BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBankaların finansal gücü göründüğü gibi olmayabilir----

Bankaların finansal gücü göründüğü gibi olmayabilir

Bankaların finansal gücü göründüğü gibi olmayabilir
06 Ekim 2020 - 10:34 www.finansgundem.com

İngiltere ve İsveç’ten düzenleyiciler, bankaların riskleri doğru bir şekilde hesaplayıp hesaplamadığı konusunda endişelerini dile getirdi

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Ekonomik krizden bu yana 12 yıl geçti. Bankalarda parası olanlar ve yatırımcıların bankaların finansal güçlerini nasıl ölçtükleri konusunda bir şüpheleri olmaması gerekiyor. Ancak şüpheci bir tavır için nedenler giderek artıyor.

Geçtiğimiz hafta İngiltere Merkez Bankası bazı kredi kuruluşlarının, verdikleri kredilerin riskliliğine gereken önemi vermediği sinyallerini verdi. Bu hesaplamaları kendi modellerini kullanarak yapan bankalar, mortgage kredilerine %10’luk bir risk payı veriyorlar. Bu bankalar genelde daha büyük ve daha karmaşık kredi kurumları oluyor. Ölçüm tarihteki seviyelere kıyasla daha düşük ve kredi kuruluşlarının gayrimenkul kredilerinde bıraktıkları %35’lik risk payının çok altında. Bu endişe verici bir tutarsızlık.

Aynı kalitede olması gereken kredilerde bile, kredi veren kuruluşlar farklı risk ölçüm metodları kullanıyor. Bankalar arasında risk ağırlıkları %4 ila %17 arasında değişiyor.

Ev kredilerinde milyarlarca sterline sahip olan bankaların, mortgage kredilerinin riskliliği konusundaki kanaatlerinin finansal dirençleri üzerinde devasa sonuçları var. Belki de pandemi döneminde, her zaman olduğundan daha da fazla. İngiltere Merkez Bankası’nın korkusu kırmızı bayrak.

Bankaların verdikleri kredilere karşılık minimum seviyede sahip olmaları gereken bir sermaye var. Bu sermaye risklilik ölçümlerini yaptıktan sonra hesaplanıyor. “Risk ağırlıklı varlıkları” hesaplamanın bu modeli oldukça karmaşık. Dışarıdan bakanlar, hatta denetçilerin bile sonuçları sorgulayacak araçları yok. Netice ise, daha muhafazakar bir yaklaşımın aksine, risk ihtimallerini düşük gösteren hesaplamalar yapıldığı takdirde, bankalar olduklarından daha güvenli görünebilir.

İngiltere bankaları, modelleri yeni bir incelemeye maruz kalan tek bankalar değil. İsveç’in finans kuruluşu son dönemde, ülkenin en büyük bankası Svenska Handelsbanken AB’den kendi iç modelinden, standart bir modele geçmesini istedi. Bu portföy, çoğunlukla ticari ve yerleşim emlak holdinglerinden oluşuyor ve grubun varlıklarının %10’undan fazlasını oluşturuyor.

Bu değişimin sonucunda 149 yıllık İsveç bankası’nın ana sermayesi, görece risk ağırlıklı varlıklarla ölçüldüğünde darbe alacak.

Finansal olarak dünyanın en güçlü bankası olduğunu iddia eden bir banka için bile, direncin bu derece erozyona uğraması bir yuvarlama hatası değil. Bankanın sermaye tamponu hala, düzenleyicilerin taleplerini fazlasıyla karşılıyor ancak Handelsbanken’in hisse piyasasındaki ayrıcalıklı değerlemesi, büyük oranda sermaye muhafazakarlığındaki şöhretinin bir sonucu.

Finans düzenleyicisinden yapılan açıklamada, aynı hesaplama yöntemini İngiltere’nin de kullanma zamanı geldi dendi. İngiliz bankalarının riskliliği bu yöntemle ölçülmeli ancak bu Brexit süreciyle ilgili değil.

Bu risk ağırlıklarının son dönemlerde ilk sorgulanışı da değil. İngiltere’de Metro Bank Plc, bazı varlıklara cömert davranması nedeniyle, İngiliz düzenleyiciler tarafından soruşturma altında. Düzenleyiciler, Citigroup Inc.’e İngiltere biriminde riskli varlıklara gereken önemi vermedikleri için 57 milyon dolarlık ceza kesti.

İyi haber ise, Avrupa’nın kredi kuruluşları gelecekte, risk ölçümlerinde, kendilerine ait olan “kara kutu” modellerini istedikleri kadar kullanamayacaklar. Daha katı kurallar 2023 yılından itibaren devrede olacak. Bu da Avrupa bankalarının yeni sermaye olarak 135 milyar euroya ihtiyaç duyacağı anlamına geliyor.

Bu reformlar sorunu tamamen çözmek için yeterli değil ve hala iki yıl süre var. Şimdilerde bankalara yönelik bir hoşgörü var ve bunun tek nedeni pandemi. Kredi veren kurumların, “kaldıraç oranı” adını verdiği finansal güç ölçümü, bankanın varlıklarının riskliliğini ölçmüyor. Bu yöntem geçici olarak esnetildi. Böyle bir toleransın karşısında daha tetikte olmak gerekiyor.

Dev bankalarda güz devir teslimi

 

Dünya Bankası'ndan borç krizi uyarısı!

 

Büyük bankalarda işten çıkarmalar 70 bine yaklaştı

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)