Ana SayfaPara PiyasaEn karlı sektör hangisi---

En karlı sektör hangisi

9 / 14
En karlı sektör hangisi
20 Eylül 2012 - 14:38 www.finansgundem.com

Demir&Çelik Sektörü
Küresel iktisadi faaliyet 2012 yılının ilk yarısında büyük ölçüde Euro bölgesi kaynaklı risklere bağlı olarak zayıf bir görünüm sergilemiştir. Euro bölgesindeki borç krizinin çözümü amacıyla alınan kararlar ilk etapta piyasaları olumlu etkilese de, bu etki kısa süreli olmuştur. Bununla birlikte bölge ekonomilerinin makroekonomik görünümlerinde somut bir iyileşme kaydedilememesi global risk algılamasını yükseltmiş ve ortak para biriminin geleceği ile ilgili endişeleri yeniden gündeme getirmiştir. 2012 yılı başında iktisadi faaliyete ilişkin beklentilerin daha olumlu olduğu ABD’de konut ve işgücü piyasalarındaki toparlanmanın sınırlı düzeyde kalması, bu ülkeye yönelik beklentilerin de yeniden olumsuza dönmesine yol açmıştır. Diğer yandan, gelişmiş ülkelerdeki mevcut sorunlara bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerde de yavaşlama görülmektedir. 2012 yılında İtalya, Fransa ve İspanya’daki daralma sebebi ile AB (27) Bölgesi görünür çelik tüketiminin toplamda %3,4 oranında düşmesi beklenmektedir. Avrupa’daki düşüş beklentisine rağmen, en güncel WSA tahminlerine göre, global görünür çelik tüketiminin, 2012 yılı sonunda %3,3 artış göstererek 1,42 milyar ton seviyesine ulaşacağı hesaplanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki tüketimin %4,4, BRIC ülkeleri tüketiminin %4,2 oranında artış göstermesi beklenirken, Türkiye’deki görünür çelik tüketiminin %7,9 büyüyerek 29 milyon ton seviyesini aşması beklenmektedir. Nisan ayı başında, Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanan yeni teşvik paketinde, Türkiye ile AKÇT arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması’nın sınırlayıcı hükümleri sebebiyle, demir çelik sektörüne yönelik herhangi bir teşvik uygulaması yer almadı. Ancak yeni teşvik paketi çerçevesinde, büyük ölçüde ithalat ile karşılanan çelik sektörünün temel girdilerinden demir cevheri, ferro alyaj, koklaşabilir kömür gibi madenlerin yurtiçinde üretimini arttırmaya yönelik yatırımların teşvikten faydalanabileceği anlaşılıyor. Demir çelik sektörünün yeni teşvik paketinden yararlanamaması, özellikle yassı çelik sektöründe, kapasitenin ihtiyacı karşılayabilecek seviyeye gelmiş olması ve rekabetçi bir arz yapısının oluşması da dikkate alınarak, Dahilde İşleme Rejimi uygulamasında yapılacak revizyonlar ile, dış ticaret açığının kapatılmasına yönelik tedbirlerin hayata geçirilebilmesine yönelik ihtiyacı arttırdı. Önümüzdeki aylarda, demir çelik sektörünün büyüme performansını sürdürebilmesi, iç tüketime inşaat sektörünün yaptığı katkıyı, yassı çelik tüketen sanayi kuruluşlarının da yapmasına, Türkiye’de yerli çelik tüketimini teşvik edecek tedbirlerin alınmasına, ülkemize kalitesiz ürünlerin girişinin engellenmesine ve sektörün ihraç piyasalarındaki rekabet gücünün arttırılmasına bağlı olduğu değerlendiriliyor. Ramazan ayının sona ermesiyle, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere, piyasalarda bir miktar talep artışı bekleniyor. Bu durumun, son aylarda hurda fiyatlarındaki artışa karşılık, sıkışık seyrini sürdüren mamul fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin canlanmasına katkıda bulunacağı değerlendiriliyor. Ancak, piyasalardaki talep daralması ve kapasite fazlalığı da dikkate alındığında, çelik sektörünün üretim ve ihracatındaki yükselişin, üreticilerin rekabet güçlerini arttırmaları ile mümkün olabileceği değerlendiriliyor. Yıl sonu itibariyle, Türkiye’nin ham çelik üretiminin, 2011 yılındaki 34.1 milyon tondan, 37 milyon ton seviyesine, ihracatının ise, % 8 civarında artışla, 18.5 milyar dolar düzeyine ulaşması beklenmektedir. Sektörün ciroları %11.7 artarken, bu artışın en önemli nedeni IZMDC’nin ihracatındaki artışın etkisiyle gerçekleşen %62 ciro büyümesi olarak görülmektedir. Sektör cirodaki bu büyümesini FVAÖK’üne yansıtamamış ve operasyonel kârlarda ortalama %41.1 düşüş yaşamıştır. Bu düşüşte en önemli etki EREGL’in enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışından dolayı, FVAÖK’ünde yaşanan %57 (321.4 milyon TL) düşüşten kaynaklanmaktadır. Sektörün net kârı da operasyonel kârlardaki bu erimeden etkilenerek 2012 yılı 2. çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre %61 düşüşten kaynaklanmaktadır. Bu düşüşün en önemli nedeni, EREGL’in net finansal giderinin geçen yıla göre artmasıyla birlikte net kârının 294.1 milyon TL’den 81.7 milyon TL’ye gerilemesidir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster