BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemYa elimizle müdahale edeceğiz ya dilimizle----

Ya elimizle müdahale edeceğiz ya dilimizle

Ya elimizle müdahale edeceğiz ya dilimizle
12 Temmuz 2013 - 22:24 www.finansgundem.com

Başbakan Erdoğan, Bingöl Havaalanı’nın açılışını yaptı, Bingöl Üniversitesi’nde iftara katıldı


 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinin başarılı şekilde, umut verici şekilde ilerlemeye devam ettiğini belirterek, "İstediğimiz hızda olmasa da sabotajlar, provokasyonlar yaşansa da biz çözüm sürecinin hassasiyetini muhafaza ediyor, üzerimize düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getiriyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan, Bingöl Havalimanı'nın açılış töreninin ardından Bingöl Valiliğini ziyaret etti. Erdoğan, daha sonra Valilik tarafından Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bahçesinde sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, kanaat önderleri, işadamları ve vatandaşların katılımıyla düzenlenen iftara katıldı. 
Yemeğin ardından vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, üniversite kampüsünde vatandaşlarla olmanın sevinciyi yaşadıklarını belirterek, ramazanın "başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedi azaptan kurtuluş olan bir ay" olduğunu söyledi. Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'in yer yüzüne indiği, Hazreti Muhammed'e peygamberlik vazifesinin tevdi edildiği, affın, marifetin, rahmet ve bereketin haneleri doldurduğu ramazan ayının, Türkiye'ye, millete ve Türk-İslam alemine hayırlar getirmesi dileğinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Myanmar, Somali, Bangladeş, Mısır ve Suriye'de kanla acıyla gözyaşıyla acıyla iftarlarını açan kardeşlerime Rabbim nusretini bir an önce göndersin niyazında bulunuyorum. Yoksulluktan, yokluktan, zulümden kırıldığı halde kalplerinde Allah sevgisini, peygamber muhabbetini, Kur'an aşkını bırakmayan kardeşlerimizin semaya kalkan ellerini Rabbim geri çevirmesin, rahmetini esirgemesin, dualarını kabul etsin. Ramazan ayıyla birlikte gündemimize sabır kavramı yerleşiyor, sevgi yerleşiyor, Yaradanın isimlerinden birisi de 'Es Sabur'dır. Allah sabreder, sabrı sever ve sabredenlerle birliktedir. Ancak sabır acziyet demek değildir. Bizler için sabır: ekilen bir fidanın boy vermesini beklemek gibidir. Sabır, aslında ileri görüşlülüktür, geleceği düşünmek, hayal etmektir ve sağlam adımlarla kökü sağlam bir temelle geleceği inşa etmek demektir. 
Mevlana ne güzel söylemiş; 'Açlığa sabredersin adı oruç olur. / Acıya sabredersin adı metanet olur. / İnsanlara sabredersin adı hoşgörü olur. / Dileğe sabredersin adı dua olur. / Özleme sabredersin adı hasret olur. / Sevgiye sabredersin adı aşk olur.' İşte bizler de böyle bir sabır içindeyiz. Bugüne kadar çok zulüm gördük, çok baskı gördük, çok provakasyon gördük, çok haksızlık gördük, çok hakaret işittik ama sabırla metanetle hepsinin üstesinde geldik, geliyoruz ve geleceğiz."
"Aynı havayı soluduk aynı sofrayı paylaştık"
Başbakan Erdoğan, onurlu bir şekilde, dik durarak, diklenmeden mücadelelerini sürdürdüklerini, diğer yandan dua ettiklerini, sabır gösterdiklerini ve sabrın sonunda muratlarına eriştiklerini, Türkiye'yi selamete eriştirdiklerini vurguladı. Demokratik hayat boyunca birçok darbe ve muhtıra yaşadıklarını ancak hiçbir muhtıra ve darbenin uzun  vadede başarıya ulaşamadığını, uzun vadede halkın iradesi karşısında duramadığına da şahit olduklarını anlatan Başbakan Erdoğan, "Hiçbir karanlık gücün Türkiye'mizdeki kardeşlik ortamına, dayanışma ortamına ciddi zararlar veremediğini gördük. Biz tarih boyunca medeniyemizin ürünü olan değerlerimizden ilham alarak aynı havayı soluduk, aynı sofrayı paylaştık, aynı ekmeği bölüştük. Aziz milletimiz onca badireye rağmen dünyaya kardeşlik dersi vermiş, kardeşlik anıtı dikmiştir" diye konuştu.
