Forex uzmanlarından son çeyrek önerileri

9 / 13

---

"PETROLDE 36.00-35.00 ARALIĞI GÖRÜLEBİLİR"

Altunç Kumova / Destek Menkul Değerler Yönetim Kurulu Başkanı

Mısır: 522.75 dolardaki tepe noktasından başlayan düşüş her ne kadar 318 dolarda son bulup tepki çıkışı yaşadıysa da fiyattaki geri çekilmeler devam etti. Görünüşe göre 346.50 dolar civarında alıcılar gelebilir. Son olarak 443.25 tepesinden başlayan satış dalgası 346.50'de tutunmaya çalışıyor. Satış baskısı bu seviyede karşılanamazsa 325.00 dolara doğru düşüşün devam etmesi beklenebilir. Yukarı tarafta ise 400.00 dolara yaklaştıkça satışların arttığı gözleniyor. Göründüğü kadarıyla 400.00 dolar seviyesi asılsa da daha üstteki 425.00 dolar civarı gitgide aşılması zor bir seviye olarak ortaya çıkıyor.

Pamuk: Genel anlamda bakıldığında 95.00 dolar seviyesinden itibaren gerçekleşen düşüşün etkilerini atlatma çabası içinde. Uzun süredir de 57.00-68.00 dolar aralığında yatay bir alanda geziniyor. Daha kısa süreli bakıldığında ise fiyatın 62.00-68.00 dolar aralığına sıkıştığı gözlemleniyor. Dolardaki değer kazanımı sürdükçe fiyatta baskı oluşuyor. 62.50 doların altına gidilmesi bir kez daha 58.00-59.00 dolar aralığının test edilmesine yol açabilir. 69.00 dolar seviyesinin geçilmesi zor gözüküyor gibi ama eğer geçilebilirse sonraki test edilebilecek tepe olarak 71.00 dolar ortaya çıkıyor. 71.00 doların üstünde düşüş sırasında oluşan boşluğun kapanması için üretimde bir azalma olması gerekir. USDA raporları ile Çin, Hindistan, Pakistan, ABD, Brezilya, Özbekistan, Avustralya gibi ülkelerdeki rekolte beklentileri takip edilmeli.

Buğday: Kısa vadede 485-00-514.00 dolar aralığındakl yatay alan içinde hareket ettiği görülüyor. Dolarda zayıflama yaşandıkça fiyatta yukarı yönde hareketlenme de gerçekleşiyor. 500.00 dolar kısa vadeli direnç, 512.50 ve 514.00 sonraki dirençler. Bu seviyelerin geçilmesi ile 525.00-530.00 dolar aralığındaki direnç alanı test edilebilir. 485.00-488.00 dolardaki diplerin ortaya çıkardığı destek önemli. Bu seviyelerin altına gidilmesi halinde daha altta bulunan 460.00 dolardaki alan devreye girebilir. Ve 460.00 doların altının test edilmesine yönelik düşüş başlayabilir.

DAX: Çin'den art arda gelen devalüasyon hamleleri bazı kesimlerce gizli kur savaşı olarak nitelendirilirken, değer kayıplarının arkasının geleceği öngörüsüyle endeksteki düşüş trendinin devam edebileceği göz ardı edilmemeli. Küresel piyasalardaki depremin geçen haftanın ilk işlem gününde de ivme kazanarak devam ettiğini gözlemledik. Kötümser senaryoda, Çin'deki veriler kötüye gittikçe DAX'ta 10.650'e doğru yaşanabilecek çıkış hamleleri satış fırsatı olarak değerlendirilebilir. 8500 seviyesine doğru yaşanabilecek düşüşlerde alım fırsatı olarak görülmelidir. Diğer taraftan yaşanan küresel 1 ekonomik depremin yatışması, Çin'in yavaşlamasının makul \ düzeylerde kalacağının anlaşılması ve FED'in faiz artırımı etkisinin azalmasına bağlı olarak toparlanmalar tekrar hakimiyetini arttırırsa, 10150 puan seviyesinin geçilmesi ile 10650'ye gelme beklentisi ile alış düşünülebilir.

