Banka raporu 2017

12 / 22

---

Yeni Hikaye Yaratmak

TEB yeni geliştirdiği şube konseptini hayata geçirerek dijital ve fiziki bankacılığı birleştirmeyi amaçlıyor.

Türk Ekonomi Bankası'nın Genel Müdürü Ümit Leblebici her zaman olduğu gibi sakin ve ikna edici ses tonuyla Türk bankacılık sektörünün önünde yeni bir meydan okuma olduğunu söylüyor ve "Her endüstride olduğu gibi bankacılık sektöründe de ana strateji verimli çalışabilmek. Servis modellerinin baştan aşağı değişmesi gerekiyor" diyor. Elbette Leblebici'nin uyardığı bu konu, bütün banka yöne-timlerinin birinci gündem maddesi. Ancak Leblebici dijital ve fiziki şubeyi birleştiren yeni bir konsept ile şimdiden aksiyona geçmiş bile. Pilot şubede uygulamaya konan yeni sistem şubedeki her işin yapılabildiği ATM makineleri üzerine kurulu. "Mevcut şube ağıyla üç katı müşteriye nasıl hizmet ederim? sorusunun cevabını arıyoruz" diyor Leblebici. Malum mobil ve dijital gelişmeleri en yakından takip eden sektörlerin başında bankacılık geliyor. Telefondan nakit para çıkartılamayacağına ve kanunların belirlediği son noktalara (retina taraması vb.) gelindiğine göre artık sektörün bu alanda sınıra dayandığını söyleyebiliriz. İşte Leblebici'nin planı Tesla otomobillere benzeyen hibrit bir yapıya sahip. "Makinelerle servis kalitesini nasıl artıracağımıza bakıyoruz" diyor Leblebici ve devam ediyor "Hala şubelere ihtiyaç var. En azından evrak işleri için. Bunların ortadan kalkması, tam dijital dünyaya geçiş için henüz erken. Bu nedenle ara bir basamak gerekiyor, biz yeni bir servis modeli çıkartmayı deniyoruz." Leblebici'nin buradaki amacı elbette verimliliği artırmak. Projeyi bankanın içindeki IT mühendisleri gerçekleştirdiği için başka bir örneği de bulunmuyor.

Leblebici'nin yaklaşımı TEB'in önümüzdeki yıllarında izleyeceği stratejilerin de bir göstergesi aslında. Özellikle "Girişim Bankacılığı" konseptinde büyük yol alan banka aynı zamanda bu ekosistemden de etkilenmiş görünüyor. Leblebici bir banka olarak TEB için bir ekosistem oluşturmaya çalışıyor. Çeşitli denemelerle (elbette ciddi fizibiliteler sonrası) ortaya çıkan fikirleri hayata geçirmek ilk adımı oluşturuyor. İkinci adımsa gerek müşteri gerekse çalışanların geri bildirimleriyle yeni fikirlere doğru yol almak. Leblebici bu gelişimi şöyle açıklıyor, "Bunu en çok girişim bankacılığında gördük. Çünkü burada yapılan bankacılık start-up modellerine benziyor. Start-up'larla beraber çalışıyorsunuz, bir dünya oluşturuyorsunuz ve siz de, onlar da gelişiyor. Bu yeni şube modeli tutar ya da tutmaz göreceğiz ama test etmeliyiz. İnanıyoruz da modelimize."

Oluşturduğu ekosistem yaklaşımıyla Leblebici TEB'in kendi öyküsünü oluşturmaya çalışıyor. Bunu yaparken de dört prensipten faydalanıyor: Müşterisine, sermayedarına, çalışanına ve topluma iyi banka olmak. Bu prensiplerle oluşturulacak modelin bankayı yukarıya taşıyacağına inanıyor Leblebici. Geçen iki yıl içinde girişim ve kadın bankacılığı alanlarında TEB bu modelleri işletmeyi başardı ve elbette hala bu konularda çalışılmaya devam ediliyor. 2017'de bu projelere yeni şube konsepti yani fiziki network ile dijital optimizasyonu sağlama çalışmaları katıldı. Elbette Leblebici TEB'in kendi hikayesini yaratırken klasik bankacılıktan da uzaklaşmış değil. TEB uzun yıllardır dengeli portföyü ile dikkat çeken bir banka. Kurumsal, ticari, bireysel alanlardaki faaliyetler mümkün olduğu kadar dengeli gerçekleştiriliyor. Elbette KOBİ bankacılığında yılların getirdiği deneyim ve yapılan yatırımlar TEB'in daha fazla ön planda olmasını sağlıyor. Özellikle ortağı BNP'nin yurtdışı ağının faydalarını gören banka dış ticaret finansmanında söz sahibi. Leblebici dış ticaret alanındaki avantajlarım sonuna kadar kullanmak istediklerini ve bu pazardaki paylarını artırmak istediklerini söylüyor. Elbette bireysel ve kurumsal bankacılıkta da etkinliklerini artırmak istiyor.

Türk bankacılık sektöründeki rekabet, son dönemde faiz marjlarının iyice daralmasıyla birlikte zirveye çıkmış durumda. Özellikle mevduat alanındaki rekabet büyük riskler de taşıyor. Leblebici bu alanda rekabetin parametre değişimi olduğunda büyük zararlar verebileceğine dikkat çekerek bu dönemi sıkı kontrol ile geçirdiklerini söylüyor. TEB'in tüm faaliyet alanlarındaki ortalama (Leblebici'nin tabiriyle 'doğal') pazar payı yüzde 4,5 civarında. KOBİ kredileri gibi baskın oldukları alanlarda pazar payları ortalamanın üzerine çıkıyor (yüzde 6,5). Leblebici 2017 için pazar payındaki seviyelerini koruyacaklarını ve belki 4,7-8'e çıkacak ufak pay artışları olabileceğini söylüyor. Leblebici asıl orta ve uzun vadede doğru stratejiyi uygulayarak farklı bir yere ulaşma hedefinde: yüzde 5'in üzeri...

Kısa vadede bankaların önündeki en büyük risk, sistemdeki yapılanmadan yani Türkiye'de tasarrufun az olmasından kaynaklanan vade uyumsuzluğunun getirdiği faiz marjı riski. Para kısa vadede tutulurken krediler uzun vadede veriliyor. Fonlama yetersizliği nedeniyle bankalar daha fazla mevduat için daha fazla faiz veriyor ve bu durum kredi faizlerine mümkün olduğunca az yansıtılmaya çalışılıyor. Bankacılar şu anda ateşten bir ip üzerinde dans ediyor. Bazı bankalar bu dansı başarıyla sürdürürken bazıları hatalar yapıyor. Leblebici "Faiz riskini hedge edebilen enstrümanlar var, biz onları kullananlardanız" diyor.

TEB, portföyünü çeşitlendirmiş, risklerini hedge etmiş ve yeni hikayeler oluşturmak için çalışan bir banka. Yönetimin yaklaşımı bankanın büyüme rakamlarındaki istikrarda da kendini göstermeye devam ediyor.