BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaEn kötüsü henüz görülmedi----

En kötüsü henüz görülmedi

En kötüsü henüz görülmedi
27 Mart 2013 - 00:44 www.finansgundem.com

Güney Kıbrıs'ın kurtarılması sonrasında anlaşma sağlansa da piyasalar tarafında en kötüsünün henüz görülmediği yorumları artıyor

Güney Kıbrıs bankacılık krizi henüz çözümlenmedi ve yakın gelecekte dünya genelindeki yatırımcıları tehdit edecek çok daha ciddi bir borç krizine dönüşeceği kesin. Hafta sonu açıklanan revize kurtarma anlaşması bankacılık merkezli ekonomiyi kurtarmaktan uzak olduğu gibi hükümetin hareket kabiliyetini de sınırlıyor.
Başka bir Yunan tarzı ekonomik çöküşü önlemek için euro bölgesinin yetkililerinin Güney Kıbrıs ekonomisini bombalamayacak daha pratik bir kurtarma paketi sunmaları gerek. Aksi takdirde olay sadece Güney Kıbrıs’ın yıllar süren bir sefalete düşmesiyle kalmayacak aynı zamanda euro birliğini de dağılmaya bir adıma daha yaklaştıracak.
Kurtarma planında Güney Kıbrıs bankalarındaki mevduattan alınacak 5.8 milyar euro vergi hala AB ve IMF’den gelecek 10 milyar dolar yardımın ön şartı olarak Güney Kıbrıs hükümetine dayatılıyor. Yeni vergi şartında ilkinde olduğu gibi tüm mevduatlara vergi tahakkuk ettirilmeyecek. Vergi, ülkenin mevduat sigortası limitini aşan 100 bin euro üzerindeki mevduatlardan alınacak. Bu plan bir anlamda Güney Kıbrıs’ın en popüler bankası Laiki’nin çökmesi anlamına geliyor.
ÜLKENİN EN BÜYÜK SEKTÖRÜ FİŞİ ÇEKERSE
Yeni planla bankalarda 100 bin eurodan az mevduatı bulunanların parası güvende olacaksa da plan Güney Kıbrıs için hala korkunç çünkü finans sektörü ülkenin GSYİH'nın yüzde 45’ini oluşturuyor ve çalışanların yüzde 70'i bu sektörde istihdam ediliyor. (AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası baskısı altında) hükümetin bankalardan para çalması başarılı olmak için güvenilirliğin temel unsur olduğu bir sektörde güveni yok ediyor. Bundan sonra hesabında 100 bin eruodan fazla para olan da 5 eurosu olanda artık Güney Kıbrıs bankalarına güvenmeyecek.
Güney Kıbrıs Rum hükümetinin ana sektörünün itibarını zedeleyecek bir "kurtarma"yı kabul edeceği düşünülemez zira bankacılık bazı kıt bir doğal kaynaklar gibi değil. Mudiler paralarını nasıl Rum kesimine taşıdılarsa oradan alıp başka bir vergi cennetine taşıyabilirler. Kendisini yıllarca yabancı para için güvenli yer olarak pazarlayan Güney Kıbrıs artık bankalarına bir kuruş bile yatırmanın güvenli olmadığını söylüyor.
RUSLAR NELERE KADİR?
Şimdiye kadar hep Güney Kıbrıs bankacılık sisteminde yer alan Rus mevduatının miktarı ve Güney Kıbrıs’ın Rus oligarklar kara para aklama merkezi olduğu konuşuldu. Bu bir ölçüde doğru olsa da Güney Kıbrıs’ta yasalara uygun Rus mevduatı da var. Moody's'e göre Güney Kıbrıs bankalarında Rusların 24 milyar euro mevduatı bulunuyor. Ülkedeki toplam mevduat tutarı ise 69 milyar euro. Güney Kıbrıs’taki yatırıma elverişli yasalar ve Rum Kesimi’nin Rusya ile yaptığı karşılıklı vergi vb anlaşmalar nedeniyle Ruslar, mevduatlarını tutmak için Güney Kıbrıs’ı tercih etmişti.
