BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBanka & Kredi KartlarıKredi kartlarında flaş değişiklik----

Kredi kartlarında flaş değişiklik

Kredi kartlarında flaş değişiklik
16 Ağustos 2013 - 19:06 www.finansgundem.com

BDDK, kredi kartlarında asgari ödeme tutarlarını artırdı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kredi kartları limitlerine ve asgari ücretlerine yeni düzenlemeler getiriyor. Buna göre 15 bin TL limite kadar olan kredi kartlarında asgari ödeme yüzde 25'ten 30'a çıkıyor. Geliri 1000 TL olanların kredi kartı limiti de 1000 TL ile sınırlandırılacak.
BDDK, bankacılık sektöründe, bireysel kredi kartı ve taksitli kredi kartı alacakları ile takipteki bireysel kredi oranındaki artışa sınırlama getirmesi öngörülen, sermaye yeterliliği mevzuatı, karşılık mevzuatı ve kredi kartları mevzuatında değişiklikler yapmak için üç farklı taslak hazırladı.
Bu taslaklarla gelecek değişikliğe göre geliri 1000 TL ve altındakiler için kredi kartı limiti 1000 TL ile sınırlandırılacak. Limiti 1000 TL üzerinde olanların gelirini belgelendirmesi gerekecek. Bu kişilerin gelirlerinin sürekliliği kontrol edilecek.
ASGARİ ÖDEME YÜZDE 25'TEN 30'A ÇIKIYOR
BDDK, çeşitli mevzuatlarda yapacağı değişiklikler  kredi kartlarına yeni düzenlemeler getiriyor. Buna göre kredi kartlarında 15 bin TL'ye kadar olan limitlerde asgari ödeme tutarının yüzde 25'ten 30'a çıkarılması öngörülüyor. 15 bin-20 bin TL arası limitlerde asgari ödeme tutarı dönem borcunun yüzde 30'undan 35'ine yükseltilecek.
BDDK'dan yapılan açıklamada, 2012 başından itibaren bireysel kredi kartı alacaklarının yüzde 43 arttığına ve bu artışın yüzde 84'lük kısmının taksitli kredi kartı alacaklarından kaynaklandığına dikkat çekilerek, şöyle denildi:
"Taksitli kredi kartlarının kredi kartları içerisindeki payı Haziran 2013 itibariyle yüzde 56 düzeyine yükselmiş, takipteki bireysel kredilerin dağılımında ise kredi kartı alacakları yaklaşık yüzde 46 düzeyine ulaşmıştır."
TAKSİT ÖDEMELERİNDE RİSK AĞIRILIĞI ARTIYOR
Açıklamada ayrıca kurumun, tüketici kredilerindeki artışın makro ihtiyati tedbirlerle kontrol altında tutulmasından, kredi maliyetlerinin farklılaştırılması ve diğer teşvik edici veya caydırıcı önlemlerle ticari kredilerin toplam krediler içerisindeki payının artırılmasından sorumlu kuruluş olarak belirlendiğine de dikkat çekildi.
BDDK söz konusu mevzuatlarla aşağıdaki konularda değişiklikler yapmayı öngörüyor:
• BDDK sermaye yeterlilik taslağına göre, kredi kartıyla mal ve hizmet alımı için veya nakit kullandırılan kredilerin kalan vadesi 1-6 aya kadar olan taksit ödemelerine uygulanan risk ağırlığı yüzde 75'ten 100'e çıkarılacak.
• Kalan vadesi 6-12 aya kadar olan taksit ödemelerinde yüzde 150 olan risk ağırlığı 200'e, 12 ayı aşanlarda yüzde 200'den 250'ye çıkarılacak.
• Karşılıklar Tebliği'ne göre genel karşılık oranları ihracat kredilerinde yüzde 1'den sıfıra, KOBİ kredilerinde yüzde 1'den 0.5'e indirilecek.
• Kredi kartlarında 15.000 TL'ye kadar olan limitlerde asgari ödeme tutarının yüzde 25'ten 30'a, 15.000-20.000 TL arası limitlerde yüzde 30'dan 35'e yükseltilmesi öngörülüyor.
Geliri 1.000 TL ve altındakiler için kredi kartı limiti 1.000 TL ile sınırlandırılacak ve limiti 1.000 TL üzerinde olanların gelirini belgelendirmesi ve gelirlerin sürekliliği kontrol edilecek.
YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • necons17 Ağustos 2013 02:00