Gram altın: Çin'in piyasalarda yarattığı sarsıntı altına olan güvenli liman talebini artırdı. Hem dolar/TL hem de altın/dolar fiyatlarındaki sert yükselişler gram altının 108-110 bandında hareket etmesini destekledi. Gram altın fiyatlarının seyri için birçok farklı senaryo ele alınabilir. Eylül ayı FED toplantısındaki olası bir faiz artışı hamlesi ile dolar/TL 3.00'ün üzerine hareketlenebilirse, altında bir kez daha dolardaki yükselişe bağlı olarak 110 TL'ye doğru yükselebilir. Bu durumda gram altın fiyatlarının 105-110 arasında işlem görmesi beklenebilir. İç piyasadaki erken seçim sonuçlarından bir koalisyon hükümeti sonucu çıkması ve FED'in Eylül ayını pas geçmesi halinde ise 115'e doğru hareketlenme görülebilir. Diğer taraftan, erken seçim sonucunda tek parti hükümeti çıkması ve TCMB"nin faiz silahını kullanması, bununla birlikte Çin ekonomik verilerinin düzelme göstermesi ile FED'in 2015 içerisinde faiz artırım hamlesini kullanmasıyla oluşabilecek satım fırsatları değerlendirilerek alt tarafta 90-95 aralığı test edilebilir.

SBP500: SBP endeksi geçtiğimiz hafta yüzde 5.8 düştü. Bu Eylül 2011'den bu yana en büyük düşüş olarak kayıtlara geçti. SSP 500 endeksinin, küresel hisse senetlerinde yaşanan düşüş ile birlikte 2011 yılından bu yana ilk kez düzeltmeye girdiğini de hatırlatmakta fayda var. Ayrıca VIX korku endeksi de Ekim'den bu  yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Küresel ekonomik görünüme dair endişelerin artış göstermesi, tüm dünyada endekslerin sert düşüşünü destekledi. FED faiz artırım ihtimalinin halen masada olması endeksi olumsuz etkilemeye devam ederken, oluşan konjonktürde 1770 -1800 aralığındaki destek seviyesine dek sürecek geri çekilmeler söz konusu olabilir. Bu dönemdeki kısa vadeli tepki yükselişleri 2000-2050 aralığı bir satım fırsatı olarak değerlendirilebilir.

Petrol: ABD'nin kaya gazı üretimi ile başlayan, İran gibi önemli üretici konumundaki bir ülkenin üzerindeki yaptırımların kaldırılmasıyla ve stoklardaki rekor artışla devam eden arz artışı hikayesi hala devam ediyor. Bu hikaye petrol fiyatları üzerindeki baskıyı artırdıkça küresel yavaşlama endişeleri ile beraber petrolde yeni dip arayışları söz konusu oldu. Bu süreçte İranlı yetkililerin, yaptırımların tamamen kaldırılması sonrasında üretim konusunda "petrolü yüksek fiyatla satmak istemeyiz" yönündeki son açıklamaları önemliydi; piyasalara petrol fiyatlarının geldiği noktadan kaygı duyulmadığı mesajı verilmiş oldu. Ham petrol tarafında geçtiğimiz hafta daha çok tepki alımı görülse de yukarıda saydığımız gerekçelere bağlı olarak bu alımların sınırlı kalması beklenebilir. 2009 yılındaki seviyelerinde seyreden petrol tarafında düşüş trendi içinde olunmasına rağmen 42.00 doların yukarı yönlü geçilmesi halinde ilk etapta 45.00 dolara kadar tepki çıkışı yaşanabilir. 37.70 haftalık gördüğümüz en düşük seviye ve bu seviyenin altında bir fiyatlama görürsek satışlar hızlanabilir. O taktirde 36.00-35.00 aralığı önümüzdeki dönemde görülebilir.

Euro/Dolar: Hacim olarak dünya genelinde en yüksek işlem hacmine sahip euro/dolar paritesi yatırımcıların tercih ettiği paritelerin en üst sırasında yer alıyor. Hem ABD hem de Avrupa'da yaşanan gelişmeler paritede volatiliteyi artırıyor. Bu anlamda yatırımcılar paritede yaşanan bu hareketliliği fırsata çevirmek istiyor. Çin borsasında geçen hafta başlayan sert kayıplar, piyasalardaki endişeleri artırırken, küresel risk iştahının azaldığını gördük. Dolasıyla piyasalarda güvenli varlık arayışı söz konusu oldu ve başta euro olmak üzere, İsviçre frankı ve Japon Yeni gibi para birimlerine yoğun talep geldi. Bu nedenle eurodaki yukarı eğilim, 1.13-14 aralığının üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda devam edebilir. Hem Çin'deki hareketliliğin devam etmesi, hem de FED'in faiz artırım sürecini ötelemesi doları zayıflatabilir, bu durumda pariteyi yukarı yönlü destekleyebilir. Dolasıyla bu beklentilerle parite 1.1750-1.1870 direnç noktalarına kadar yükselişini koruyabilir.

