BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaLeasing-FaktoringYeni kurumlar sektöre girecek----

Yeni kurumlar sektöre girecek

Yeni kurumlar sektöre girecek
09 Mart 2012 - 09:25 www.finansgundem.com

Tevfik Bilgin, önümüzdeki dönemde kredi sigortası sisteminde faaliyet gösteren yeni kurumların sektöre gireceğini söyledi

Büyüme eğilimini sürdüren faktoring sektöründe, bu yıl yabancı sermaye girişinin artarak süreceğini öngördüklerini söyleyen BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, hisse devirlerinde yabancı alıcıların ilgisinin yoğunlaştığını ifade etti
Sektörün pazar payı küçüklüğünün temelde, finansal sisteme erişimde çoğunlukla bankacılık kanalının tercih edilmesinden ve faktoring faaliyetinin yeterince pazarlanamamasından kaynaklandığını belirten Tevfik Bilgin, “Artan rekabet koşulları içinde faktoring şirketleri tarafından sunulan işlemin avantajlarının tanıtılması, hizmet çeşitliliğinin sağlanması ve kalitesinin iyileştirilmesi sektörün işlem hacminin artırılmasında büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
Sektörde yabancı sermaye girişinde geçen yıl olduğu gibi artış beklediklerini vurgulayan BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, faktoring şirketi kuruluşuna yönelik başvuruların artığını ve hisse devirlerinde yabancı alıcıların ilgisinin yoğun olduğunu dile getirdi. Bu durumun günümüzde faktoring sektörünün gerek yerli gerekse yabancı yatırımcılar tarafından kâr yaratma potansiyeli ile cazip bulunduğunun göstergesi olduğunu belirten Bilgin, 2011 yılında büyüme eğilimini sürdüren faktoring sektörünün bu beklentiler de dikkate alındığında, 2012 yılında da büyümeye devam etmesinin öngörüldüğünü kaydetti. Bilgin, “Ancak, söz konusu büyüme eğiliminin sürdürülebilir olması ve bahsi geçen fırsatların faktoring şirketleri tarafından mali bünyelerine uygun olarak değerlendirilebilmesi gerekiyor. Bunun için sektörün önümüzdeki dönem öncelikli hedefi; risk analiz sistemlerinin geliştirilmesi ve buna yönelik altyapı yatırımlarının bir an önce yapılması olmalı” diye konuştu.
Ekonomik kriz sonucu ortaya çıkması muhtemel bir küresel durgunluğun Türkiye’nin dış ticaret dengesinin düzelme sürecini sekteye uğratma ihtimali olduğuna dikkat çeken Tevfik Bilgin, buna karşı piyasalarda likidite ihtiyacının karşılanmasına yönelik politikalar izlendiğini ifade etti. Bu noktada, faktoring şirketleri tarafından küçük ve orta ölçekli işletmelere fon sağlanarak piyasaların likidite ihtiyacının karşılanması için ulusal ekonomiye katkı sağlanmasının beklendiğini söyleyen Bilgin, “Aynı zamanda, Temmuz 2012'de bankalar tarafından BASEL II'ye tamamen uyumlu sermaye yeterliliği standart rasyosu hesaplamalarına başlanacak. Söz konusu yeni düzenleme ile bankaların mevcut sermaye yeterliliği standart rasyosunun etkilenmesi bekleniyor. Bu durumun, alternatif finansman imkânı sunan faktoring sektörüne olumlu yansıyacağı düşünülüyor” dedi.
“Sektör, hızlı büyüme
eğilimini sürdürüyor”
Faktoring sektörünün hızlı büyüme eğilimini sürdürdüğünü vurgulayan Tevfik Bilgin, bu durumun, sektörün gelişim potansiyelini ortaya koyduğunu kaydetti. “Kurumumuz tarafından uygulamaya konulan mevcut düzenlemeler vasıtasıyla sektörün hukuki altyapısı iyileştirilerek, sektörde kurumsallaşma anlamında ilerleme kaydedildi” diyen Bilgin, bu ilerlemenin sektör gelişimine ve şirket sayılarına da yansıdığını dile getirdi. 2005 yılı sonunda 88 faktoring şirketinin gözetim ve denetiminin Hazine Müsteşarlığı’ndan BDDK’ya devredildiğini belirten Bilgin, bugün itibarıyla 74 faktoring şirketinin sektörde faaliyet gösterdiği bilgisini verdi. Türkiye’deki faktoring şirketi sayısının pek çok gelişmiş ülkenin oldukça üzerinde olduğuna dikkat çeken Bilgin, sektörün finansal sistem içindeki payının ise halen istenilen seviyeye ulaşamadığını ifade etti. Sektörün pazar payı küçüklüğünün temelde, finansal sisteme erişimde çoğunlukla bankacılık kanalının tercih edilmesinden ve faktoring faaliyetinin yeterince pazarlanamamasından kaynaklandığını aktaran Bilgin, “Artan rekabet koşulları içinde faktoring şirketleri tarafından sunulan işlemin avantajlarının tanıtılması, hizmet çeşitliliğinin sağlanması ve kalitesinin iyileştirilmesi sektörün işlem hacminin artırılmasında büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
