İki koçtan ‘limitsiz’ hayatın yolları

7 / 12

---

İK PROFESYONELLERİ İÇİN ÇOK ÖZEL BİR ‘ÇATIŞMA EĞİTİMİ’ TASARLADIK

-İnsan kaynaklarıyla çalışıyor musunuz? 

Zeynep Yetkin Yılmaz: Aslında insan kaynakları profesyonellerine tasarladığımız eğitimler de var. İK profesyonelleri için mesela “çatışma yönetimi” var. Onların oturduğu koltuk çok zor bir koltuk, ara bir koltuk. Hem yönetimle hem ekiple çalışmaları gerekiyor. Onlara özel bir çatışma eğitimi tasarladık.

Deniz Hüsrev: Bizim ilk iletişime geçtiğimiz zaten İK oluyor kurumlarda. Aslında pozitif psikoloji başlığı altında bizim işlediğimiz konulardan bir tanesi güçlü yönler... Kişilerin güçlü yönlerini kullanarak yaptığı işlerde hem daha çok başarılı hem de çok daha mutlu oldukları tespit ediliyor. Bu yüzden kurumu bir puzzle olarak görürsek doğru yere yerleştirdiğimiz zaman kurum çok daha fazla verim elde ediyor. Ve bunu en başından beri sağlamak çok değerli… Türkiye’de çok az kurum bu vizyonu hayata geçiyor. Pozitif psikolojiyi ya da koçluğu kültürüne dahil etmiş kurum sayısı çok az maalesef.  

-Hangi sektörler bu vizyonla çalışıyor? 

Zeynep Yetkin Yılmaz: Bankalar, finans sektörü, global firmalar, hızlı tüketim ve perakende firmaları oldukça çok kullanıyorlar. Çünkü bu firmalarda hem rekabet hem de motivasyona çok ihtiyaç var. Satış tarafında yine aynı şekilde perakende de çok kullanılıyor. Kendi iç koçluk sistemini geliştiren firmalar var. Finans sektöründe oldukça ağırlıklı... Burada amaç hep değişime eşlik ederken mutlaka kişilerin harekete geçmelerini sağlamak.

-Sizden bu eğitimleri alanlar ne tür avantajlar sağlıyorlar, almazlarsa ne tür eksiklikler yaşarlar? 

Deniz Hüsrev: Koçluk teklifleriyle eğitimlerini aldıran firmalar var. Bunu kültürlerine dahil ettikleri anlamına gelmiyor. Kitap okuyup bir anda değişemiyoruz, bir eğitim alınca da kurum bir anda değişmiyor. Bu yüzden kültüre dahil etmek çok daha uzun bir süreç. Pozitif psikolojinin altında takdir etme kültürü varsa ve ben bunu performans değerlendirmesine de koyuyorsam ve zorunlu kılıyorsam takdir etmesini bu aslında kültür değişimi değildir.

Zeynep Yetkin Yılmaz: Bir kurum, çalışanına böyle bir yatırım yapıyorsa çalışan bağlılığında kesinlikle bir artış görülüyor. Çünkü bu kişiye yapılan çok özel bir yatırım ve hizmet. Mutlaka o kişide bir yetenek ve gelecek görüyordur ki yatırım yapıyor. Bir taraftan verimlilik artışı tabi ki görüyoruz çünkü hem takımlara hem de üreticilere hem de çalışanın kendisine ve özel hayatına da yansıyor.  

Araştırmalar “mutlu olan kişiler mi daha başarılı, başarılı olan kişiler mi daha mutlu” sorusuna karşılık şu yanıtı veriyor: Tabi ki mutlu olan kişiler daha başarılı. Onun için çalışanları mutlu olan kurumlarda daha başarılı ve daha verimli olunuyor. Bir de kurumlar için sürdürülebilirlik çok önemli. 50 yılı aşkın kaç tane şirket var derseniz çok fazla değil. Sürdürülebilirliği sağlamak kurum vizyonunu geleceğe taşımak değişimi sağlayabilmek adına koçluğun çok büyük hizmetleri var.

Yeni jenerasyon çok fazla ben diyen bir nesil ve onları mutlu etmediğimiz sürece kurumda kalmıyorlar. Eskiden olduğu gibi emekli olana kadar aynı iş yerinde çalışan insanların sayısı giderek azalıyor. Ayrıca çok fazla yetenek kaybı oluyor kurumlarda. Kurum bir kişiye yatırım yapıp geliştiriyor ancak kişi mutlu olmadığı için şirketten ayrılıyor. Aslında global olarak bu böyle. Mesela esnek çalışma saatleri de buna yönelik bir çalışma. Kişilerin daha mobil, haftada bir gün evden çalışmalarına ön ayak olmak gibi... Bunların hepsi çalışan mutluluğunu arttıran faktörler. Ancak laf olsun diye olmaması da çok önemli. Kültür değişimi derken bunu anlatmaya çalıştım.