BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaYaşam-MagazinTürk turistin gözünden korona virüs salgını----

Türk turistin gözünden korona virüs salgını

Türk turistin gözünden korona virüs salgını
07 Şubat 2020 - 10:29 www.finansgundem.com

Çin’de yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan korona virüs krizinden Çin ana karası dışında en fazla etkilenen bölgelerin başında Hong Kong ve Makau geliyor.

euronews'ten Enis Günaydın haberinde salgın döneminde Çin gözlemlerini aktarıyor. "Ekim ayında planlamaya başladığım Hong Kong gezisinin böyle bir salgın ile aynı döneme denk geleceğini bilmem mümkün değildi. Hızla yayılan yanlış haberler ve halkın panik durumu, belki de çok az sayıda turistin yaşayabileceği bir deneyimi bana sundu."

Hong Kong ve Makau, Çin mi?

Öncelikle iki bölgenin de her ne kadar Pekin’e bağlı olsalar da birçok konuda ayrı birer ülke gibi davrandığını belirtmem gerek. Örneğin Çin’den fiziki sınırlarla ayrılan Hong Kong ve Makau’ya girmek isteyen Çin vatandaşlarının, bunun için özel izin, yani vize almaları gerekiyor.

korona virüs krizi, Hong Kong’da zaten uzun süredir var olan Çin karşıtlığını daha fazla körükleyen etkenlerden biri haline gelmiş. Virüsün bölgede yayılmasını istemeyen çok sayıda Hong Konglu sağlık çalışanı, sınırların tamamen kapatılması için Pekin yanlısı hükümete baskıda bulunuyor.

Öksüren adamdan kaçışan Hong Konglular

Bir hafta süren Hong Kong ziyaretim sırasında ilk karşılaştığım sahnelerden biri, öksüren bir adamdan yaklaşık 10 metre uzakta olmalarına rağmen koşarak uzaklaşan maskeli Hong Konglular oldu.

2003 yılında yaşanan ölümcül SARS salgını hafızalardaki yerini korurken, Hong Kong halkı korona virüs salgınına çok temkinli yaklaşıyor. Caddelerde maske takmayan sayılı kişiler, ya evsizlerden ya da duruma benim gibi hazırlıksız yakalanan yabancılardan oluşuyor.

Salgından korunmanın elzem bir parçası olduğu düşünüldüğü için maskelere çok fazla talep var. Bu nedenle tüm büyük eczane zincirlerinin kapısında “Maskelerimiz tükenmiştir” yazısı görülebiliyor. Karaborsaya düşen maskelerin bir kutusu fahiş fiyatlara alıcı bulabiliyor.

Maskem olmadığı için çoğu yerde ve özellikle toplu taşıtlarda Hong Kongluların yargılayıcı bakışlarıyla karşı karşıya kaldım. Zira maskeler, giyen kişiyi etrafındakilere karşı değil daha çok etrafındakileri onun hastalığına karşı koruyor.

Bu gerçeğin farkında olan Hong Konglular, dışarıya da mümkün olduğunca çıkmamaya çalışıyor. Dünyada metrekare başına en yoğun nüfusun bulunduğu mahallelerden biri olan Mong Kok'ta bile caddeler, tarihinin belki de ıssız dönemlerinden birini yaşıyor.

Krizin daha süreciğini bilen çok sayıda kişi, evlerine yiyecek stoğu da yapıyor. Son günlerde marketlerde bazı gıda ve temizlik ürünlerinin kalmadığı raflar, sıradan bir manzara haline gelmiş.

Makau’da yabancıya maske yok

Çin etkisinin daha fazla hissedildiği Makau’da ise, Çin turistlerin gelmemesi nedeniyle boşalan sokaklarda maskesiz birini görmek Hong Kong’a oranla çok daha zor.

Bunun farkında olduğum için ben de daha önce taktığım tek kullanımlık maskeyi yeniden çıkararak gezime öyle devam ediyorum.

Tüm Makau ziyaretim boyunca karşılaştığım maske takmayan tek çifte, polisin kimlik kontrolü yapıyor olması tesadüf gibi durmuyor. Şehrin birçok noktasında maske takılması konusunda kent sakinlerine ve turistlere uyarılar yapılıyor.

Makau’da, Hong Kong’un aksine maske stokları tamamen tükenmemiş. Fırsattan istifade ederek girdiğim bir maske kuyruğunda birkaç dakika bekledikten sonra eczacının sorgulayan bakışlarıyla karşılaşıyorum. Benden Makau oturum kartı isteyen eczacı, turist olduğumu öğrenince bana maske satamayacağını söylüyor.

Daha sonra gezdiğim devasa gazino ve alış veriş merkezlerindeki mağazalarsa kelimenin tam anlamıyla "sinek avlıyor". Normalde Çinli müşterilerle kaynayan alış veriş merkezlerinde iki elin parmağını geçmeyecek kadar turist bulunuyor.

Makau yönetimi, bu nedenle salı günü gazinoların 15 gün boyunca kapatılmasına karar verdi.

Virüsün yayılmasını engellemek için her türlü önlem

2003 SARS salgınından ders alan Hong Konglular, korona virüs krizini de aynı titizlikle karşılıyor. Örneğin binlerce kişinin yaşadığı gökdelenlerde ortak alanlar her 4 saatte bir, asansörlerse 2 saatte bir dezenfekte ediliyor.

Bölgede ayrıca 23 Ocak’ta başlayan Çin Yeni Yılı tatili, okullar için mart ayına kadar uzatıldı. Neredeyse tüm şirketler çalışanlarını evden çalışmaya davet ediyor. Ayrıca çalışanlarını farklı gruplara bölerek, aynı gruptan olmayan iş arkadaşlarının birbirleriyle fiziksel olarak görüşmelerini yasaklayan firmalar da var.

Virüsten daha korkutucu bir gerçek

Tüm dünyanın bir numaralı gündemine oturan korona virüs salgını, bu tarz sağlık krizlerinde daha büyük tehlikenin dezenformasyon olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Yalan haberler ve komplo teorileri, tüm dünyaya korona virüsten çok daha hızlı bir şekilde yayıldı. SARS ile MERS'e oranla düşük ve grip hastalığına yakın bir ölüm oranına sahip olan korona virüs hakkında haberler, bazılarınca adeta "dünyanın sonunu getirdiği" şeklinde paylaşıldı.

Durum böyle olunca, ben de virüsten daha çok insanların bu konudaki algısından korkar hale geldim. Her sabah uyandığımda, Çin'e oranla çok daha az vakanın görüldüğü Hong Kong'a uçuşların iptal edilip edilmediğini kontrol eder oldum.

Neyse ki uçuşlar iptal olmadı ve benzersiz bir haftalık gezimin ardından eve dönebildim.

Son verilere göre yaklaşık 7,4 milyon nüfusa sahip Hong Kong'da 24 onaylı korona virüs vakası, Makau'da ise 10 vaka bulunuyor. Çin dışında korona virüse bağlı ikinci ölümse Filipinlerden sonra Hong Kong'da gerçekleşti.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)