    Değerli bir ekonomist yorumu: Yapılan analizlere göre kredi kartı borçlarından tahminen yaklaşık >10 milyar TL aslında hiçbir şekilde geri dönüşü olmayacak kredilerden oluşmakta.Son 3-4 yıldır özellikle mağazalarda tezgahtarlık yapan ve sadece 1-2 aylık SGK prim ödeme geçmişi olan vatandaşlarımıza dahi 3-4 farklı banka kredibilitesi ve kredi sicili asla uygun olmadığı halde bu vatandaşlarımıza kredi kartı verme yarışına girmişti ve halkımız gözü kara şekilde nasıl ödeyeceğini bilmeden kredi kartıyla lüks restaurantlarda dating yapmaya başlamış, cep iphone veya samsung galaxy olmuş, led veya plazma tv ler alınmış vs vs bir süreç yaşanmıştı... Son 2-3 yıldır bu gruptaki kredi batıkları papaz kaçtı oynanarak görmezden gelindi...Yani X bankası kredi kartının minimum ödeme tutarı y bankasından çekilen yüksek faizli nakit ile kapatıldı ; Y ise Z ile vs vs ; korkunç faiz yükü ile aylık geliri sadece 800-1200 TL olan bu grup; bugün itibarı ile tahminen yaklaşık 650 bin kişiden oluşmakta ve maalesef gelirleri seviyesi baz alındığında bu kredileri ödemelerinin mümkünatı yok. (ki çalıştıkları şirketler incelendiğinde ufak bir krizde ilk olarak kapı önüne konulacak bir grup).... Artık papaz kaçtı ile idare edilemeyecek duruma gelindiği için; son 1-2 yıldır bu gruptaki insanımız maalesef tefecilerin eline düşmüş durumda...Hemen hemen her ilde beyaz eşya, cep telefonu , kontörcü adı altında onlarca tefeci türedi... Geçen hafta yaşadığım 2 örneği vereyim: Sıfır bir X marka akıllı cep telefonu fiyatı 1.600 TL iken; Kadıköy deki bir telefoncuda aynı sıfır telefon 1.300 TL ye satılıyordu.. Kampanya mı var dedim hayır dedi; aslında hiç kullanılmamış sıfır bir cihaz ama ikinci el muamelesi görmekte...Muhabbeti koyulaştırıp nasıl yani diye sorduğumda, telefoncu "onbinlerce kişi artık kredi kartlarını çeviremez durumda ve yakın çevresinin kredi kartlarıyla 12-24 taksitle cep telefonu almakta ve hemen ardından gidip alınan telefonu yaklaşık 30%-40% daha düşük fiyatla bizlere satmakta; biz de 10%-15% kar marjı koyuyoruz teknoloji avm deki satış fiyatının 20%-30% altında müşteriye sunuyoruz" dedi... Hatta iddiasına her ilde enaz 10-15 telefoncu varmış el altından bu işi yapan...Benim jeton şimdi düştü niye yıllık 9-10 milyon adet cep telefonu ithalatı oluyor ve niye bunların büyük kısmı smart diye...Vay anam vay devasa bir tefeci piyasası varmış..Benzer sistem beyaz eşyada da kurulmuş.. 1.000 tl ye buzdolabı alınıyor 12 taksitle; aynı gün spotçuya 650 tl ye satılıyor; kredi kartı minimum ödeme tutarı veya tam bakiye kapanıyor; ve arkadaşın kredi kartına para bulunursa 12-24 ayda ödeniyor.... TAM BİR TOPLUMSAL DRAMA...Ama benzer sistem özellikle bu yılın başlarında tüketici kredilerine de sirayet etti ve bu hastalık çok hızlı yayıldı..Gariban insanımız ya kıyametin çok yakında kopacağını düşünüyor; ya da artık tüm umudunu yitirdi ve nolacaksa olsun deyip ömründe birkez (lüküs hayat) yaşamak istiyor... En riskli grup ise KOBİ(tam anlatımıyla esnaf) kredileri....Mesela, oturduğum semtte bir cafe sahibi mekanı 8-9 ay önce açtı...Sinek avlıyor.... Ama bir şekilde bankanın birini kafalamış ve 500 bin tl kredi çekmiş (ipotek gösterirken de bir gayrimenkul ponzi sistemi varmış; ve hızla yayılıyormuş) Tabi bu kredi başvurusu yapılmadan 2 önemli hazırlık gerekiyormuş: 1-2 ay eş-dost-arkadaş-tüm çevre sık sık cafeye müşteri gibi gelmeli ciro ve kar şişirilmeli...Diğer aşama ise kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi; kdv ve diğer vergi yükleri olduğu halde; müşteriye kesiliyormuş gibi fiş üstüne fiş kesip sanal ciro ve karlılık yazmak -yaklaşık 2 ay yetiyormuş kredi için ama püf nokta doğru banka ve o bankadaki doğru kişilere ulaşmak da lazımmış kredi için ve biraz görmek gerekiyormuş el altından birilerini-.... Toparlayacak olursak, halkımızın mevduatını hangi hakla bu zihniyete dönüşü asla olmayacak esnaf/kobi kredisi şeklinde dağıtabiliyorlar... Cafe sahibine gelince cafe sini büyütmek bir yana, aldığı krediyle