“Kurumumuzca finansal kuruluş olarak tanımlanan faktoring şirketleri vergi kanunlarında finansal kuruluş olarak kabul edilmiyor” diyen Tevfik Bilgin, faktoring şirketlerince faktoring alacaklarına ilişkin olarak ayrılan karşılıkların vergi matrahından indirilememesi başta olmak üzere, diğer finansal kuruluşlardan farklı vergi uygulamalarının sektörün gelişimini engellediğini aktardı. Bu sorunların sektör tarafından sıkça dile getirildiğine dikkat çeken Bilgin, sektörün finansal kuruluşların tabi olduğu vergisel istisna ve muafiyetlerin faktoring şirketlerine de uygulanmasını talep ettiğinin altını çizdi. Bununla birlikte, sektörün vergi ve diğer parasal yükümlülüklere ilişkin sorunlarının çözümünün Maliye Bakanlığının yetki ve sorumluluğunda bulunduğunu belirten Bilgin, şöyle devam etti: “Mali yükümlülüklerin azaltılması ve benzer faaliyetlerde bulunan kuruluşlara eşit vergi uygulanması gerektiği düşünülüyor. Bu sorunların çözümü noktasında Kurumumuz sektör ile Maliye Bakanlığı arasında köprü vazifesini üstlenmeye hazır. Sektörün sorunlarının giderilebilmesine yönelik girişimlerimiz neticesinde TCMB risk merkezinden faktoring şirketleri tarafından bilgi teminine olanak sağlandı.”
Kredi sigortası sisteminin Türkiye’de henüz gelişmemiş olduğunu söyleyen Tevfik Bilgin, faktoring uygulamaları ile düzenlemelerinde bulunan bazı yöntemlerin kambiyo ve ithalat mevzuatlarında yer almadığını dile getirdi. Bu nedenlerle Avrupa ülkelerinde yaygın bir şekilde kullanılan ithalat faktoring işleminin, Türkiye’de yeterince gelişemediğinin sektör tarafından gündeme getirildiğini vurgulayan Bilgin, önümüzdeki dönemde kredi sigortası sisteminde faaliyet gösteren yeni kurumların sektöre girmesiyle birlikte sistemin işlerlik kazanmasının beklendiğini aktardı. Böylece yurtiçi ve yurtdışı faktoring hacminin de artmasının öngörüldüğünü belirten Bilgin, konuya ilişkin kambiyo mevzuatındaki kısıtlamaların da gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. “Bu konuda Kurumumuz sektör ile ilgili kuruluşlar arasında bilgi akışı ve işbirliği konusunda her türlü desteği sağlayacak” diyen Bilgin, “Sektörün tarafımıza iletilen beklentileri, sorunları ve görüşleri büyük bir dikkat ve titizlikle değerlendiriliyor. 28 Nisan 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan ve yasalaşması halinde sektörün mevcut sorunlarının çözülmesine fayda sağlayacağı beklenen Kanun Taslağında da Faktoring Derneği aracılığıyla tarafımıza iletilen görüşler dikkate alındı” dedi.
“Krize karşı faktoring sağlıklı
bir şekilde işlemeli”
Avrupa ve Amerika’da düşük büyüme performansıyla derinleşen borç krizinin küresel ekonomik aktivitenin yavaşlamasına ve yaygın bir durgunluk olasılığına neden olduğuna değinen Tevfik Bilgin, gelişmiş ekonomilerin içinde bulundukları bu olumsuz tabloya karşın Türkiye ekonomisinin, kriz sonrasında gelişmiş ekonomilere kıyasla güçlü bir büyüme performansı sergilediğini dile getirdi. Ancak küresel durgunluk riskine bağlı olarak zayıflaması muhtemel olan dış talebin olası etkileri ile karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Bilgin, şunları ekledi: “Söz konusu küresel konjonktür altında ülke ekonomilerinin etkinliği ve olası krizlere karşı esnekliğinin artması gerekiyor. Bu açıdan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların tamamına yakınını oluşturduğu Türkiye gibi ülkelerde, banka kredilerine alternatif olarak kolay erişilebilir bir yatırım finansmanı tekniği olan faktoringin sağlıklı şekilde işlemesi büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Dünya

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)