BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBireysel krediler yılı nasıl bitirir?----

Bireysel krediler yılı nasıl bitirir?

Bireysel krediler yılı nasıl bitirir?
07 Ağustos 2014 - 06:42 www.finansgundem.com

Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge Türk insanın tasarruf anlayışını anlattı

Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, Türkiye’de tasarruf oranlarının artması için herkesin paranın zaman gücünün farkına varması gerektiğini düşünüyor. Dünya'da yer alan habere göre, Türk insanının belli bir refah seviyesine ulaştıktan sonra biriktirme refl eksi gösterdiğine işaret eden Galip Tözge, küçük küçük biriktirme disiplini oluşmasında BES’in gücüne de dikkat çekti.

Getiriye değil rakamın büyüklüğüne bakıyoruz

‘Türkler tasarruf edebilir mi?’ sorusunu cevaplarken Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge önce bir durum tespiti ile başlıyor: “Son 15 yıllık perspektife baktığınızda Türkiye’de tasarruf oranları düzenli olarak düşüyor. Dünya Bankası ile Kalkınma Bakanlığı’nın bir çalışması tasarruf oranlarının düşüşünü ‘Türkiye’nin 2002’den sonra yaşadığı siyasi ve ekonomik stabil durumunun sonucu’ olarak açıklıyor. Çünkü siyasi ve ekonomik çalkantıların olduğu dönemlerde ihtiyari yani tedbirli tasarrufun arttığını görüyoruz. Enflasyon yüzde 60-70’lerde doların bir yukarı çıkıp bir aşağı indiği dönemlerde insanlar daha konservatif davranıyor ve daha az harcama refl eksi gösteriyor. İşsizliğin arttığı dönemlerde korumacı tasarrufl ar çok artıyor. Bir önemli sebepte enfl asyon düşüşü. Yüksek enflasyondaki mevduatların nominal oranları, reel olmasa da, tasarrufçuya daha cazip geliyor. Yani yüzde 40 faiz, yüzde 35 enfl asyon döneminde reel faiz belki 5 ama bu tasarrufçuya yüzde 10 faiz yüzde 5 enfl asyondan daha cazip geliyor. Bir de unutmamak lazım ki Türkiye’de ortalama yaş 31-32. Bundan 10 sene önce yüksek enfl asyon, talebin bastırıldığı, arzın olmadığı bir ortamdan daha öngörülebilir daha sürdürülebilir daha stabil bir ortama geçiyorsunuz. Özellikle tüketici kredilerinin de tabana yayıldığı, AVM’lerin açıldığı bir dönemde 25 yaşındaki genç insana ‘2.000 TL’lik maaşının 500 TL’sini tasarruf et’ demeniz, yeni çıkan bir cep telefonu varken, teorik olarak kolay ama pratikte zor.”


İlk 45 sene belli bir refaha ulaşmak için çalışıyoruz


Tözge, bir araştırma yaptıklarını ve Türk halkına ‘ne zaman tasarruf ediyorsunuz?’ diye sorduklarını da belirterek “Gelen cevaplara baktığınızda insanlar, ‘okul bitiyor, çalışıyorum, evleniyorum bir evim olduktan sonra para biriktirebiliyorum’ diyor. Ortalama ömrü 75 diye düşündüğümüzde Türkiye’de bir birey ilk 45 sene tasarruf edemiyor. İstisnaları olmakla birlikte bu genel resim. Bizim en çok değiştirmemiz gereken alışkanlık bu. Çünkü tasarrufa başlama yaşı gelişmiş ülkelerde çok daha düşük. Maalesef bizim küçük küçük biriktirme disiplinimiz eksik. Bizde belirli bir refah seviyesine geldikten sonra bu refleks oluşuyor. Aslında, iş hayatına göreceli daha düşük ücretlerle yeni başlamış genç arkadaşımız ayda 50TL ile biriktirmeye başlayabilir” diye konuştu. Küçük küçük biriktirme disiplini oluşmasında BES’in gücüne de dikkat çeken Tözge, “Türk insanı paranın zaman gücünü ıskalamamalı. Tasarrufun matematik formülü mümkün olduğu kadar önce başlamak. 60 yaşında BES’e katılan bir kişi ile 25 yaşında BES’e katılan arasındaki en büyük fark birinin 35 yılın zaman gücünden yararlanacak olması. Bireysel emekliliğe 50 yaşında da girebilirsiniz ama 25 yaşında girenin gücünü yakalayamazsınız. Çünkü o sizde 25 sene çarpı 12 ay kadar önde gidiyor. Tasarruf etmeye ne kadar erken başlarsanız kümüle etkisi ile o kadar fazla birikim sahibi oluyorsunuz. Bizim desteklememiz gereken uzun vadeli gençte başlayan küçük tasarruf alışkanlığı” dedi.

