kararı alındı. Buna bağlı olarak TMSF ile protokol yapıldı. 2007 Mart ayında yapılan protokolden sonra bir ay içinde bütün hesap kapatıldı. Yani 2001 krizinde piyasadan çıkan bu iki şirket, yeni bir krizle sahneye geri döndüler. Biz de bu nedenle 2001 krizi döneminde de her iki şirketin yönetim kadrosunda olan, şimdi ise Kent Faktoring genel müdürü, Kent Leasing’in ise yönetim kurulu üyesi olan Alp Aksudoğan ile kriz sürecini ve kredi piyasasını konuştuk. Ekonomist: Altı yıl aradan sonra tam olarak ne zaman faaliyete geçtiniz? Alp Aksudoğan: Mart 2007’de start verildi. Bütçe çalışmaları, personel derken 2007’nin yazı geçti. Bu arada Hazine’ye bağlı olan leasing ve faktoring sektörleri, BDDK’ya devredildi. Böylece bir yandan BDDK ile intibak sürecini başlatırken, bir yandan da piyasaya çıkmaya başladık. Yeniden bankalarla kredi ‘lıne’ları (hattı) oluşturuldu. Aralık 2007’de ofisi taşıdık. Bütün sistemler yeniden kuruldu, yazılımlar yapıldı. 2008 yılında tam anlamıyla bir yıllık performansı tamamladık. Altı yıl aradan sonra dönüşünüz nasıl oldu, 2008 nasıl geçti? Aksudoğan: 2008’in başından sonuna kadar şirketi piyasa alacakları anlamında 20 kat büyüttük. 800 bin lira ile girdiğimiz yılı, 16 milyon lira ile bitirdik. Yaygın bir müşteri portföyüne ulaştık. 2008’de hedeflerimizin yüzde 20 üzerinde bir performansla yılı tamamladık. Krizle gittiniz, krizle geldiniz? Bu nasıl bir duygu yaratıyor? Aksudoğan; Hakikaten talihsizlik oldu. Kapıyı açtık, karşımızda krizi bulduk. Krizde aktif-pasif dengesinin kurulması, kredi riskinin yönetilmesinin önemi artıyor. Bir taraftan da piyasada yer kapmaya çalışıyorsunuz. Bunları iyi biliyoruz. O yüzden de geçen yıl iyi bir performans sergiledik. 2001 krizi ile bu kriz arasında şirketin konumlandırılması açısından ne gibi farklar var? Bıraktığınız yerden başlamak gibi bir şey mi oldu? Aksudoğan: Sayılır, ama koşullar çok farklı. 2001 öncesinde kendimizi KOBİ’lere konumlandırmıştık. Yeniden kapıyı açtığımız dönemde artık kendi alanımızı daha net belirledik. Yani illa KOBİ olması gerekmiyor. Ortada bir alacağın olması, bunun mal ya da hizmet olarak teslim edilmiş olmasına bakıyoruz. Eğer bu koşullar varsa, karşımızdaki şirket KOBİ de olsa ilk 500’ün içinde de olsa bunun fonlamasına giriyoruz. Bu iki krizde dikkati çeken benzerlikler veya farklılıklar nelerdir? Aksudoğan: Bir kere şu fark var; 2001’deki kriz, parlayan bir yangın gibiydi. Alevleri görüyorsun. Etkilediği alan bilinen bir yangın… İtfaiye geldi, yangını söndürdü. Sonra zararın nerede olduğunu, nerenin sağlam kaldığını gördük. Hasar tespitine göre onarım faaliyetlerine geçildi. Şimdi sürekli devam eden, içten içe yanan bir yangın söz konusu. Burası sağlam dediğin yerler, üç gün sonra hasarlı olabiliyor. 