BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiABD ekonomisi batıyor mu?----

ABD ekonomisi batıyor mu?

ABD ekonomisi batıyor mu?
03 Ekim 2022 - 13:11 www.finansgundem.com

En yüksek seviyeden gösterilen çabalara rağmen ABD’de enflasyon yükseliyor, iş gücüne katılım oranı ise düşüyor. ABD ekonomisinin sorunu, daha derinlerde yatan ‘yapısal zayıflık’ olabilir mi?

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’de büyük bir kesim artan gıda ve benzin fiyatları ile düşük iş gücüne katılım oranlarının bir araya gelmesinden kaynaklanan zorlukları giderek daha fazla hissediyor. Yüksek perdeden çabalara rağmen ABD’li politika yapıcılar henüz işin içinde çıkabilmiş değil. Enflasyon yükselmeye devam ediyor ve iş gücü katılım oranı düşüş trendine giriyor.

China Daily’den Gregory K. Tanaka’nın yazısına göre, bu eğilimlere, ‘ilk kez’ işsizlik başvurusunda bulunan Amerikalıların sayısının son 8 ayın en yüksek seviyesine çıktığını gösteren ve Zero Hedge tarafından yayınlanan son raporun verilerini de eklemek gerekiyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, kimse açık şekilde dile getirmese de bazılarının aklının bir köşesinde sorunun daha derin olabileceğine dair ihtimaller de oluşmaya başlıyor. Bunların en endişe verici olanı ise ABD ekonomisinin daha derin bir ‘yapısal zayıflık’la karşı karşıya olduğunun izlerinin ortaya çıkmaya başlaması.

ABD imalatı on yıllardır düşüyor

ABD imalatı, bu yapısal zayıflığın işaretlerini barındırıyor gibi gözüküyor. Ancak ABD ekonomisinin önemli bir yapısal bileşeni olan ABD imalatı birkaç on yıldır belirgin bir düşüş sergiliyor. Sorun şu ki, küreselleşmenin bir yan etkisi olarak, ABD imalatını yüklenen şirketler ya da bu şirketlerin yöneticileri, üretim tesislerini denizaşırı ülkelerde ve ABD’den çok daha düşük işçilik maliyetleri sunan ülkelere taşıyor. Bu yapısal değişim, bu çok uluslu şirketlerin sahipleri için daha yüksek karlar anlamına gelirken ABD'deki üretim tesislerinde dolgun ücretli işlerde çalışacağına inanan on milyonlarca orta sınıf Amerikalının refahını açıkça mahvediyor.

Tarım alanları silip süpürülüyor

İkincisi ve ABD ekonomisinin bir diğer yapısal ayağını oluşturan ‘ABD tarımı’ ise bu yıl büyük toprak parçalarının ekilmemesini emreden federal hükümetlerin saldırısı altında bulunuyor.

Bu politika, bir zamanlar Ortabatı, Güney ve Batı Kıyısı’nda milyonlarca Amerikan ailesinin geçim kaynağı olan on binlerce küçük çiftliği düşük fiyatlarla silip süpürmek için, federal hükümetlerin birleşerek başlattığı çabayla paralellik seyrediyor.

Para basma kumarı işe yaramıyor

Bu yapısal olarak başarısız ekonomiyi desteklemek için ise Fed, ekonomiyi ucuz ve sıcak parayla doldurarak ekonomik eğilimlerin tersine döneceği umuduyla trilyonlarca dolar basıyor. Ancak bu kumarın işe yaramadığı bugün daha net görülüyor. Daha da kötüsü, yabancı yatırımcılar, fazla para basılması nedeniyle ABD dolarının eskisi gibi olmadığını düşünmeye başlıyor ve ellerindeki ABD Hazine bonolarını ve diğer ABD varlıklarını boşaltmaya başlıyor. Bu hamleye Rusya, Çin, Brezilya ve Hindistan gibi çok büyük ekonomilere sahip ülkeler de katılıyor.

Gittikçe daha fazla ülkenin ABD Hazine bonolarını ve diğer dolar cinsinden varlıkları, bunlara hisse senetleri, devlet tahvilleri ve gayrimenkuller dahil, reddetmeye başlamasıyla, doların kendisi, daha önce değişim aracı olarak doları kullanıp birbirleriyle ticaret yapan diğer ulusların kabul ettiği ‘küresel rezerv para birimi’ statüsünü kaybetmeye başlıyor.

Dolar, küresel rezerv para birimi statüsünü kaybediyor

Şaşaalı günlerinde, küresel rezerv para birimi statüsüne sahip olmak, ABD'nin ‘enflasyonunu yurt dışına ihraç edebileceği’ anlamına geliyordu, çünkü diğer ülkeler ABD'ye borç verdikleri parayı ileri bir zamanda, yükselmiş ve dolayısıyla çok daha ucuz dolar olarak geri ödeyerek tahsil ediyorlardı.

Dolayısıyla, doların da küresel rezerv para birimi statüsünü kaybetmesinin de etkisiyle oluşan büyük yapısal zayıflama, ABD’nin enflasyonunu yurtdışına ‘ihraç etmek’ için doları kullanmaya artık güvenemeyeceği bir durum oluşturuyor. Bu ise bunca zaman birikmiş bu enflasyonun bir gün ABD tüketicisine geri sıçrayacağı anlamına geliyor.

Borçlanma rekor düzeyde

Bu arada, ABD'deki tüm sektörlerde rekor düzeyde borçlandığı görülüyor. 50 eyalette toplam birikmiş borç şu anda 1,1 trilyon dolar civarında seyrediyor. Birikmiş yerel borçlar ise 2 trilyon dolar seviyesine ulaşmış durumda. Amerikalılar arasında toplam birikmiş kişisel borç miktarı ise 23 trilyon doları aştı. Federal hükümetin borçlu olduğu toplam birikmiş borç ise US Dept Clock verilerine göre, şaşırtıcı şekilde 31 trilyon dolara kadar yükselmiş bulunuyor.

ABD sermaye piyasalarını da ilgilendiren bu devasa borç ve para basımının yanı sıra ABD ekonomisinin resesyona her geçen gün daha da yaklaşması, Amerikalıların yakın zamanda 1930'ları anımsatan bir hiper-stagflasyon dönemini yaşama olasılığını da artırıyor. Bu durum ise, ABD ekonomisini yöneten politika yapıcıların şu anda olası seçenekler veya çözümler yolunda çok sert rüzgarlarla karşı karşıya oldukları anlamına geliyor.

ABD ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 0,6 daraldı

 

ABD ekonomisinin ‘mucizeye’ ihtiyacı var

 

Beyaz Saray'dan ABD ekonomisine ilişkin büyüme tahmini

 

ABD ekonomisinde 27 ayın en zayıf görüntüsü

 

ABD ekonomisi dünyaya ne anlatıyor?

 

 

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)