BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemBasının eleştirisine Gül yorumu----

Basının eleştirisine Gül yorumu

Basının eleştirisine Gül yorumu
30 Ocak 2014 - 10:30 www.finansgundem.com

Cumhurbaşkanı Gül: Basın eleştirmesin derseniz o zaman basın olmuyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi bir ziyaret için geldiği Roma’da gezisini izleyen gazetecilere Hükümet-Gülen Cemaati çatışması, MİT’le ilgili tartışmalar, Batı medyasının Türkiye’deki son olaylara bakışı ve özel yetkili mahkemelerin akıbetiyle ilgili başlıklarda bir dizi açıklamada bulundu. Bu arada Türk basınının olaylara bakışını ele aldı, “Basın eleştirmesin derseniz o zaman basın olmuyor” şeklinde konuştu. Sedat Ergin, Hürriyet’te “Türbülans gibi bir tartışma içindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Gül’ün sözlerini Roma’dan yazdı…

 ‘BASIN ELEŞTİRMESİN’ DERSENİZ O ZAMAN BASIN OLMUYOR

(Son dönemde Batı basınında istikrarsız bir Türkiye fotoğrafı inşa edilmiyor mu? sorusu üzerine) Basın olarak siz nasıl bakarsanız, Batı basını da öyle bakar. Daha sivri tarafları ön plana çıkarır, daha tartışılır halde göstermek ister. Bu, basının tabiatıyla ilgili bir konu. Siz de Türk basını olarak kötü niyetten olmasa da cazip olabilmek için bunu yaparsınız. Bazen de basının tabiatı gereği eleştirel olması beklenir genellikle. ‘Niye eleştiriyor yani kardeşim, olumlu taraftan baksın’ dediğinizde, o zaman basın olmuyor, başka bir şey oluyor. Ben bunu objektif bir basın tahlili olarak söylüyorum.

TARTIŞMA VAR KIRICI DA OLABİLİYOR

Gerçekten de Türkiye’de bir tartışma var, bazen kırıcı da olabiliyor. Ekonomimizde çok yüksek boyutu olmasa da ufak bazı dalgalanmalar oluyor, bunlar gayet açık. Ama bütün bunlara rağmen Türkiye’de siyasi istikrar var. İstikrardan dolayı yarın ne olacak diyen kimse olmadığı kanaatindeyim. Uzun vade ayrı... Ekonomik istikrar açısından baktığımızda, temel göstergeler ortada. Fransa Cumhurbaşkanı da göstergelerden etkilendi. Bugünkü tabloda Türkiye ile ilgili bir tereddüt söz konusu değil.

AYNI BATI GAZETELERİ BİZİ ÖVÜYORDU

Dışarıdan çok kasıtlı olarak kötü göstermek isteyen çevreler olabilir ama bunu toptancı bir şekilde ‘Dışarısı kötü göstermek istiyor, kampanya yapıyor’ diye düşünmek doğru değil. Dışarıda bir zamanlar bizim için ‘Reformist government in Turkey’ (Türkiye’nin reformcu hükümeti) diye manşet atan gazetelerdir bunlar. O bakımdan objektif olmamız gerekir. Bazen baktığınızda, ‘Sırıtıyor, çok kasıtlı, çok aleyhte’ dediğiniz yazılar da var. Bazıları da gazetecilik gereği Türkiye’de bu tartışmalar olunca, onları daha kritik edecek şekilde yazıyor. Hepsini toptancı şekilde Türkiye düşmanı gibi görmemek gerekir. O zaman kendimize yanlış yaparız ve herkesi Türkiye’nin düşmanları safına yerleştiririz.

6 AY ÖNCE BAŞBAKAN ABD’DE AĞIRLANMADI MI?

Böyle bir şey söz konusu değil. Bu, AB için de böyle, ABD için de böyle, bundan 6 ay önce Amerika’da Başbakanımıza en büyük ağırlamayı yaptılar. Avrupa ülkelerine baktığınızda Tayyip Bey geçenlerde AB’de idi, görüş ayrılıkları olsa da gayet güzel, medeni bir şekilde görüşüldü. Fransa Cumhurbaşkanı geldi, yeni bir dönem başlıyor. O açıdan bizim selektif (seçici) olmamız gerekir. Tabii azıcık zayıflarsak üstümüze çullanacak çevreler var, gerçekçi olmalıyız ama toptancı da olmamalıyız.

HAK ETMEDİĞİMİZ TARTIŞMALAR

Türbülans gibi bir tartışmanın içindeyiz. Türkiye’yi bu tartışmalardan süratli bir şekilde çıkarmak da yine bizim elimizdedir, bize düşer. Hep beraber, burada sadece siyasete değil, basın dünyasına da, yazarlara da, iş dünyasına, hepimize de iş düşer. İşte türbülans gibi bir tartışma ortamı içindeyiz. Buradan hemen çıkılması gerektiğine inanıyorum. Hak etmediğimiz bir ortam içindeyiz. Hak etmediğimiz tartışmalar yaşanıyor. Nasıl kaynaklandı, ne oldu, bu ayrı bir konu. Bu mikro detaylara girmek istemem.

TÜRBÜLANSTAN DÜŞEN UÇAK YOK

(Türbülanstan nasıl çıkılabilir? sorusuna) Türbülans lafının boyutunu çok büyütmek kanısında değilim. Türbülansa girersiniz, çıkarsınız. Şimdiye kadar türbülanstan düşen bir uçak yok bildiğim kadarıyla. Ama yolcuları rahatsız eder. Boyutunu büyütmeyin, kasırga, fırtına esiyormuş gibi almayın. Ama hepimiz görüyoruz, manşetlere baktığınızda, konuşulanlara baktığınızda, demek ki keskin bir ortam var. Bundan çıkmanın yolu, konuşulan dil çok önemli, hepimiz için... Söylem tarzlarımız biraz gözden geçirilirse, bu birden havayı değiştirir kanaatindeyim. Hele şimdi seçime giderken bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bakın geçenlerde bir kişi hayatını kaybetti.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Yakup30 Ocak 2014 12:02

    Sayın cumhurbaşkanızın açıklamaları çok yerinde ama o eleştirilerden bahsediyor, eğer basın kişilik haklarına saldırıyor ve suç teşkil eden fiillerde bulunuyorsa o zaman da basın olmaktan çıkıyor... Eleştiriye karşılık eleştirilen kişi de haksız yere eleştirildiğini de söyleyebilir ayrıca bu da basın özgürlüğüne müdahale değildir...