BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkÖzince: Finans piyasalarında kaynak fazlalığı var----

Özince: Finans piyasalarında kaynak fazlalığı var

Özince: Finans piyasalarında kaynak fazlalığı var
26 Eylül 2017 - 11:40 www.finansgundem.com

Türkiye Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince finans piyasalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, uluslararası finans piyasalarında kaynak fazlalığı olduğunu söyledi.

Dünya ekonomisi denince konuya en azından orta vadeli bakmak gerektiğini belirten Özince, “FED’in kısa vadeye ait politikaları dünya ekonomisini, finansal piyasalar likiditesini, finansal piyasalar fiyatlaması açısından etkilese bile orta vadede dünya ekonomisini, dünya ticaret hacmini ve dünya insanının refahıyla ilgili gelişmeleri kısa vadeli parasal politikalardan çok sosyal, siyasi ve teknolojik gelişmelerin etkileyeceğini düşünüyorum” dedi.

Milliyet'ten Kadife Şahin'in haberine göre, FED’in kısa vadeli politikalarının şu anda Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından mevcut dengeleri çok fazla değiştirmeyeceğini ifade eden Özince, “Bugün dünyada ciddi bir finansal piyasalar kaynak fazlalığı söz konusu. Bunun bir çok nedenleri var ama şu ya da bu nedenle hatta FED politikasından çok daha reel ve etkili olan siyasal ve uluslararası ticarete dair, ekonomik siyasal nedenlerle dahi bu dünya finansal dengelerinin çok fazla bozulmadığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

Dünya arzla büyüyor...

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince şöyle konuştu:

“Örneğin ülkemiz. Siyasi açıdan çok ciddi sorunların yaşandığı bir bölgede. Ama buna karşın ihtiyaçlarını çok da kötü olmayan bir şekilde, bilhassa da çok revaçta olan borçla büyüme ihtiyaçlarını görebiliyor. Ülkemiz de bu konuda tek değil. Bu bizim ülkemiz açısından da Çin, Hindistan ve Arjantin açısından da böyle.

Arada bir takım tıkanmalar oluyor ama gelgitler arasında dünya ekonomisi kaynak fazlasını gelişmekte olan piyasalara aktarmaya devam ediyor. Risk faktörleri daha iyi ölçülmeye çalışılsa da fiyatlamayla devam ediyor. Dünya ekonomisi arz kaynaklı bir süreci yaşamaya devam ediyor. Dünya özellikle, üretimi de konsolide olmaya devam ediyor. Bunda da son tahlilde yarar olduğunu düşünüyorum. Kısacası FED gibi vesaire politikalar evet bunlar vardır ama her zaman ileri sürdüğüm gibi bunlar para yöneticilerini kısa vadede etkileyen durumlardır.

Ekonomimiz bu ortamdan nasıl etkileniyor?

Dünya ticareti geliştikçe Türkiye konumundaki ülkelerin ekonomisinin özellikle nicelik açısından etkileşiminin olumlu olduğunu, olumlu sürdüğünü izlemeye devam ediyoruz. Türkiye ekonomisinin çok daha iyi sayılacağı 2007 - 2008 öncesi dönemde biz bir üçüncü Boğaziçi Köprüsü’nün ya da Körfez geçiş projesinin finanse edilip edilemeyeceğini bugünkü kadar net göremezdik. Türkiye’deki bir takım özellikle makul fizibilite gösterebilecek kamu ağırlıklı projelerin finanse edilebileceğini düşünüyorum.

Örneğin Çanakkale geçişi. Yani biz bunu çok daha sağlıklı gördüğümüz yıllarda düşünemezdik bile. Neden, şimdi ne değişti? Birincisi 2008’de dünya piyasalarında görülen ve gelişmiş piyasaların finansal tutarlılığının sorgulanmasıyla sonuçlanan kriz dünyaya öyle bir şey gösterdi ki gelişmekte olan piyasalardaki süreç daha da hızlandı. Dünya ekonomisinde gelişmekte olan ülkelerin inisiyatifleri daha öne çıkma imkanı buldu. Türkiye açısından da bunun devam edeceğini düşünüyorum.

‘Sosyal görevimizi sürdüreceğiz’

İş Bankası Grubu nasıl devam edecek?

İş Bankası Grubu, bir Cumhuriyet kurumu, bir çok ortaklı kolektif sermaye grubudur. Bununla bağdaşık olgunlaşan, gelişen bir grup olmak durumundadır. İş Bankası Grubu’nun en gurur duyduğu ve sürdürmeye taahhütkar olduğu husus budur.

Türkiye Cumhuriyeti var oldukça Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi ve ekonomik bağımsızlığı doğrultusunda tavır koyacak ve politikalar izleyecektir. Bunu da kolektif sermaye yapısıyla, yüzbinlerle ifade edilen sermaye yapısıyla yapacak. İş Bankası’nın son 10 - 15 yıllık geçmişinde benim şahit olduğum geçmişinde 500 bin ile 700 bin civarında hissedarının olduğu dönemi yaşıyoruz. Burası çok ilginç bir modeldir.

Bu modeli de başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kurucuları arzu etmiştir. Görevimiz ve tavrımız bunun geliştirilerek sürdürülmesidir. Bunun dışında şu alana gireceğiz, şunu yapacağız, dünyanın ilk 100’üne, ilk 50’sine gireceğiz gibi şeyler daha farklı, kısa vadeli maddi politikalardır.

Bizim açımızdan önemli olan bu tüzel kişiliğin sosyal görevini sürdürebilmektir her şeyden önce.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)