BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomiİklim dönüşümünün şifresi 5 yıllık hedefler----

İklim dönüşümünün şifresi 5 yıllık hedefler

İklim dönüşümünün şifresi 5 yıllık hedefler
01 Kasım 2021 - 18:22 www.finansgundem.com

Küresel iklim değişimi tüm ekonomileri karbon sıfır hedefine yürümeye zorluyor. CDP Baş Yöneticisi Paul Simpson’a göre bu hedefe ulaşmanın yolu şirketlerin 5 yıllık ulaşılabilir hedefler koymasında yatıyor

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İklim değişimi krizi kurumsal şirketleri daha önce benzeri görülmemiş bir raporlama dalgasıyla baş başa bıraktı. Küresel ısınmanın dünyayı tehdit edecek seviyeye gelmesini engellemeyi hedefleyen devletler çözümü kurumsal şirketlerin karbon salınımını sınırlamaya teşvik etmekte buluyor. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre bu teşvik mekanizmanın en önemli noktası ise finansal raporlamalar. 26. Düzenlenen Birleşmiş Milletler Küresel İklim Konferansı (COP26) süresince en fazla dikkat çekilen noktalardan birisini de düzenleyici kurumların bu raporları şirketler için zorunlu hale getirmesi konusu oluşturuyor.

Küresel çapta kâr amacı gütmeyen kuruluş olan CDP, çevresel etkilerinin yönetmek isteyen kurumsal şirketlerin raporlama sistemlerini oluşturuyor. CDP Baş Yöneticisi Paul Simpson Financial Times’taki yazısında şirketlerin iklim değişikliği konusunda beş yıllık hedefler koymasının önemine dikkat çekti. İşte Simpson’ın o yazısı:

“Şirketlerin çevresel verilerini paylaşması konusunda bir dönüm noktasındayız. Şirketlerin zorunlu açıklama yapması gerektiğine ilişkin düzenlemesine yapılmasına yönelik küresel destek son bir yılda hızlandı. Brezilya'dan Japonya'ya uygulanan yeni piyasa kuralları dalgası da bu desteği güçlendirdi. Zira bu düzenlemeler şirketlerin çevreye oluşturdukları nasıl ölçtüklerini ve nasıl yönettiklerini doğrudan şekillendiriyor.

Bu düzenlemeler hesap verebilirliği artırmak ve sermaye piyasalarının sürdürülebilir olma yolundaki dönüşümünü hızlandırmak için büyük bir fırsat sunan hoş bir harekettir. Bununla birlikte, düzenlemelerin karşı karşıya olduğumuz krizin boyutuyla başa çıkacak kadar derecede ileri gidememe riski vardır.

COP26 öncesinde ve sırasında İngiltere de dahil olmak üzere daha fazla sayıda ülke mevzuat değişikliği duyurusu yapmaya hazırlanıyor olsa da bu düzenlemelerin boyutunu ve etkisini göz önünde bulundurmak zorundayız. İklimle ilgili finansal ve risk bazlı verilere odaklanılması önemli bir ilk adımdır. Ancak, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzeri ile sınırlama şansımız varsa, kurumsal faaliyetlerin hem insanlar hem de gezegen üzerindeki etkilerini net bir şekilde anlamamız gerekiyor. Çifte gereklilik olarak giderek daha fazla dikkat çekilen bu yaklaşımı yönetmeliklerin benimsemesi gerekiyor.

Bazı bölgeler ve ülkeler, bizim CDP'de "yüksek kaliteli zorunlu açıklama" dediğimiz şeye yönelik önemli hamleler yapıyor. Bu ülkeler ve bölgeler arasında, kurumsal sürdürülebilirlik raporlama direktifi önerisiyle Avrupa Birliği ve daha yakın zamanda İsviçre yer alıyor. Ancak, 1,5 derecelik bir artışın ihlalini önlemeye yönelik zaman daraldıkça, diğer ülkelerin de bu kurallara hızlı bir şekilde uyması kritik önem taşıyor.

Düzenlemenin gerekli etkiyi yaratabilmesi için, uzun vadeli iklim performansı için genel potansiyeli yakalamak amacıyla risklerin içerisine ileriye dönük bilgiler ve sıcaklık yörüngeleri de dahil edilmelidir. Şirketlerin iklim geçiş planları geliştirmeleri ve açıklamaları gerekmektedir. Bu planlar, iklim değişikliğine gerekli aciliyet ve ölçekle yanıt vermek için kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri içermelidir. Geçici beş yıllık hedefler kritik öneme sahiptir. Zira bu planlar yol boyunca bir zorlukla karşılaşmadan ve riskleri daha fazla artırmadan ulaşılabilen geçiş planlarına izin verir.

