Açık bankacılık ABD için ne anlama geliyor?

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Açık bankacılık sistemi uygulama programlama arayüzleri yoluyla bankalardan üçüncü parti kurumlara veri akışının kontrollü bir şekilde gerçekleşmesine imkan tanıyor. Ancak ABD’de yer alan birçok finans hizmetleri sektörü yöneticisi için, bu sistemin gerçek tanımı ve kullanım alanları belirsizliğini koruyor. Açık bankacılık bir fırsat mı, yoksa tehdit mi? Ve en önemlisi, her kurum için uygun mu?

ABD’de açık bankacılık konusunda kafa karışıklığı yaşanmasının en önemli sebeplerinden biri de, bankaların uyması gereken özel yükümlülüklerin belirlendiği bir açık bankacılık düzenlemesinin bulunmaması. Avrupa’da veri bankalarında erişimi kontrol eden, Avrupa Birliği Ödeme Hizmetleri Direktifi (PSD2) gibi girişimler var.

Yolculuk engellerle dolu olsa da, Avrupa şimdiye kadar tüm kıtada açık bankacılığı yaygınlaştırdı. Bazı tahminlere göre şimdi Avrupa Birliği’nde yer alan ülkelerin %87’si bir şekilde açık bankacılık hizmeti sunuyor. Benzer bir düzenlemenin ABD’de eksik olması nedeniyle finans kurumları açık bankacılık kavramının tanımını kendileri yapmaya çalışarak hem fırsat hem de belirsizlik yaratıyor.

Forbes’un haberine göre açık bankacılık sistemi genellikle fintek gibi üçüncü parti şirketlerle işbirliği yaparak, bankalara veri paylaşımı imkanı tanıyor. 

Bir süredir, bankacılık hizmetlerinin ayrışması birçok banka için derin hasarlar oluşturdu. Ancak açık bankacılık sayesinde Finans kurumları ürünlerini ve hizmetlerini çeşitlendirebilir ve genişletebilir.

Bu konsept üzerinde düşündüğünde, birçok kişi en büyük bankaları aklına getirse de tüm ölçeklerdeki finans kurumları stratejilerini yeniden oluşturmaya başlıyor. Birçoğu ise kendi alanında en iyisi olmak için mücadele veriyor. Valley Strong Credit Union’un Finans Direktörü Nick Ambrosini bu yaklaşımın “ayak uydurmak için önemli” olduğunu düşünüyor ve gelişmiş bir müşteri deneyimi sağlayacağına inanıyor.

ABD’de bulunan birçok finans kurumu için açık bankacılık ve uygulama programlama arayüzüne (API) olanak tanımanın başlangıç noktası ana sağlayıcıları. Şimdilerde ABD’de bulunan önde gelen üç sağlayıcı FIS, Fisery ve JHA, açık bankacılık stratejileri geliştiriyor. Özellikle bu şirketler, bankacılık müşterilerinin üçüncü parti şirketlerle daha dolay işbirliği yapmasını sağlayarak, veri paylaşımına imkan tanıyan arayüzler oluşturuyor.

Bir ana sağlayıcı üzerinden bu hizmeti almak ise finans kurumlarına avantaj sağlıyor. Zira API portalları bu şirketler tarafından sağlanıyor ve bakımları üstleniliyor. Ancak bu portallar hali hazırda gelişme aşamasında. Özellikle de müşterileri arasında Live Oak Bank ve First Bank gibi kurumlar olan Finxact ya da yeni nesil bankalar Varo ve Grasshopper’la çalışan Temenos gibi piyasada yeni olan API temelli sistemlerle karşılaştırıldığında.

Bankalar için bir başka seçenek de, temel sistemlerinde kendi API katmanlarını oluşturmak. Bu strateji altyapının türünden bağımsız olarak işliyor ancak geliştirme çalışmaları için zaman gerektiriyor. Günün sonunda, en doğru yaklaşım her kurumun stratejisine göre değişiyor. Buradaki risk açık bankacılık sistemine ne şekilde geçileceği değil, herhangi bir strateji sahibi olmamak.

Avrupa bankaları Wall Street’e karşı

BaFin’den batık bankaya sert yaptırım

ABD Tahvil faizleri hangi ülkeleri etkiliyor?