Güney Kıbrıs yönetimi mevduatlara hangi oranda vergi uygularsa uygulasın sonuçta Ruslar bunu hırsızlık olarak algılayacak ve bu aşamadan sonra Güney Kıbrıs’ın bu durumdan sıyrılması muhtemelen mümkün olamayacak. Rusya Güney Kıbrıs'a bir ruble dahi gitmemesi için kesinlikle çifte vergilendirme anlaşmasını iptal etdecek. Vergi kesintisiyle kaybettikleri miktar ne kadar olursa olsun Rus parasının ülkeden çıkışı bir gecede bankacılık sektörünü yok edecek. Gelecek 10 milyar euroluk yardım ise Rusların bıraktığı boşluğu doldurmaya yetmeyecek. Binlerce kişi bir gecede işsiz kalacak ve ülke tasavvur edilemez şekilde büyük bir ekonomik durgunluğa girecek.
TURİZM SEKTÖRÜ BATMAZ AMA…
Gelelim turizme. Bu noktada işler daha da kötüleşecek. Güney Kıbrıs’ın ikinci büyük sektörü olan turizm GSYİH'nın yüzde 20'sini oluşturuyor. Ruslar olmadan bu sektörün de büyük yara alacağı su götürmez bir gerçek. Son dönemlerde Limassolgrad da denen Limasol çevresindeki tatil tesisleri özellikle zengin Ruslar için yapıldı ve tesislerde çalışanlar Rusça konuşuyor.
Oligarklar ve zenginler dışındaki ortalama Rus turistler günde 115 euro harcıyor. Bu tutar İngiliz turistlerinin harcadığının iki katı, Hollandalıların ve İrlandalıların harcadıklarının da iki katından fazla. Zengin Ruslar ise otellerde değil kendi süper lüks villalarında kalsalar da her gece diskolarda ve restoranlarda binlerce euro harcıyor.
ATILAN TAŞ ÜRKÜTÜLEN KURBAĞAYA DEĞMİYOR
Bir an için bir adım geri atalım ve tüm bu karmaşaya geniş perspektiften bakalım. Para miktarı göz önüne alındığında yaratılan drama biraz gerçekdışı görünüyor. Güney Kıbrıs yeniden ayakları üzerinde durmak için 17 milyar euro istedi. Bu miktar ilk etapta büyük gibi görünse de İtalya’nın iki trilyonluk borç yükü ile karşılaştırıldığında önemsiz kalıyor. Güney Kıbrıs ekonomisini kurtarmak ve Avrupa'da yayılan bankacılık krizinin bulaşması korkularını önlemek için gerekli olan 17 milyar euro AB'nin 12.1 trilyonluk GSYİH'sının yaklaşık binde 14’ü. Buradan bakıldığında Güney Kıbrıs’ın tüm sorunlarını çözecek tutarın ne kadar küçük olduğu görülüyor. Almanya’da kişi başı bira tüketimi 2010 yılında 106,8 litre idi. Kaba bir hesapla (en ucuz fiyat alınarak) Almanların bir yılda biraya harcadıkları paranın 25 milyar eurodan fazla olduğu düşünülürse, herkes günde bir biradan fedakarlık etse Güney Kıbrıs kurtulabilir. Gazete başlıkları ise “her derde deva bira” vb olabilir.
Peki, miktarın düşüklüğüne rağmen Güney Kıbrıs neden bu kadar çok konuşuluyor? Bazıları Güney Kıbrıs’ın euro bölgesindeki gelecek kurtarmalara örnek olabileceğini söylüyor. Bir kısım uzman da bunun Rusya-AB ilişkilerinde önemli bir gerginlik nedeni olabileceğini söylüyor.
ADALETİN BU MU DÜNYA
Sözde troykanın Güney Kıbrıs’tan 5.8 milyar euroyu resmen yaratmasını istemesi düpedüz korkutucu. Güney Kıbrıslı yöneticilere anlaşmanın hemen onaylanması gerektiği aksi takdirde mevcut yardımın da kesileceği söyleniyor. Borç verenlerin kaygılarını anlaşılabilir olsa da küçük bir ülkeye 10 milyar euro vermek için ülkenin GSYİH’sinin yarısının bankalardan “çalışmasını” istemek ve böylece ülkenin borcunu 25 milyar dolara ya da başka bir deyişle GSYİH'nin yüzde 100’ünden biraz fazla oranda artırmak ne kadar adil olabilir?
Dünya, Güney Kıbrıs krizinin etkilerini henüz görmeye başladı ve devamı da gelecek. Güney Kıbrıs halkı ilk günden beri anlaşmaya karşı ve kabul edecek gibi de görünmüyor. Güney Kıbrıs’a teklif edilen anlaşma kurtarma için iyi bir model olmasa da AB'nin çöküşünün tohumlarını ekmenin iyi bir yolu gibi görünüyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)