İki koçtan ‘limitsiz’ hayatın yolları

10 / 12

---

BANKACILIK VE MÜHEHDİSLİKTEN KOÇLUĞA...

Biraz da Limitsiz Koçluk’tan bahsedelim. Diğer koçlardan farkınız nedir? 

Zeynep Yetkin Yılmaz: Limitsiz Koçluk bizim markamız. Bununla tanınıyoruz. Limitsiz Koçluk doğalı üç yıl oldu. Neden limitsiz diyeceksiniz biz logomuzda limit ve sizi ayrı ayrı yazıyoruz. Aslında koçluk bir döngü bazen aslında limiti biz kendi kendimize koyabiliyoruz. Onun için hem limitsiz olmak ve danışanlarımızı keşfetmeye götürmek hem de kendimizi fark etmek amacımız. 2013 yılında aslında Deniz ile bir araya geldik. Koçluk okulunda tanıştık.

Daha önce ne yapıyordunuz?  

Zeynep Yetkin Yılmaz: Daha önceki kurumsal hayatımda bankacılık yaptım 13 sene kadar. Kurumsal bankacılıkta çalıştım ve yöneticilik yaptım. O dönemde bankada eğitmenlik yapmaya başlamıştım, aslında kişilerin hayatlarına daha fazla dokunabilmek ve o değişime aracılık etmenin bana çok keyif verdiğini farkettim. Öğrenmek beni çok besliyor ve öğrendiklerimi de bir şekilde paylaşmak istiyorum. Bu yüzden radikal bir kararla bankadaki çalışma hayatıma son verdim. Garanti ve HSBC Bank’ta çalıştım. 2012 yılında ayrıldım. Koçluk almaya başladığımda koç olmak yoktu. Ancak koçluk alarak bu yola girdim çünkü biraz da ön yargılıydım koçluk ile ilgili. Koçluk bende öyle bir değişime sebep oldu ki “ bunu yapsam ne kadar güzel olur” dedim. Deniz ile hayallerimizde burada kesişti.

Deniz Hüsrev: Benim hikâyem biraz daha farklı… Kurumsal iş hayatım mühendislik, stratejik planlama ve danışmanlık alanlarındaydı. Endüstri mühendisiyim. Hem Amerika, hem de Türkiye’de çalıştım. Üniversiteyi Amerika’da okudum. Sonrasında havacılık sektöründe işe başladım. Türkiye’ye geldiğimde bir süre Pegasus ile çalıştım. Daha sonra sektör değiştirdim. Eczacıbaşı Yapı Grubunda stratejik planlamada çalıştım. 2013 yılında kurumsal hayatı bıraktım ve mühendis olduğum için çok benzer bir şekilde “bu koçlukta neymiş” diyordum. Daha sonra kendimde deneyimledikten sonra dönüşüm başladı. Bende deneyeyim bir koçluk eğitimi alayım dedim ve sonrasında büyük bir tutku olarak devam etti.

Bu yolculuğa birlikte mi başladınız ayrı ayrı mı? 

Zeynep Yetkin Yılmaz: Birlikte başladık aslında bu yolculuğa. Bireysel koçluğa başladık çünkü akreditasyon sürecinde yapmak zorundasınız. Çünkü bu yapılarak öğrenilen bir iş... Hayallerimiz de çok örtüştü Deniz ile. İkimizde samimiyet, özgürlük ve yaratıcılık değerlerimizi çok ön plana çıkartarak bir iş yapmak istiyorduk. Farkımız ise eğitimlerde ikimiz eş liderlik yapıyoruz. Türkiye’de ise bu bir kişinin eğitim vermesi ile olur. Bundan ise şöyle yararlanıyoruz: Kurumsal hayattaki geçmişlerimiz çok farklı birimiz finansçı birimiz mühendisiz. Bu tecrübelerimizde kurumlarla çalışırken çok değerli... Kişilerin ne yaptığını iyice anlamamız gerekiyor ki onlara koçluk yapabilelim. Burada bir farkımız var. Eğitimleri yepyeni bir şekilde tasarlıyoruz. İşin içinde pozitif psikoloji, doğaçlama var, takım koçluğu teknikleri var onun için minimum teori maksimum uygulama ve interaktive olarak tasarlıyoruz. Çok büyük bir fark bu…

Deniz Hüsrev: Sadece iş hayatlarına değil özel hayatlarına ve bireysel hayatlarına da dokunan taahhütlerle ayrılmalarını destekliyoruz. Ve hep bir harekete geçme eylemi sözü almaya çalışıyoruz. Pratik olmasını istiyoruz. İnsan kaynaklarıyla görüşüyoruz, program tasarlıyorsak yönetimle ayrı görüşüyoruz. O kurumun vizyonu ne, gerçekten ne istiyorlar ve en son noktada mutlaka katılımcılardan bir fikir alıyoruz. Çünkü eğer fayda görmüyorlarsa uygulamıyorlar.

Bazen aslında kişilerin söylemediklerini de duymak, davranışlarından, hal ve tavırlarından ne demek istediklerini aslında duymak önemli çünkü, kurumlara zaman zaman kendimizi çok rahat ifade edemiyoruz. Korkularımız ve endişelerimiz olabiliyor. Onu duyduktan sonra ona göre tasarlıyoruz. Birçok kurum küçülmeye gidiyor, belki kişinin en yakın arkadaşı işten çıkartılıyor o yüzden bunları duyabilmek çok değerli orada.