Büyük mevduat sahibi TL’yi yabancı paraya döndürdü

Hane halkının Eylül 2013’te finansal varlıkları toplamı 679.3 milyar TL düzeyindeyken Mart 2014’te 730.1 milyar TL oldu. Aynı dönemde hane halkının tüm finansal yükümlülükleri de 359.3 milyar TL’den 371.4 milyar TL’ye çıktı. Hane halkının borcunda özellikle son dönemde başta BDDK olmak üzere kamu otoritelerinin aldığı önlemlerin etkisi hissedilirken varlıklarda son 6 ayda yaşanan artış yüzde 7 düzeyinde. Türk halkının portföy dağılımına bakıldığında ise TL mevduatın payı söz konusu dönemde yüzde 50.2’den yüzde 48.1’e inerken yabancı para mevduatın oranı da yüzde 20.6’dan yüzde 24.8’e geldi. Tözge, Türk yatırımcısının piyasadaki dalgalanmaya göre hareket ettiğine vurgu yaparken “Yalnız yabancı para mevduatını artıran kesimin büyük mevduat sahibi olduğunu görüyoruz. 10 bin TL ve aşağıdaki mevduatçı TL’de durmaya devam etti” bilgisini de verdi.

En büyük borç kalemi yüzde 33 ile konut

Türk halkının toplam yükümlülüklerine bakıldığında ise çıkan durum araştırmalara gelen yanıtla aynı. Türklerin finansal borçlarının yüzde 33’ünü konut oluşturuyor. Taşıtın payı yüzde 4 ve ihtiyat kredilerinin payı da yüzde 35’ten Mart 2014’te yüzde 37’ye çıkmış. Bireysel kredi kartının payı ise yüzde “Tüketici özellikle kredi kartlarındaki taksit sınırlamaları etkisi ile kredi kartı yükümlülüklerini azaltırken nakit ihtiyacının bir kısmını ihtiyaç kredileri ve KMH ile karşılamış” dedi ve şöyle devam etti: “Kredi ürünlerinin ilk 5 aylık performansına baktığınızda ise 2013’te yüzde 12 artan ihtiyaç kredileri bu sene yüzde 5.3 arttı. Taşıtta ise artışı bırakın gerileme var. Geçen yılın ilk 5 ayında yüzde 1.5 artan taşıt kredileri bu sene yüzde 11.4 küçüldü. Konut kredileri geçen yıl ilk 5 ayda yüzde 12.8 artmıştı bu sene artış sadece yüzde 3.2. Bireysel Kredi kullanımlarını azaltmayı hedefleyen regülasyonların ihtiyaç ve taşıt kredisi kullanımları üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. . Konut kredi hacminde artış hızının yavaşlamasının nedeni ise Fed etkisi ile yükselen faizler oldu.”

Bireysel krediler yılı nasıl tamamlar?

Galip Tözge, bu sene konut, taşıt ve bireysel kredilerin yılı nasıl bir gelişimle bitireceğine dair öngörülerini de paylaştı. Tözge şunları anlattı: “Bir ilaç verildi ve etki yapıyor. Geçen sene toplamında yüzde 29 büyüyen ihtiyaç kredileri bu sene yüzde 10-12 bandında büyür. Geçen sene yüzde 6 büyüyen taşıt kredileri bu sene yüzde 6 geriler diye bekliyoruz. Konut geçen sene yüzde 27.4 artmıştı biz bu sene yüzde 12 civarında bir artış bekliyoruz. Kredi kartı alacakları da küçülür. Geçen sene ilk 5 ayda kredi kartı kredileri yüzde 9.6 artmış. Bu sene -7%. Toplam bireysel krediler dediğinizde ise 5 ayda artış yüzde 3.8’dir. Özellikle taksit sınırlamalarının çok etkili olduğunu düşünüyoruz. Ticari krediler ise bireyselin iki katından fazla hızlı gidiyor.. Biz bireyselde yüzde 12 artış beklerken ticari tarafta bu sene yüzde 25 büyüme bekliyoruz.”

Konutta düşük Faiz için riskler azalmalı

Türk halkının borçluluğu içinde yüzde 33 payı olan konut kredilerini konuşurken bir zamanlar ulaşılan tarihi düşük seviyeler yani yüzde 0.67’yi hatırlattığımızda ise Tözge, “Bu sene beklenen enfl asyon yüzde 7.5-8. Türkiye’nin reel faiz risk primi 1-1.5 puan. Konutta çok daha düşük seviyeleri konuşabilmek için önce Türkiye’nin uzun vadeli bono faizlerinin düşmesi gerekir. Yıllık yüzde 8.5-9’ların altını beklemek zor. 2 seçim biter enfl asyon düşer ve en önemlisi jeopolitik riskler biterse konut faizinde %0.90’ı daha kısa vadede görebiliriz. Türkiye’de konutta %1 faizin altı kredi müşterisini tetikleyen çizgidir. Yüzde 0.8’in altı ise çok hızlandırır” dedi.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • kim07 Ağustos 2014 09:37

    Vadeli hesaplardan kuruşuna kadar vergisini alan devletimiz, nedense yıllardır döviz alımsatımından birilerinin sağladığı kazanca kuruş vergi tahakkuk ettirmiyor? Bu adalet mi yani, böyle ekonomi düzgün olabilir mi? Hepsi para babalarının arkasında vatandaşı düşünen gerçekten yok...