BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemKorona virüsün yayılma hızı mutasyonla artıyor mu?----

Korona virüsün yayılma hızı mutasyonla artıyor mu?

Korona virüsün yayılma hızı mutasyonla artıyor mu?
19 Temmuz 2020 - 16:13 www.finansgundem.com

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsün mutasyon süreci bilim adamlarının gündeminde. Virüs mutasyonla birlikte daha bulaşıcı hale gelmiş olabilir

Şu anda dünyayı tehdit eden korona virüs, Çin'de ortaya çıkan ilk halinden biraz farklı. Resmi adı Sars-Cov-2 olan ve dünya genelinde büyük darbe vurmayan virüs mutasyon geçiriyor.

Ancak bilim insanları, binlerce mutasyon ya da virüsün genetik materyalinde değişiklik belirlerken, şu ana dek sadece birinin bir olasılıkla virüsün davranışını değiştirebileceği belirtiliyor.

Burada hayati sorular; bu virüsü insanlarda daha bulaşıcı ya da ölümcül bir hale getirebilir mi ve bu gelecekte bulunabilecek bir aşının başarısını tehdit edebilir mi?

Aslında korona virüs, grip gibi virüslere kıyasla çok yavaş değişiyor. Nüfustaki görece düşük düzeylerde bağışıklık, aşı ve çok etkin bir tedavi olmaması nedeniyle, virüsün üzerinde kendini adapte etme baskısı yok. Şu anki haliye zaten dolaşımda kalabiliyor.

Vuhan'da başlayan salgından bir süre sonra, muhtemelen İtalya'da virüsün hücrelerimize girmek için kullandığı "dikenlerini" oluşturan proteinde görülen ve D614G adı verilen kayda değer bir mutasyon görüldü. Şimdi dünyadaki virüs numunelerinin yüzde 97'sinde söz konusu.

Evrimsel avantaj

Burada soru, bu mutasyonun yoğun görülmesinin, virüse bir avantaj sağlayıp sağlamadığı.
Virüslerin öyle büyük planları yok. Sürekli mutasyon geçirirler ve bazı değişiklikler üremelerine yardımcı olurken, bazıları engeller. Diğerlerinin ise herhangi bir etkisi olmaz. UCL'den Dr. Lucy van Dormp "Virüsün kendini kopyalamasının bir yan ürünü" diyor.

Ortaya çıkan bu mutasyonun yaygın görülmesinin nedeni, salgının başlangıcında ortaya çıkıp, yayılması olabilir.

Dr van Dorp ve ekibine göre yaygın görülmesinin nedeni büyük ihtimalle bu. Ancak bu görüş giderek daha tartışmalı bir hal alıyor.

Virologların önemli bir kısmı, Sheffield Üniversitesi'nden Dr.Thushan da Silva gibi, virüsün bu versiyonunun, bir önceki haline kıyasla evrimsel bir avantajı bulunduğunu söylemek için erken olduğu görüşünde.

Da Silva, "daha bulaşıcı" olduğunu söyleyebilmek için çok erken olduğunu, ancak "etkisiz olmadığı" konusunda de emin olduğunu söylüyor.

Florida'daki Scripps Üniversitesi'nden Profesörler Hyeryun Choe ve Michael Farzan, laboratuvar koşullarında, mutasyona uğramış virüsün, uğramamışlara kıyasla insan hücrelerine girmekte daha iyi olduğunu belirtiyor.

Diken proteinindeki değişiklikler, virüsün hücreye daha iyi yapışıp, daha iyi ve etkin faaliyet göstermesini sağladığını vurguluyorlar. Ama çizgiyi de tam buraya çekiyorlar.

Prof Farzan, bu virüslerdeki diken proteinlerinde "daha büyük bulaşıcılıkla uyumlu bir değişiklik görüldüğünü" ancak bunun kanıtlanmadığını vurguluyor.

Laboratuvar sonuçları

New York Üniversitesi'ndeki Gen Teknoloji Merkezi'nde gen değiştirme teknolojisi Crispr üzerinde çalışan Prof. Neville Sanjana, bir adım daha öteye gitti.

Ekibi virüsteki protein dikenindeki mutasyonu gerçekleştirdi ve insan dokusu hücrelerinde, Vuhan salgınında görülen virüsle kıyasladı. Sanjana, en azından laboratuvar ortamında mutasyona uğramış virüsün, orijinal virüse kıyasla daha bulaşıcı olduğuna inanıyor.

Ancak Dr. van Dorp bunun gerçek hastalara bulaşma konusunda ne kadar anlamlı olacağının net olmadığını vurguluyor.

Prof. Farzan ise kayda değer biyolojik farklılıkların, mutasyona uğramış hücrelerin yayılmakta daha başarılı olduğu görüşünü desteklediğini vurguluyor.

Laboratuvar ortamı dışında, bu mutasyonun insanlarda daha bulaşıcı olduğunu gösteren, doğrudan olmayan kanıtlar var. İki çalışma, mutasyona uğramış virüsü kapan hastalardaki virüs yükünün daha fazla olduğu sonucuna vardı. Bu da daha bulaşıcı olduklarını gösteriyor olabilir.

Ancak bu virüsü kapanların hastalığı daha ağır geçirdiği ya da hastanede daha uzun kaldıklarına yönelik bir kanıt bulamadılar.

Genel olarak, virüsün daha bulaşıcı olması daha ölümcül olduğu anlamına gelmiyor. Aslında bunun tam tersi doğru. Korona virüsün hastalığı daha hafif ya da ağır geçirtecek şekilde mutasyona uğradığı yönünde bir kanıt yok.

Üsteli, virüs yükü de virüsün sadece bir kişiye nasıl geçtiğine işaret eden bir gösterge. Diğerlerine bulaşmada ne kadar etkin olduğunu açıklamıyor.

Mutasyon, salgının kendisi oldu

Nüfusa bir bütün olarak bakıldığında, virüsün daha bulaşıcı ya da daha az bulaşıcı olduğunu gözlemlemek zor. Salgının güzergahı, karantina gibi müdahalelerle büyük değişikliğe uğratıldı.

Ancak uzmanlar, mutasyona uğramış virüsün Çin de dahil olmak üzere, her yerde daha hâkim gibi göründüğünü ve orijinal versiyona göre insandan insana geçişte daha iyi olduğunu belirtiyor. Her iki versiyonun da dolaşımda olduğu yerlerde, mutasyona uğramış hali hâkim oldu.

Aslında D614G versiyonu artık o kadar yaygın ki, salgının kendisi oldu.

Geliştirilen aşıların çoğu, dikenin başka bir bölgesine odaklanıyor ve bu mutasyonun şu anda aşı çalışmalarına bir etkisi olmaması bekleniyor. Yeni virüsün antikorlara karşı duyarlı olduğu yönünde bazı kanıtlar da var. (BBC Türkçe)

İngiltere’nin en uzun süre korona virüs tedavisi gören hastası iyileşti

 

Dünya genelinde koronavirüs bilançosu: Can kaybı 604 bin 963’e yükseldi

 

İran'da salgın nedeniyle son 24 saatte 209 kişi öldü

 

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)