Bu planlar, şirketlerin 1,5 derece hedefi ile uyumlu iş modeline nasıl geçiş yapacaklarını özetleyen sağlam, nicel ve akredite bilimsel tabanı bulunan hedefler içermelidir. Bilimsel tabanı bulunan hedefler belirleyen şirketler, Bilime Dayalı Hedefler girişimine (SBTi) göre karbon emisyonlarını genellikle yılda yüzde 6,4 oranında azaltarak, 1,5 derece ile dengeleme için gereken ortalama yüzde 4,2'lik oranın çok üzerinde performans gösteriyor. Bu tür bir yenilik, yeni iş modelleri ve değer kaynakları oluşturarak ve şu anda sürdürülemez ekonomik sistemleri bozma yoluyla şirketlerin kırmızı çizgilerini yeniden tanımlayabilir.

Düzenlemeler, çevreyle ilgili finansal açıklamanın yanı sıra insanlık ve gezegen üzerindeki etkileri de ele almalıdır. İklimle İlgili Finansal Açıklama Görev Gücü'nün (TCFD) önerileri, mevcut düzenleme dalgasının temelini oluşturmada etkili olmuştur. Ama iklim konusundaki odaklanmaları kesinlikle bu temeller üzerine inşa edilmelidir. Riskler sadece iklim değişikliği ile sınırlı değil. 44 trilyon dolarlık küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık yarısı orta veya yüksek derecede doğaya bağlıdır.

Bilim bize su güvenliği, ormanların yok olması ve biyoçeşitlilik gibi çevresel zorluklarla mücadele etmeden iklim değişikliğini çözemeyeceğimizi söylüyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin altıncı değerlendirme raporuna göre, bu bütüncül yaklaşım olmadan küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlayamayız. Mevzuat düzenlemeleri, şirketlerin bu zorluklara olan etkilerini açıklamasını gerektirmelidir. Aynı zamanda, doğal üzerindeki etkilerini ve bağımlılıklarını daha iyi idrak etmeleri şirketlerin yararınadır.

Küresel çevre hedeflerimize ulaşmada daha çok yolumuz var ve kurumsal eylem şart. Getirilecek mevzuatlar bir ideal oluşturmamalı veya liste doldurma egzersizi olarak hizmet vermemelidir. Bunun yerine, daha iddialı, daha geniş çaplı ve daha derin açıklama ve eylemi teşvik eden minimum bir gereksinim zeminine oturmalıdır.

Artık şirketlerin harekete geçme ve mevzuatta belirlenen kıstasların ötesine geçme zamanı. Tüm şirketleri, gelmekte olan zorunlu raporlama dalgasına katılmaya ve yüksek kaliteli raporlama stratejisinin merkezinde yer alma konusunda dikkat etmeye çağırıyorum.

Zorunlu çevresel verilerin paylaşımı, 20 yıldan uzun bir süre önce ESG raporlamasını (çevresel, sosyal ve kurumsal verilerin raporlanması) geliştirmekle uğraşan bizler için dahi zihninde uzak bir hedefti. Bu nedenle CDP'nin küresel veri paylaşım sisteminin son 20 yılda kaydettiği ilerlemeden gurur duyuyorum. Bu sistem gelişmelere öncülük etmiş, geliştirmiş ve uyum sağlamıştır. Taleplerimize yanıt veren şirketlerin mevcut ve gelecekteki zorunlu veri paylaşım rejimlerine halihazırda hazırlıklı olmalarını sağlamıştır.

ESG veri paylaşımının küresel ölçekte uygulanmasını sağlamak için yenilik yapmaya ve en son standartları benimsemeye devam edeceğiz ve daha fazla mevzuat değişikliğinin önünü açacağız.

Şirketler net sıfır karbon ekonomisine geçişi hızlandırmada büyük bir rol oynayabilir ve şu anda da birçok yönden öncülük ediyorlar. Bu yıl, küresel pazar sermayesinin yüzde 64'ünden fazlasını oluşturan 13.000'den fazla şirket CDP aracılığıyla yapılan veri raporlama yoluyla hükümetlere daha iddialı veri raporları konusunda hazır olduklarını gösterdi. Peki ya henüz çevresel verileriniz açıklamayan bir şirketseniz ne yapmalısınız? Daha fazlasını isteyen hükümetler, yatırımcılar ve piyasa katılımcılarıyla yüzleşmelisiniz. Şimdi harekete geçme zamanı.”

Korkutan sözler: Gelecek nesiller bizi affetmeyecek!

 

Aktivistlerden maskeli küresel ısınma protestosu

 

İklim aktivistlerinden Gates ve Bezos'un Türkiye tatiline tepki

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)