Dolar/TL: Özellikle yurtiçinde piyasa aktörlerinin en çok tercih ettikleri parite hiç kuşkusuz dolar/TL. Yılbaşından bu yana yurt genelinde yaşanan gelişmeler, siyasi ve jeopolitik riskler ile artan tansiyon kurda sert fiyat hareketlerine neden oldu. Dolar/TL paritesi bu fiyat hareketlerinden kar sağlamak isteyen yatırımcıların en çok tercih ettiği bir diğer parite olarak öne çıkıyor. Yılın kalanında iç ve dış piyasadaki gelişmelerin seyrine göre dolar/TL paritesinde işlemlerin belli aralıklarda yoğunlaşması beklenebilir. Bu noktada ilk akla gelen senaryo kuşkusuz Eylül ayı FED toplantısında olası bir faiz artışı hamlesi. Böyle bir durumda kur tarafında 3.10-3.15 aralığı hedeflenebilir. FED faiz artırım hamlesini kullanmasa da 1 Kasım erken seçim sonuçlarının yeniden koalisyona işaret etmesi (TCMB'nin faize müdahale etmemesinin devamı halinde] 3.10-3.20 aralığında işlemler yoğunlaşabilir. En kötü senaryoyu da düşünelim; erken seçim sonrası koalisyon gerekliliğinin doğması ve tarafların bir araya gelememesine ek olarak not değerlendirme kuruluşlarının not indirimine gitmesi gibi negatif gelişmeler birleştiğinde kur tarafında 3.25-3.35 aralığı ile yeni tarihi zirvelerin görülebileceğini de hesaba katmak gerekiyor. Diğer taraftan, karamsar tabloyu biraz dağıtalım. Erken seçim sonuçlarının hükümet kurulmasını destekler şekilde gerçekleşmesi halinde ise 2.75-2.80 aralığında fiyatlarda bir dengelenme yaşanabilir. Son olarak, daha da iyimser beklentilerin odağına Merkez Bankası'nı ekliyoruz. Koalisyon kurulumu veya tek parti hükümeti oluşumu sonucuna ek olarak TCMB'nin faiz artırım oranına bağlı olarak 2.70-2.75 bandına dönülebileceği İhtimali de gözden uzak tutulmamalı.

Altın: Altın özellikle son dönemlerde yaşanan sert fiyat hareketlerinden faydalanmak isteyen yatırımcıların ilgi odağında olmaya devam ediyor. Altında yaşanan hareketliliğini temelinde FED ve Çin olduğu düşünüldüğünde, fiyat senaryolarımızı da bu ikisi üzerine kurmak daha doğru olacaktır. İlk olarak akıllara gelen FED'in Eylül ayı toplantısındaki faiz artışı kararı ile 1050-1100 bandında işlemlerin yoğunlaşabileceğini düşünüyoruz. Toplantıya kadar 1100-1770 aralığında fiyatlamaların devam etmesi beklenebilir. Altın yatırımcıları açısından olabilecek iyimser senaryoların temelinde hiç şüphesiz FED toplantısından faizin Aralık veya 2016'ya sarkmasına sebep olabilecek şekilde bir algının piyasaya yerleşmesi olacaktır. Böyle bir durumda 1200-1230 seviyeleri yukarıda takip edilebilir. Kıymetli metalde yükseliş bekleyenler için en olumlu senaryo ise FED faiz artışı tarihinin ötelenmesi, buna ek olarak Çin'den gelen verilerin ekonomik durgunluğa gidişi onaylar şekilde kötü gelmeye devam etmesi ve yuanın daha büyük oranda devalüe edilmesi gösterilebilir. Böyle bir ortamda 1250-1300 aralığı ideal bir hedef olabilir. Diğer taraftan, FED Eylül ayı toplantısında faiz artışına gidilmesi ve sonraki toplantıda da artışa gidilebilecek şekilde Çin'den gelen verilerin düzelmeye başlaması ile uzun zamandır beklenen 1000-1050 bandına doğru geri çekilmeler görülmesi de sürpriz olmaz.