Al Rajhi'nin gözü Türkiye'de

Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında İstanbul’un bölgesel bir finans merkezi olması var. Öte yandan 1.7 trilyon doları aşan İslami finans pazarında da önemli bir aktör olması planlanıyor. Milliyet'teki Ayfer Yıldız imzalı habere göre, Türkiye’nin İslami Finans sektöründe önemli bir potansiyeli bulunduğuna dikkat çeken Ernst&Young (E&Y) Global İslami Bankacılık Merkezi Sorumlu Ortağı Ashar Nazim, “Bu pazarda Türkiye ve Endonezya en hızlı büyüyecek pazar olarak görülüyor” dedi.
İslami finans alanında dünyada ilk 5’te olan kurumların Türkiye’ye gelmek istediğini vurgulayan Nazim, “Türkiye bu kurumların radarında. Ancak bu yatırımcıların gelebilmesi için mevzuatta değişiklikler yapılmalı” yorumunda bulundu. İslami finans alanında dünyanın en büyük grubu Suudi Arabistanlı Al Rajhi. Daha sonra ise Al Baraka Grup ve Dubai İslam Bankası geliyor.
ORTALAMA YÜZDE 16 BÜYÜYOR
İslami finans sektörü son 5 yıldır ortalama her yıl yüzde 16 oranında büyüyor. Pazarın en büyüğü 245 milyar dolarla Suudi Arabistan, 100 milyar dolarla Malezya ikinci, 80 milyar dolarla Birleşik Arap Emirlikleri üçüncü sırada yer alıyor.
“Türkiye’de İslami finans pazarı çok küçük. Katılım Bankalarının pazardan aldığı pay yüzde 5 seviyesinde. Bunun önümüzdeki dönemde artmasını bekliyoruz” diyen Nazim şöyle devam etti:
“Katılım Bankalarının sektördeki payının 2023’te yüzde 15’e çıkması hedefleniyor. Sektör 5 kat büyüyerek 200 milyor dolar seviyelerine ulaşacak. Türkiye’nin nüfusunun çoğunluğu müslüman. Bölge olarak stratejik avantajı var. Ortadoğu ve Avrupa arasında bir geçiş noktasında.”

TEKAFÜL SİGORTASI BAŞLAYACAK
Nazim’a göre, önümüzdeki dönemde sukuk fonlarının çeşitleri artacak, bu alanda fon yönetimleri başlayacak ve tekafül sigortacılığı da yapılmaya başlanacak. Nazim, islami finans piyasasının büyümesi için para piyasasının kuvvetli olması gerektiğini, daha gidilecek çok yol olduğunu kaydetti.
İslami finans sektörünün gelişmesi için Nazim’in üç önerisi şöyle:
“Birincisi bu alanda mevzuat yok. Yabancı yatırımcılar güvenle gelebilmek için net tanımlanmış bir yasal mevzuat görmek ister. İkincisi arz tarafı eksik. Katılım bankalarının sayısı artmalı, tekafül sigortası yapan oyuncular olmalı, fonlar yok. Bunlar gelişmeli. Üçüncüsü ise insan kaynakları yani, bu alanda yetişmiş uzman kişilere ihtiyaç var.”