Uzmanların yeni haftada piyasa beklentileri

3 / 4

---

Dolar 3,40’a İner Mi?

Avrupa da ABD Gibi Değişim Der, Başbakan Renzi Gider Mi?

Tarihi zirveleri test eden dolar, haftanın son işlem gününde 3.50 zirvesinin altında başlamıştı. Geçtiğimiz haftanın ana gündem maddelerine baktığımızda; içerde Suriye operasyonu, anayasa değişikliği, başkanlık sistemi ve sonrasındaki referanduma dair gelişmeler ve Avrupa Parlamentosu’nun Merkez Bankası faiz artırma gününe denk gelen günde yapmış olduğu görüşmelerin dondurulması kararı sonrasında dolar hareketlenirken; dış gündemde tüm dünyanın merakla beklediği aralıktaki FED toplantısı ve faiz kararıyla beraber bu pazar İtalya’da gerçekleşecek olan anayasa referandumu, Trump rallisini gölgede bıraktı.

Dolardaki dolar endeksli yükseliş, iç gündemdeki gelişmelerin ağırlık kazanması sonrası yurt dışından ayrışma yaşadı. Haftanın son işlem gününde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurdaki bu yükselişin önüne geçebilmesi için Merkez Bankası’nın faiz silahını kullanması görüşlerine cevaben yapmış olduğu açıklamalarda önemli mesajlar vardı.

Erdoğan, “Dolar şöyle oldu böyle oldu, ben milletime şunu hatırlatıyorum; yastığının altında döviz olanlar gitsin parasını altına dönüştürsün, gelsin parasını TL’ye dönüştürsün. Türk Lirası değer kazansın, altın değer kazansın. Bu adımları attığımız sürece birilerinin oyununu bozacağız.” dedi. Ve ekledi “ Faizi düşürmekten başka yok.”.

İşte bu açıklamaları sonrasında dolar endeksinin 101.000 altındaki seviyeye inmesine rağmen doların yeniden yükselişe geçtiğini ve 3.51’in üzerine ataklar gerçekleştiği görüldü. Cumhurbaşkanının açıklamaları sonrasında piyasada Merkez’in faiz artırabilme ihtimalinin zayıfladığı düşüncesi Borsa İstanbul’da da satışları beraberinde getirdi.

Öte yandan, 5 yıllık TR CDS’lerindeki yükselişte 313,33 seviyesi görülürken; kurun 3,5189’dan sonra 3,5923’le yeni bir tarihi zirve test ettiğini gördük.

3,5923 tarihi en yüksek seviyesini gördükten sonra geri çekilmelerde 3,55 seviyelerine kadar yabancı bankaların satışlarının ağırlıkta olduğunu gördük. Doların 3,54-3,55 seviyelerinde ise, hem yabancı bankaların hem de yerli bankaların satışını gördük.

Cuma günü sabah saatlerinde Türkiye’yle ilgili not değerlendirmesi yapması beklenen Moody’s’in bu gözden geçirmeyi takviminden çıkardığını belirtmesi sonrası kısmen rahatlayan piyasa, yaşanan gelişmeler sonrası yeniden satış baskısına döndü.

Bunlara ek olarak TCMB, finans dışı sektörün net döviz pozisyon açığının -212.8 milyar dolar olduğunu açıkladı. Bu, dolar 3.60 seviyelerindeyken, sektörün basit bir hesaplamayla +40 milyar dolar daha zarar yazması demektir.

Diğer yandan içerde tahvil faizlerinde 2 yıllıklarda 11 seviyesinin altı devam ederken, gösterge faizin 10,91 seviyesindeki işlemleri devam ediyor. Ve hâlihazırda yukarı yönlü hareket iştahı devam ediyor. Gram altında ons fiyatındaki düşüşe rağmen geri çekilmenin yaşanmaması bir başka kayda değer gelişme. 1280 dolar/ons’lardan önce 1200, daha sonra 1170 seviyesine kadar geri çekilme yaşanırken; bu geri çekilmelerde Trump’ın Başkan seçilmesi sonrası hızla yükselen doların etkisi büyüktü.

Ancak TL bazında gram altın fiyatlarının aynı hızla geri çekilmediğini, 133-135TL bandındaki fiyatlamaların devam ettiğini söyleyebiliriz.

Petrol tarafına baktığımızda ise, OPEC üretimi kısma kararı sonrasında yükselişine biraz ara verdiğini, brentte 53 dolar, ABD ham petrolünde ise 51 doların altındaki hafif satıcılı seyre döndüğünü söyleyebiliriz.

OPEC toplantılarına uzun bir aradan sonra katılan Rusya ve İran’ın da bu karara katılması, petrol fiyatlarının 44 dolardan 54 dolara doğru hızla hareketlenmesine neden olmuştu. Üretimin günlük 32,5 milyon varilde sabitlenmesi sonrası bu yükselişin geçici olduğunu düşünüyoruz. Ve olası geri çekilmelerde petrolün 42-45 dolar seviyesinde dengeleneceği görüşümüzü koruyoruz.

Pazar günü İtalya’da gerçekleşecek olan anayasa referandumunda değişime ‘hayır’ denmesi durumunda Başbakan Renzi’nin görevine devam etme ihtimali fiyatlanacak ve bunun etkisini Euro/dolar paritesinde daha net göreceğiz.

Buna ek olarak, değişime ‘hayır’ çıkması durumunda ve Başbakan Renzi’nin daha önce yaptığı açıklamalara istinaden istifa etmesi bir erken seçimi ve beraberinde Avrupa Birliği’ne karşı olan ve dolayısıyla Euro’yu da istemeyen 5 Yıldız Hareketi’nin seçilebilme ihtimalinin yaratacağı sarsıntı piyasaları etkileyecektir.

Avrupa Birliği’nin tahvil ve bono merkezi olarak bilinen İtalya’daki bu referandum, Avrupa Birliği’nin sorunlu bankacılık sistemi içinde oldukça önemli olacaktır. Özellikle İtalya’nın 3 büyük bankasındaki sermaye yetersizliği sorunu bu olumsuz senaryonun gerçekleşmesi durumunda daha da kötüleşebilir.

Geçtiğimiz haftanın son iki gününde Euro/dolar paritesi üzerinde görülen hareketliliğin bir diğer nedeni ise, 2017 Martında sona ermesi planlanan parasal genişlemenin süresinin uzatılmayacağına dair görüşlerin yeniden gündeme getirilmesi ve bu konuda yapılan spekülasyonlar etkili oldu. Ancak bazı kesimler ise parasal genişlemenin süreceği konusundaki görüşlerini korumaya devam ediyor.

2017’de önemli seçimler ve referandumlar yaşayacak olan Avrupa Birliği, ‘Brexit sonrasında yaşadığı sarsıntıyı İtalyan referandumunda da yaşar mı?’ piyasaların merakla beklediği asıl konu bu. ‘Güçlü partnerlerini kaybetmeyi göze alabilir mi?’ cevap aranan sorulardan olacaktır.

İtalya referandumu sonrası, 8 Aralık perşembe günü Avrupa Merkez Bankası toplantısı yakından takip edilecek. Bununla beraber 5 Aralık pazartesi günü, Türkiye Kasım ayı TÜFE verileri bir diğer takip edilecek önemli gelişme olacaktır (Aylık beklenti:%0.80).

Belgin Maviş / A1 Capital Araştırma Direktörü