BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaPiyasalarda tedirginlik artıyor----

Piyasalarda tedirginlik artıyor

Piyasalarda tedirginlik artıyor
10 Haziran 2013 - 16:14 www.finansgundem.com

Faiz lobisi ve bankaları hedef alan söylem, piyasalar ve ekonomik istikrar açısından tedirginlik yaratıyor

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sermaye piyasalarındaki sert satışların arkasında "faiz lobisinin" olduğu yönündeki açıklamaları, bankaları bu lobinin bir parçası olarak nitelemesi ve devlet bankalarına yönlendirme yapmasının yanı sıra siyasi söyleminde yumuşama olmaması, piyasalar ve ekonomik istikrar açısından tedirginlik yaratıyor.
Gezi Parkı protestolarının siyasi tansiyonu artırmasıyla Borsa İstanbul 100 endeksi geçen hafta yüzde 9'a yakın değer kaybetti. Gösterge tahvilin bileşik faizi 31 Mayıs Cuma günü kapanışına göre yaklaşık 87 baz puan yükselişle geçen hafta yüzde 6.94, 10 yıllık 8 Mart 2023 itfalı tahvilin bileşik faizi de yaklaşık 91 baz puanlık yükselişle yüzde 7.75'e kadar yükseldi.
Türkiye'deki siyasi tansiyonun piyasaları olumsuz etkilediğini ancak ABD'nin tahvil alımlarını azaltacağı beklentileri nedeniyle gelişmekte olan piyasalardan küresel düzeyde çıkışların olduğunu hatırlatan Radikal Gazetesi yazarı Uğur Gürses, bugünkü köşe yazısında, "Uluslararası konjonktürde bozulan havayı da dikkate alıp Ankara’nın bir an önce şu 'faiz lobisi' fobisini bırakıp, çatışmacı havadan çıkması gerekiyor. Yoksa ekonomiye kısa vadede en büyük hasarı bizatihi çatışmacı siyaset, söylem ve yönetim hataları getirmiş olacak" dedi.
"YABANCI YATIRIMCI BUNLARA İTİBAR ETMEZ"
Merkez Bankası verilerine göre, yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki devlet iç borçlanma senedi (DİBS) portföyü, 31 Mayıs itibariyle 67.16 milyar dolar; hisse portföyü ise aynı tarih itibariyle 74.76 milyar dolar oldu. Yurtiçi ve yurtdışında yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku 31 Mayıs itibariyle nominal olarak 212.9 milyar dolar, piyasa değeri itibariyle 238.7 milyar dolar seviyesinde.
Reuters’a değerlendirmelerde bulunan üst düzey bir bankacı, "Bu açıklamalar genellikle borsanın düştüğü veya faizlerin yükseldiği dönemlerde oluyor. Nedense faizler düşerken faiz lobisinden bahsedilmiyordu. Bu kadar para gelirken faiz lobisi - eğer öyle bir şey varsa- neredeydi? Bunlar dikkati başka yerlere çekmek için yapılan siyasi taktikler ve bunu yıllardır her yatırımcı öğrendi. En önemlisi, Türkiye'ye bu kadar çok paranın ve özellikle bonolara geldiği donemde, henüz hiç bir çıkış olmamışken 'faiz lobisi' faizleri yükseltip kendini ayağından mi vurdu? Böyle bir şey olabilir mi? Ama bunu sokaktaki halka anlatamazsınız, miting meydanındaki insana suçluyu işaret edince o halk bunu sorgulamaz" dedi ve şöyle ekledi:
"Yabancı yatırımcılar bu açıklamalara pek itibar etmez. Getiri ya da getiri potansiyeli görürlerse alırlar, görmezlerse satarlar. Sadece Erdoğan değil, benzer baksa ülke politikacıları da zaman zaman bankacıları, trader'ları ve fiktif olan lobileri suçlarlar. Bu tur konuşmalar genellikle yurtiçi tribünlere olur dışarısı görmezden gelir. Ama eğer bunun dozu artar ve bu retoriğin sonunda çeşitli önlemlerin geleceği beklentisi doğarsa yatırımcıların gideceği başka birçok alternatif ülke ve pazar var.
KAMU BANKALARINA YÖNLENDİRME
Erdoğan'ın ekonomiye dönük açıklamaları içinde en tehlikeli olanın devlet bankalarına yönlendirme yapması olduğunu belirten Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Ümit Özlale ise "En tehlikeli açıklamanın devlet bankalarına yönlendirme olduğunu düşünüyorum. Erdoğan, toplumun önemli bir bölümünden gelen açıklamalar karşısında milli görüş kabuğuna geri döndü ve bu görüşlerinin ardında sürdürülebilir bir ekonomik model yok. Başbakan, daha ılımlı açıklamalar yapan Gül ve Arınç'ı da piyasaları da dinlemiyor. Bu açıklamaların sürmesi bir kar topu etkisi yaratarak piyasaları çok daha kötü noktalara götürebilir" dedi.
Toplam 50 bankadan oluşan Türk bankacılık sisteminin aktif büyüklüğü 1.44 trilyon lira seviyesinde bulunuyor. Sektörde 3 kamu bankası, 4 katılım bankası faaliyet gösteriyor. Ayrıca kamu bankalarının 2 yeni katılım bankası kurması yönündeki çalışmalar da devam ediyor. Toplam 3 kamu bankası, aktif büyüklüğüne göre Türk bankacılık sektörünün yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor.
Erdoğan'ın halkı kamu bankalarına yönlendirmesi, Faiz lobisi söylemi ve Garanti Bankası'nın hedef alan açıklamalarını "dozu aşan ve kutuplaştırıcı" olarak değerlendiren üst düzey bir bankacı, yine Reuters'a şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bankalar birkaç aylık mevduat tabanı ile 10 yıllık konut kredisi veriyor. Dolayısıyla bankalar faiz riski taşıyorlar. Erdoğan'ın bu açıklamaları sadece kendi tabanını bir arada tutmak ve kemikleştirmek için yaptığını düşünüyorum. Bu açıklamaların ardından rasyonel bir görüş bulunmuyor. Ancak ekonomiden daha önemlisi Türkiye bir demokrasi sınavı veriyor ve bütün bunlara toplumsal ve sosyolojik açıdan bakmak gerekiyor."
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)