“Leasing desteklenseydi, daha az KOBİ batardı”

“Leasing desteklenseydi, daha az KOBİ batardı” Yaşanan krizden en büyük darbeyi alan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ), bu dönemde mevcut finansman imkanlarından da yoksun kaldılar. Leasing de KOBİ’lerin finansman ihtiyaçları için sıkça başvurdukları bir finansman yöntemi olmasına karşın, son iki yıldır leasing sektörü KOBİ’lerden uzaklaşmak zorunda kaldı. Yine son iki yıldır leasing sektöründe ciddi bir daralma yaşanıyor. 2008 başında KDV’nin yüzde 1’den yüzde 18’e çıkarılmasının ardından kan kaybının başladığı sektördeki gerileme, krizle birlikte belirgin hale geldi. Rakamlara bakıldığında kriz, dünyada da leasing sektörünü küçültmüş görünüyor. Ağustos rakamlarına göre Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde ortalama yaklaşık yüzde 45 olan düşüş, Almanya, İtalya, Avusturya gibi ülkelerde yüzde 26 ile yüzde 44 arasında değişiyor. Türkiye’de ise bu yılın dokuz ayında 2.4 milyar liralık işlem hacminin gerçekleştiği sektörde, sözleşme adedi ise 4 bin 363 oldu. Geçen yıl aynı dönemde 5.5 milyar liralık işlem hacmine göre, yüzde 56’lık bir daralma söz konusu. İşlem adetleri bazında bu oran yüzde 75’e çıkıyor. Muhabir arkadaşımız Mine Zeybekoğlu’nun görüştüğü Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Nurgün Eyüboğlu, “Türkiye’de sektörde yaşanan daralmayı sadece krizle açıklayamayız, sektöre yönelik KDV artışı da aynı oranda etkili oldu. 2008’den beri KOBİ’lere destek veremez hale geldi bu sektör” diyor. 2010 yılı için KDV oranlarının yeniden indirilmesi yönünde sektör olarak beklentilerini koruduklarını söyleyen Eyüboğlu, ancak bu yönde henüz yetkililerden bir sinyal alamadıklarını da belirtiyor. “Toz duman ortamda sesimizi yeterince duyurabildiğimizi düşünmüyorum, görüşmelere kesinlikle devam edilecektir” diyen Eyüboğlu, şöyle devam ediyor: “Bizim eskiye dönmek veya bir nebze esnetilmesi anlamında KOBİ’ler adına tabii ki bir beklentimiz var. Leasing şirketleri, bu yıl olduğu gibi orta ölçekli ve büyük şirketlere yönelik işlem yaparak işine devam edebiliyor. Ancak KOBİ’lere destek veremediğimiz sürece üretim olmuyor, üretim olmayınca vergi kaynağı oluşmuyor. Şimdi devlet daha fazla mı vergi alıyor, hayır. Çünkü bir yerde önemli bir musluğu kısmış, kurutmuş oluyor. Ama eğer bu yönde bir tedbir alınmış olsaydı, KOBİ tarafı bu kadar darbe almayabilirdi. Daha az KOBİ batardı. Daha çok KOBİ’yi yönlendirebilir, nakit akışlarını yönetebilir, geleceğe daha iyi hazırlayabilirdik.” Türkiye’de leasingin penetrasyon oranının yüzde 6 iken, Avrupa’da yüzde 20-25 ve ABD’de yüzde 30 düzeyinde olduğunu aktaran Nurgün Eyüboğlu, “Aslında Türkiye gibi ülkelerde daha yüksek olması lazım çünkü bilfiil üretime destek veren bir ürün. Tanıtıldıkça, faydaları sanayinin her kesimi tarafından daha iyi bilindikçe bir şekilde kullanılırlığı artacak” diyor. Eyüboğlu, yıllarca KDV avantajı ön plana çıkarıldığı için leasingin gerçek avantajlarının çok fazla anlaşılmadığını da vurguluyor. Yapı Kredi Leasing olarak tek gündem ve konsantrasyonlarının “Bir misyoner gibi bu ürünün önemini, faydasını her kesime en iyi şekilde anlatmak” olduğunu ifade eden Eyüboğlu, şöyle konuşuyor: “Çok fazla devletten destek alamadığımız halde, KOBİ’lerle bütünleşip onlara güzel ürünler, paketler sunmak adına kolları sıvamamız lazım, çünkü bekleyerek bir yere varılmıyor. Bizim de 2010 yılı boyunca Yapı Kredi Bankası perakende bankacılık ile işbirliği içinde birtakım paketlerle KOBİ’leri daha fazla destekleyebilmek adına çalışmalarımız olacak.”