BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiKomşu'ya 'Düyun-u Umumiye' dayatması----

Komşu'ya 'Düyun-u Umumiye' dayatması

Komşu'ya 'Düyun-u Umumiye' dayatması
13 Temmuz 2015 - 06:43 www.finansgundem.com

...Haberlere bakılırsa bir nevi, Osmanlı'nın 19 yüzyıl sonlarında uygulamak zorunda kaldığı Düyun-u Umumiye yönetimi önerilmiş

Yunanistan'ın sunduğu yeni öneriler Euro Bölgesi Maliye Bakanları toplantısında yetersiz bulunurken Euro Bölgesi liderler zirvesi Yunanistan'ın kaderini görüşüyor. Uğur Gürses, Hürriyet'teki yazısında Yunanistan'a dayatılan şartları, Osmanlı'nın son döneminde uygulamaya zorlandığı Düyun-u Umumiye'ye benzetti. 

İşte Gürses'in o yazısı: 

Cumartesi işler karıştı. Yunanistan, kreditör Troyka'nın kendisinden istediği programı teklif olarak sunmasına rağmen, hemen kabul alamadı. Yetersiz bulundu.
Görünen şu; önce reddettiğinden daha sıkı bir programı kendisinin teklif olarak getirmesi istenen Yunanistan, şimdi de yeni mali yardımı alabilmesi için yokuşa sürülüyor; bu teklifle, taahhüt ettiklerini açık bir takvim çerçevesinde, ön yüklemeli adımlarla peşinen yapması ve sağlam güvenceleri sağlaması isteniyor.
Bunun için muhtemelen, 2001'de krizle çökmüş Türkiye'nin daha da çökmeden IMF yardımı alabilmesi için Meclis'ten "15 günde 15 yasa" çıkarmasına benzer bir ön koşul Yunanistan'ın önüne konuluyor.
Cumartesi günü basına sızan iki haber vardı; Biri, Troyka raporu olduğu iddia edilen raporda, IMF raporunda 53 milyar euro finansman ihtiyacı olduğu hesaplanan Yunanistan'ın aslında 74 milyar euroya ihtiyaç duyduğu tablolaştırılmıştı. Peki, neden 20 milyar artmıştı? Bankalar çökmüştü. Yılbaşından bu yana çekilen para 45 milyar euroyu geçti. Kredilerdeki batık da yüzde 30'u geçti. Bu yüzden bankacılık kesimine ilave sermaye konulması şarttı.
Diğeri de Alman hükümeti içinde dahili bir not olarak hazırlandığı iddia edilen belge ortaya çıktı; ya Yunanistan 50 milyar euroluk teminat verecekti ve siyasetten ayrı sıkı bir idari yapı kurulacaktı, ya da 5 yıl süre ile geçici olarak euro dışında tutularak borçlarının yeniden yapılandırılması seçilecekti.

Bir nevi Düyun-u Umumiye

İyi de Yunanistan neyi teminat olarak verecekti? İstenen şuydu; özelleştirilecek şirketlerin hisseleri önce Lüksemburg'daki Büyüme Fonu'na devredilecek, özelleştirmeden gelecek para ise hiç Yunanistan'a uğramadan bu fon üzerinden borç ödemelerine yönlendirilecekti. Kimileri kabaca 4 milyar euroluk altın rezervinin teminata dahil edileceğini söylese de olasılıkla bu söz konusu olmayacaktır.
Koşullar gün geçtikçe giderek Yunanistan için hem maddi, hem de manevi açıdan ağırlaşan bir çerçeveye oturuyor; haberlere bakılırsa bir nevi, Osmanlı'nın 19 yüzyıl sonlarında uygulamak zorunda kaldığı Düyun-u Umumiye yönetimi önerilmiş.
Temel sorun şurada; AB merkezindeki kurumlarla Yunanistan ilişkisinde güvenin en dip noktasına düşmüş olması. Buradan hareketle, çözüm önerileri hep bu güvensizlik öne sürülerek, bunun üzerine inşa ediliyor.
2010'da en başında, krizin patlak vermesinde Yunanistan'ın mali hesaplarında gerçek durumu saklaması yatıyordu. Şimdi iki kurtarma paketine karşın sıkılan kemerleri gevşetme pazarlığı yapan Yunanistan'a güven duyulmuyor. Hele ki ilave bir mali yardım paketi görüşülürken, edimlerini yerine getirmeyeceği şüphesi dillendiriliyor.
Yunanistan'ın mali yardım almak için başvurduğu Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) karar alma süreçlerinde yüzde 85'lik bir nitelikli çoğunluk aranıyor. Ülkelerin de oy payı eşit değil, ekonomilerinin büyüklüğü ve nihai olarak sermaye katılım payları ile orantılı. Örneğin Almanya yüzde 26.96'lık oy payı ile tek başına Yunanistan'a hayır diyerek yardımı bloke edebiliyor. Almanya'nın görüşüne yakın olan ve destek çıkan ülkelerin başında Hollanda, Finlandiya ve Belçika geliyor. Birkaç Orta Avrupa ülkesiyle beraber bu oran yüzde 40'ı buluyor; 'parayı veren düdüğü çalıyor'.
AB'de bu Yunanistan karşıtı cephenin terazisinde şu iki seçenek var; zarar-ziyan hesabı bu terazide ölçülüyor; Yunanistan yine ve yeniden kurtarılarak her defasında mali paket verilerek 'yüzdürülürse' arka planda bekleyen devasa potansiyel adaylara (İspanya, Portekiz, İtalya)  kapıyı açmak mı büyük hasar yaratır? Yoksa eurodan çıkması ya da çıkarılması mı büyük hasar yaratır?
2011'deki koşullara göre kendi bankalarının Yunanistan'dan alacaklarını Avrupa Finansal İstikrar Fonu üzerinden kendi hazinelerinin alacağı haline çevirerek durumu görece 'finansal istikrar tedavisi' ile toparlayan merkez ülkeler (Almanya ve Fransa), şimdi Yunanistan'ın eurodan çıkmasına görece daha hazırlıklı ve rahatlar. Şimdi, bankaları en az 2 ay mevduat ödeyemeyecek olan Yunanistan, ekonomisi günden güne felç oldukça kapana kısılıp en acı ilacı içmek zorunda kalacak.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)