Girişimciler ve küçük işletmeler resesyondan nasıl korunabilir?

Artık herkesin malumu olan resesyon dünya ekonomisini her geçen gün daha da tedirgin ederken girişimciler ve küçük işletmelerin bu yeni durumla nasıl baş edeceği çözüm bekleyen bir soru olarak karşımıza çıkıyor.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Forbes’tan Bernhard Schroeder’in haberine göre, Pandemi sürecinin sona ermesi bir rahatlama beklentisi yaratmış olsa da yüksek enflasyon ve tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar, tahminlerin aksine bir resesyonun kapıda olduğunu gösteriyor. Ekonominin her kesiminin kendine has bir dikkatle yaklaşması gereken durgunluk dönemlerinde girişimciler ve küçük işletmeler de genel stratejilerinde iş modellerinde bazı hızlı ve kesin ayarlamalara gitmek durumunda kalabiliyor. Aksi bir durumda, resesyon dönemine uygun adımları atmadıysanız, ufukta gerçek ve baş ağrıtan bir sorunla karşılaşma olasılığınız oldukça artacaktır.

Yüzeydeki verilere bakın

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, resesyon, birçok genç girişimci ve şirket lideri için pandemiyle birlikte karşılaşmaları olası en ciddi sorun olabilir. Bu nedenle, girişimcilerin yaklaşan resesyonu gerçek manasıyla görememesi gayet mümkündür. Bakmanız gereken ise en görülebilir olan verilerdir. Yüksek enflasyon, tedarik zinciri sorunları, araç ve konut satışlarındaki yavaşlama, yeni ipoteklerdeki büyük düşüş, büyük şirketlerin işe alımları durdurması hatta toplu işte çıkarma açıklamaları ve piyasalardaki yıkım size içinde bulunduğunuz durumla ilgili zaten çok şey anlatacaktır. Bunlara ek olarak, Procter and Gamble gibi şirketlerin reklam harcamalarında kısıntıya gideceğini açıklaması, işlerin iyiye gitmeden önce daha da kötüleşeceğini size göstermelidir.

Böyle durumlarda yapmanız gereken ilk şey aslında en az üç ya da dört kez resesyon dönemlerini yaşamış ve sağ kalmayı başarmış kişilerle görüşmeniz ve tavsiyelerinize başvurmanızdır. Bunu yaptığınızda muhtemelen size hemen çalışmaya başlamanızı salık vereceklerdir. Hatta Şubat ayının başından itibaren bu çalışmaları yapmanız ve şirketinizin hayatta kalması ve büyümesi için gerekli ayarlamaları çoktan yapmış olmanız gerektiğini söyleyeceklerdir. Bunu yapmadıysanız da paniğe gerek yok. Şirketinizin ayakta kalmasını sağlamak için odaklanarak almanız gereken bazı önemli kararlar bulunuyor.

İlk hedefiniz güçlü bir nakit akışı yaratmak olmalı.

Nakit akışınızı yönetin

Nakit akışı küçük ya da büyük, hemen her şirketin can damarıdır. İster daha agresif bir alacak hesabı çabası içine girin ister satıcılarla anlaşarak bir ödeme planı hazırlayın, bunları yaparken borç hesaplarınızdaki ödeme planına ya da çalışan maliyeti hesaplamalarınıza uyumlu olmasına özen gösterin. İlk hedefinizin işinizde güçlü bir nakit akışı yaratmak olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın.

Maliyetlerinizin kontrolünü elinizde bulundurun

Resesyon öncesi maliyetlerinizi kontrol etmeniz hayati bir öneme sahiptir. Eğer kar amacı güdüyor ve büyümek istiyorsanız, resesyon dönemleri sizin için önemli fırsatlar yaratacaktır. Her şirketin, genel ekonomide bir resesyon beklentisine girildiğinde ilk yapması gereken hamlelerden birinin maliyetlerini yönetmek olduğunu unutmayın.

Hızlı karar alın

İş stratejinizi, iş modelinizi ve gelir projeksiyonlarınızı gözden geçirirken, ilk başta değersiz gözüken küçük kararlar vermekten çekinmeyin. Burada önemli olan hızlı karar vermektir. Bekleyip işlerin daha iyi olacağını varsayıyorsanız bir resesyona hazırlıklı değilsiniz demektir ve şirketiniz muhtemelen bu durgunluğa dayanamayacaktır.

Eğer kar amacı güdüyor ve büyümek istiyorsanız, resesyon dönemleri sizin için önemli fırsatlar yaratacaktır.

İş modelinizi yeniden gözden geçirin ve iş gücü ve kaynaklarınızı gelir üretecek veya gelirlerinizi koruyacak alanlara kaydırın. Bunun için yakın gelecek için reklam harcamalarınızda azaltmaya gidebilir, sosyal medya ya da e-posta yoluyla reklam faaliyetlerinizi yürütmeyi seçebilirsiniz. Unutmayın, resesyon dönemlerinde sağlayacağınız en küçük tasarruf bile size büyük getiriler sağlayabilir.

Düşmanınıza bile danışmaktan çekinmeyin

Hızlı kararlar almak ne kadar önemli olsa, işinizle ilgili büyük çaplı bir değişikliğe gitmek için acele etmemelisiniz. Hızlı karar vermeniz demek mantıksız karar vermeniz demek değildir. Resesyon dönemlerinde yönetim kurulunuza, danışmanlarınıza, ekonomik belirsizlik yaşayan rakiplerinize hatta düşmanlarınıza bile danışmaktan çekinmeyin. Tüm bunları yaparken analizler içinde boğulmamaya da dikkat edin. İlla bir fikir birliği oluşmasını belemeyin. Elde ettiğiniz verileri liderliğinizi kullanarak değerlendirin. Unutmayın birçok şirket böyle kritik dönemlerde tam da hiçbir şey yapmadığı ve hiçbir önlem almadığı için başarısızlığa mahkum oluyor.

Asıl kâbus enflasyon mu resesyon mu?

 

Morgan Stanley'den resesyon açıklaması

 

Piyasalarda resesyon endişesi güçleniyor