Milletin her türden etnik kimliği ve mezhep farklılığını benliğinden söküp atan Türk milletinin kardeşinin acısını kendi acısı bildiğini, onun başarısıyla övündüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bizler kendi yüreğini kardeşinin yüreğinin hizasına getirmiş, kendi kalbini kardeşinin kalbinin içine yerleştirmiş, aynı ahenkte, aynı tonda ses vermiş, söz söylemiş milletin çocuklarıyız" dedi. 
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Myanmar'da burnu kanayan, Yemen'de ayağı incinen, Suriye'de bombalar altında inleyen, Mısır'da askeri darbeye maruz kalmış kardeşlerimizin sızısını yüreklerimizde hissettik, hissediyoruz. Birileri akıl veriyor. Diyorlar ki 'bu dış politika iflas etmiştir.' Niye? Oralara kulak verdiğimiz için, oraların derdiyle dertlendiğimiz için. Bunların tarih bilgisi de yok, tarih bilinci de yok. Çünkü bunlar tarihlerini çok kısır bir çerçeve içerisinde yorumluyorlar. İşin aslı bu değil. Şöyle asırlar geriye zaman tünelinde gittiğimizde ecdadımız Osmanlının Hint Yarımadası'na gidişinin bir anlamı var. Durup dururken boşu boşuna gitmediler. Sadece yeryüzünde adaletin ikamesi için oralara  kadar gittiler. Biz böyle bir ecdadın torunuysak kenarımızda, sınır komşularımızda olan bunca zulme biz seyirci kalamayız. Ya elimizle müdahale edeceğiz ya dilimizle müdahale edeceğiz ya da buğuz edeceğiz. Bu da inancın en zayıf noktasıdır. Biz, dilsiz şeytanlar gibi olamayız, kardeşlerimiz acı çekerken, zulme uğrarken 'adam sen de' diyemeyiz."
"Dolarları, avroları görerek kuyruğa girmedik"
Başbakan Erdoğan, kardeşlik anlayışlarının menfaate dayanmadığını, "menfaat kardeşliği" olmadığına işaret ederek, "Birileri dolarları, avroları görerek kuyruğa girebilir. Biz, dolarları, avroları görerek kuyruğa girmedik. Biz, çalıştık, azmettik, alın teri döktük ve hamdolsun 10 yıl önceki Türkiye'yi üçe katladık. Bundan sonraki süreçtede bu böyle olacak. Altyapısıyla üstyapısıyla her şeyiyle hamdolsun o ekilen tohumlar berekete durdu. Biz, kardeşliği çıkara dayalı, menfaate dayalı bir ortaklık olarak görmeyiz. Kardeşliğimiz ekonomik çıkarlara da dayanmaz" ifadesini kullandı.
Kendileri için ne istiyorlarsa Türkiye'nin her yerindeki, dünyanın her köşesindeki kardeşleri için de aynısını istediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Yetimlerin, öksüzlerin, yolda kalmışların, garip gurebanın hakkını, hukukunu savunmak, hakları teslim etmek, bizim kardeşlik anlayışımızın tam merkezindedir" görüşünü belirtti. Başbakan Erdoğan, kardeşlerin, komşuların birbirinin hukukuna riayet etmesi, birbirine muhabbetle, hoşgörüyle muamele etmesinin kardeşlik anlayışlarının temeli olduğunu, milli birlik ve kardeşlik projelerini bu anlayıştan yola çıkarak tesis ettiklerini, bu anlayış üzerinde ilerlettiklerini belirtti.
Bölgede 10 yıllar boyunca devam eden ret, inkar ve asimilasyon politikalarını kardeşliğin önündeki en büyük engel olarak gördüklerini ve ellerinin tersiyle ittiklerini vurgulayan Erdoğan, bu bölgenin her anlamda ihmal edilmiş olmasını aynı şekilde kardeşliğin önünde engel olarak gördüklerini ifade ederek şunları söyledi:
"10,5 yıl boyunca bölge illerini kalkındırmak için çok büyük mücadele verdik. Aynı şekilde gerek bu bölgede gerek diğer bölgelerimizde gençlerin kanının, anne ve babaların gözyaşının akmasını da kardeşliğimizin önünde bir mania olarak addettik ve bu kanı bu gözyaşını durdurmak için yüreğimizi ortaya koyduk, bedenimizi ortaya koyduk. Dedik ki 'bu işi Allah'ın izniyle başaracağız.' Çözüm süreci başarılı şekilde, umut verici şekilde ilerlemeye devam etti, devam ediyor. İstediğimiz hızda olmasa da sabotajlar, provokasyonlar yaşansa da biz çözüm sürecinin hassasiyetini muhafaza ediyor, üzerimize düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getiriyoruz."
Çözüm sürecinin sadece ilk aşamasının dahi bölgede çok büyük bir umuda, çok büyük bir canlanmaya vesile olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, aylardır bu bölgeden acı haberler almadıklarını anımsatı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terk edilen, boşaltılan köylere kardeşlerimiz geri dönüyor, insanlar yürek huzuruyla yollara çıkıyor, dağlarda piknik yapıyor, 10 yıllardır  göremedikleri köylerine, mezralarına dönüyor. Bunun yanı sıra ticaretin canlandığını, yatırımlara dair umutların çoğaldığını, işsizliği çözmeye dönük önemli adımların atıldığını görüyoruz. Sadece adı, sadece ilk aşaması bile bölgenin çehresini değiştiren çözüm sürecinin, ileriki aşamalarda bölgeyi nasıl kalkındıracağını, nasıl huzura ve refaha sevk edeceğini sizin de muhayyilenize bırakıyorum." 
 "Dik duruşunuzu unutmadık"
 Başbakan Erdoğan, gündüz Bingöl Havaalanı’nın açılışında yaptığı konuşmada ise özetle şunları söyledi:
 Bu görkemli havaalanını Bingöl’ün şanına yakışır şekilde bitirdik. Bugün havaalanına uçağımızla indik. Yardın resmi seferler başlıyor. 38 milyon liraya mal oldu. Bingöl’lü kardeşimiz Türkiye’nin tüm şehirlerine ucuz ve hızlı bir şekilde seyahat edecek. Bu havaalanı sayesinde Bingöl çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayacak.  Kartal oyununu seyretme çok daha fazla turist gelecek. Ama en önemlisi bu havaalanın da etkisiyle Bingöl’e artık çok daha fazla yatırımcı gelecek. Çözüm süreci sizleri dualarıyla çok başarılı sekilde ilerliyor. Aylardır bu bölgeden güzelhaberler alıyoruz. Umutların çoğaldığı bir süreçten geçiyoruz. Herkesin umutlu geleceğe baktığı işine sarıldığı bir süreçten geçiyoruz.
Bingöl’e özellikle teşekkür ediyorum. Bingöl demek onurlu duruş demektir. Bingöl demek demokrasiye sahip çıkmak ülkesine bayrağına değerlerine sahip çıkmak demektir. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında en yüksek hayır oyu vermesini unutmadık, unutmayacağız
Bingöl’ün 2010 anayasası oylamasında Türkiye’deki en yüksek evet oyu verdiğini unutmadık. Bingöl terör karşısında da dik durdu. Demokrasiyi muhafaza etme noktasında da dik durdu. Bingöl’ün bizim kalbimizde ayrı bir yeri var. Sizlerin desteğin çok ama çok önemsiyoruz. Sizleri hayır duası ı çok ama önemsiyoruz
Demokrasi mücadelesinde çözüm sürecinde Bingöl ile birlikte yürümeyi çok çok önemsedik. Bizim gündemimizde millet var. Bizim gündemimizde hizmet var. Bingöl’de olduğu havaalanları okullar inşa etmek var. Sanal gündemlerin peşinde gitmiyoruz
Bundan rahatsız olanlar var. Türkiye’nin bu kararlığından rahatsız olanlar var. Türkiye’nin büyümesinde, başarı huzuru ve kardeşliği savunmasından rahatsız olanlar var. Onların bu rahatsızlığı karşısında geri adım atmayacağız
Türkiye’ye kurulan tuzaklara asla eyvallah etmeyiz. Tüm tuzakları, oyunları bozacağız. Türkiye’yi istikrar içinde büyüteceğiz ve 2023 hedeflerine ulaşacağız
Bingöl’e şöyle sesleniyorum. Asla kötümser olmayacaksınız. Siz inancınızı muhafaza ettiğiniz sürece Allah’ın izniyle kimse size de bu ülkeye de musallat olamayacaktır.
Bakın kardeş ülke Mısır’da birçok meydanda Mısırlı kardeşlerimiz darbeye karşı çıkıyorlar.
Mısır'da kardeşliği zedeleyecek hareketlere girişmeden darbeye itiraz ediyorlar. Ve ne diyorlar: Benim oyum nerede. Benim oyuma ne oldu. Bunu soruyorlar.Bu bölgenin insanını koyun zannedenler çok yanılıyorlar. Mısır’da darbeyi yaparız, işimize yaparız diye düşündüler.Ama Mısır halkı bu oyunu bozdu.Benzer senaryoyu Türkiye’de uygulama istediler.
Ağaç diyerek, çevre diyerek, park diyerek insanları sokağa döktüler. Bingöl’de kaç kişi sokağa döküldü bilemiyorum.Ama bakın sadece bir açılışı töreninde burada binler var. Türkiye’de demokrasiye sahip çıkanları koyun olarak gördüler.  Kömürcü, makarnacı dediler. Camilerimize başörtülü kızlarımıza hakaret ettiler.
Ama millet sandığa demokrasiye sahip çıktı. Bu bölgede halklar darbelere karşı çok dik duruş sergiliyorlar. Birilerin iki yüzlü davranabilir. O bizi ilgilendirmiyor. Eğer onların biz hesabı varsa Allah’ın da milletin de bir hesabı.
Onların bir tuzağı varsa Allah’ın da milletin de bir tuzağa var. Siz bu oyunları bozdunuz, inanıyorum ki bundan sonra da bozacaksınız,.
Şırnak’a müjde: Şerafettin Elçi Havalimanı
Biz, 76 milyonu bir ve beraber gören hep birlikte kucaklayan hepsine eşit mesafede duran bir iktidarız. Şimdi ben sizden bir cevap bekliyorum. 10 yıl önce Bingöl’e havaalanı yapılacak denseydi inanır mıydınız. Ama bakın şimdi oldu. Bugün açtık. Zira Ak Parti iktidarı bu. Önümüzdeki hafta bugün Kastamonu havaalanını açacağız. Ondan sonraki Cuma Şırnak’tayız.
Şırnak’a müjde veriyorum. Bu ülkenin eski siyasetçilerinden Şırnak’ın evladı Şerafettin Elçi havalimanı açacağız.  İnşallah şartları daha da geliştireceğiz. Daha ucuza yolculuk koşulları da gelecek.1,5 saatte İstanbul’a gidilecek. Bak nereden nereye geldik. Şurada Bingöl’ün en ücra köşesine gitmeye kalksan ancak o kadar sürede varırsınız 
10 yıl önce Bingöl’de deprem olduğunu bu kardeşiniz buraya geldi. Bingöl’ü yeniden inşa  edeceğiz dedik. Yollar hastaneler yapıldı mı. Yapıldı. Hem Bingöllü kardeşlerimim hem tüm Türkiye‘nin oynana oyunlara kurulan tuzaklara karşı çok ama çok dikkatli olmasını istiyorum. Büyüyen güçlenen Türkiye’yi yolunda çıkarmak için yapılan tahriklere karşı herkesin sabırlı olmasını istiyorum. Çözüm sürecini sabote etmek için yaptılar
Akil insanlarla 81 vilayette çalışma yaptık. Biz sorumluluğumuzun idrakindeyiz. Biz bu süreçte sabotajları ve provokasyonlar olacağını defalarca ifade ettik. Önce Paris ardından AK Parti Genel Merkezi’ne yapılan saldırı. Ardından Reyhanlı sonra da İstanbul’da başlatılan olaylar hem çözüm sürecini sabote etmek için yapılan olaylardır.
YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • cesim13 Temmuz 2013 00:29

    yakında diyarbakıra müjde der. abdullah öcalan adıyla yeni havaalanını açar.

  • cesim13 Temmuz 2013 00:28

    ırakta Türkmenler öldürülüyor, doğu türkistanda uygur Türkleri katlediliyor. onları nedense anmıyor.

  • Merak13 Temmuz 2013 00:12

    İnandırıcılığının tam olarak yok olması ve çevresinde sadece kendisinden nemalanan insanların bulunması başbakanı nasıl etkiliyor acaba?

  • ....................???12 Temmuz 2013 22:57

    ne elinizle nede dilinizle mücadele yapabilecek becerileriniz var. tek bir yeteneğiniz var inkar etmiyelim oda zorbalık ,haksızlık,hırsızlık.