Mercedes cip almış; bir de manita yapmış (kendisi evli olduğu halde) sormayın afet biri...Ha manitayı da minili cicili haliyle cafe nin başına oturtmuş; kendisi Mercedes ciple lüküs hayat yaşıyor ve sanırım yeni krediler yeni manitalar bulabilmek için yine doğru iş modeli, doğru banka ve doğru aracılar peşinde koşuyor... Yine yapılan analizlere göre; tüketici kredilerinin yaklaşık >20 milyar TL si ponzi/tefeci çarkıyla çevriliyor diyen analistler var ve bunların geridönüşü imkansız yorumları yapılıyor... Ya geri dönmeyecek esnaf çiftçi kredileri.... Miktarı ne acaba? En risklisi ise reel sektör kredileri.. Şirket karlılıkları maalesef yetersiz durumda ve özel sektör çok ama çok borçlu (o acınası Avrupa birliği ülkelerinde dahi özel sektörde finansal borç özsermaye oranı 0.80 civarındayken; bizde 1.8 e çıkmış durumda ve faizler yükselme trendine girdi; ekonomik büyüme yavaşladı ki bu sert rekabet demektir ve karlılık baskısı anlamına gelmektedir reel sektör için)... Reek sektörün kredilerinin büyük kısmı ise gayrimenkul ipotekli/teminatlı ve gayrimenkul fiyatları balon durumda... Ya birgün gayrimenkul fiyatları normalleşirse; banka kredilerinin büyük kısmı batacak mı? Ekonomistler arasında son günlerde bu husus ta tartışılıyor ve eğer gayrimenkul sektöründe balon 25% ise; bankaların yaklaşık kredilerinin 50 milyar TL sinin aslında gerçek karşılığı yok (bu konut kredileri dışında; gayrimenkul teminatlı reel sektör kredileri için) Özetleyecek olursak; İspanya,İtalya,Portekiz,İrlanda,Yunanistan,Macaristan, X,Y,Z gibi ülkeler benzer ekonomik modeli (krediye dayalı kazanmadan harcama modeli) uygulayarak çöktüler ve batık kredi oranı toplam kredi stoğunun 8%-25% ine yükseldi... Herhangi bir ekonomik durgunlakta veya sıcak paranın yaklaşık 20%-30% unun ülkeden çıkışında kredi batık oranını 10% seviyesinde tutmak çok büyük bir başarıdır... Başka bir deyişle toplam kredi stoğumuz rekor üstüne rekor kırarak hani 940 milyar TL seviyesine yükseldi ye ; Allah korusun sektör ve ekonomi düzeltme yaşadığında (ki düzeltmeler normalleşmeler kaçınılmazdır sadece otoriteler ya maliyet ve bedeli artırarak süreci öteleyebilirler); diyelim ki geri dönüşü olmayan kredi oranı 10% oldu; gitti 94 milyar TL... Ya 20% olursa gitti 188 milyar TL...Bankacılık sektöründe toplam özkaynaklar ise 180 milyar TL seviyesinde... Yani; bankacılık sektörü son yıllarda ekonomik model gereği ve hükümet destekli süper karlar yazıyor ya:Ne kadar ekmek, o kadar köfte misali... Ekonomik terimle; risk ne kadar büyükse getiri de o kadar büyük olur... Ya riskten kaçınılamayacak günler ve süreçler yaklaşıyorsa? İnşallah matematik ve global konjünktör yalan söylüyordur da; biz hep yıllık 70-80 milyar USD dış borç olarak hep ciplere bineriz; hep iphone la konuşuruz; hep daha büyük ekran LCD filan izleriz; ve hep kişibaşı 50-150 tl lik yerlerde ayda 4 kez yetmez 8 kez yemekler yeriz... (Alman Hans Yunan a yedirdi mi? Kan kusturyor vallahi ne yedirmesi.. 3-4 yıl krediye boğdu şimdi donlarını soyuyorlay Yunan ın İspanyol un Macar ın ) Ama asla üretelim tasarruf yapalım geleceğe yatırım yapalım bir türlü gelmez aklımıza.....İşimize de gelmez zaten... Umarım bizi yönetenler yaptıkları yanlışların farkına biran önce varırlar ve bu dinamit ekonomik modelden biran önce Türk halkını kurtarırlar...Bu modele ÖZENDİRİP TEŞVİK EDİP;iş işten geçtikten sonra kartları bırakın kazanmadan harcamayın bak hatırlatıyoruz uyarıyoruz demekle vebalden kurtulunacaksa yorum dahi yapmaya gerek yok demek ki... Halk haklı ve tam gaz krediyle harcamaya devam etsin o zaman....Ya herru ya merru! Anadolu atasözü :"Tatlı tatlı yemenin; ACI ACI ......... OLUR".....

  • cemil şeker16 Ağustos 2013 21:21

    anarşist misin birader karışacak tabi, devlet değil mi bizi kim düşünecek....

  • baturayersin16 Ağustos 2013 20:52

    miletin uçkuruna cebine karışın adam gibi yasa çıkarmayın herşeyde açık var saymakla bitmez eğitimde sağlıkta bankalarda sınırda bile koruyamıyor hukukta saymakla bitmez