2007’nin ikinci çeyreğinden itibaren piyasada çok ciddi şekilde yangın vardı. Dışarıdan gelen etki, bu yangının etkisini ve alanını daha da genişletti. Global krizin piyasada yarattığı en çarpıcı etki nedir sizce? Aksudoğan: Artık risk priminin ortadan kalktığını görüyoruz. Eskiden ana bir fiyat vardı. Bunun üzerine risk primi ekleyip, bir fiyatlandırma yapılıyordu. Şimdi artık piyasada risk pirimi ortadan kalkmış durumda. Bunu biraz daha açar mısınız? Aksudoğan: Faktoring sektörünün ilgi gösterdiği bir takım alacaklar vardır. Örneğin çekleri kesin ödenen şirketler vardır. Diyelim A şirketinin çekleri, B şirketinin ciro ettiği çeklerin kesin ödeneceği biliniyor. Böyle çekler bugünkü fiyatlarla yüzde 14-15’lerle fonlanıyor. Böyle bir fiyat, banka kredilerinde bile yok. Nasıl veriliyor bu fiyatlar o zaman? Aksudoğan: Bunun matematiği şu; senin kendi paran var. Bunu gecelik faizde tuttuğun zaman yüzde 9.75 ile değerleniyor. Bu faizle repoda duracağına yüzde 14-15 ile döneceğini bildiği çekleri fonlamayı tercih ediyor. Aklınca daha fazla getiri sağlıyor. Ama bu piyasadaki fiyatlama mekanizmasını bozuyor. Çünkü müşteriye değil, çeke bakılıyor. Örneğin C sınıfı bir X şirketi var, sermayesi yok, teminatı yetersiz ama elinde A şirketinin çeki olduğu için yüzde 14-15 ile para veriliyor. Oysa risk pirimi, şöyle hesaplanıyor; en risksiz getiri Hazine bonosunun faizi yüzde 12.5 diyelim. Bunun üzerine 0.5-1 puan koyarak Türkiye’nin en risksiz şirketine -diyelim Koç’a, Sabancı’ya- verirsin. Aşağıya doğru gittikçe artı puan kısmı yükselir. KOBİ niteliğindeki bir şirketin Hazine bonosu faizine 10 puanlık marjın olması lazım. Ama onun yerine alacak sağlam diye Hazine bonosunun 2-3 puan fazlasıyla kredi veriliyor. Bunun ne sakıncası var? Aksudoğan: Şirketin kendi riskine bakılmadan, fiyatlama yapılıyor. Diyelim bu X KOBİ’si, A ve B şirketinin yanı sıra çekleri aynı ölçüde sağlam olmayan C ve D şirketleriyle de çalışıyor. Foktoring şirketine ‘benimle iş yapmak istiyorsan, A ve B’nin çeklerinin yanında C ve D’nin de çeklerini alacaksın’ diyor. Sen kabul etmezsen başka faktoring şirketi kabul ediyor. Bir süre sonra bu KOBİ kendini, çekini verdiği A ve B şirketi raytinginde görmeye başlıyor. Bu durum devam ettikçe, bunu kendine hak görüyor. A ve B’nin çekleri ödeniyor ama yanında verdiği C ve D’nin çekleri dönmeye başladığı zaman, X şirketinin onları ödeyecek gücü olmadığı ortaya çıkıyor. Ondan sonra sıkıntı başlıyor. Yani piyasada fiyatlama mekanizmasında bozukluk var. Rekabet her zaman en doğru ve en iyi sonuçları getirmiyor. Özellikle finans sektörünün bir takım özellikleri var. Bunlardan biri, fiyatlamanın belli bir matematiğinin olması... Bugün bu ortadan kaybolmuş vaziyette. Şu anda kredi faizleri ne durumda? Bant çok mu geniş? Aksudoğan: Aşağıda yüzde 14’e kadar iniyor. Yukarıda ise özellikle çeke yönelik çalışan faktoring şirketlerinde ise yüzde 40’ları duyuyoruz. Bu yıl yüzde 75 büyürüz Alp Aksudoğan, 2009 beklentileri, büyüme hedeflerine ilişkin ise şunları söylüyor: “2009’da bu yılki performansımızı biraz daha ileriye götüreceğiz. Üç, beş yılda boyutumuzu üçe, beşe çarpalım gibi bir planımız yok. Biz istikrarlı büyümeden yanayız. Bunu yaparken mümkün olduğu kadar çok müşteriye dayanmak, temel prensiplerimiz olan doğmuş alacağın finansmanından vazgeçmeyeceğiz. Bu yıl şirketi yüzde 75 büyütürüz. Bu yüksek görünse de biz çok aşağıdan geldiğimiz için normal bir büyüme. Ama 2009 gibi çok ciddi daralmanın olduğu bir yılda bu noktaya kadar büyümek, çok önemli bir şey.” Kayhan Öztürk/Ekonomist
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)