BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemİstanbul Müftüsü'nden tarikat çıkışı----

İstanbul Müftüsü'nden tarikat çıkışı

İstanbul Müftüsü'nden tarikat çıkışı
10 Ocak 2018 - 20:46 www.finansgundem.com

İstanbul Müftüsü Yılmaz, Türkiye'de İslam adına faaliyet gösteren pek çok cemaat ve tarikatın şeffaf ve denetlenebilir olmamasının gerçekten ciddi bir problem olduğunu söyledi

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı'nda görev alan müftü ve vaizlerin yetiştirildiği Pendik Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi'ndeki "Yol Ahlakı" konulu konferansta bir konuşma yaptı. Türkiye'de cemaat ve tarikatların denetlenmediğine dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Denetlenebilir olmak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en büyük avantajıdır. Bugün Türkiye’de İslam adına faaliyet gösteren pek çok cemaat ve tarikatın şeffaf ve denetlenebilir olmaması gerçekten bir problemdir. Osmanlı döneminde devlet bu tip tarikat yapılarını denetlemeyi gündemine almıştır. Çünkü onlardan çok çekmiştir. 1402 yılında Ankara Savaşı'ndan sonra Şeyh Bedreddin vakası Osmanlı’nın başına 10-15 yıllık bir sıkıntı meydana getirmiştir. Şeyhliği şahlığa çevirmek isteyen bu zat, Osmanlı’ya bir fetret dönemi yaşatmıştır. Osmanlı, bunun farkındadır. Bu yüzden meşihat makamının içerisinde birimler kurarak, tarikatları kontrol etmek istemiştir. Diyanet’in algısı da budur."

‘MEÇHUL, GÖLGELİ KALMASI PROBLEM’

“Diyanet şeffaf bir kurumdur; hedefleri, amaçları, imkânları bellidir” diyen Prof. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti: “Bu şeffaflık ve denetlenebilirlik özelliğimizi sürdürmeliyiz. Hatta cemaatlerin de bu konuma gelmesinde ısrarcı olmalıyız. Zaten şu anda arzu edilen ve beklenen durum budur. 15 Temmuz’dan sonra yaptığımız Din İşleri Yüksek Kurulu olağanüstü toplantısında böyle bir karar alınmıştı. Türkiye’de bu yapıların denetlenmesi için Meclis-i Meşayih benzeri bir kurum kurulmalı ve bunları denetleyebilmeli. Neyi denetleyecek? Mensuplarını denetleyecek, kaç kişi bunlar? Ekonomik şeffaflığını denetleyecek. Hedefleri nelerdir bunların, onlara bakacak. Bu yapıların meçhul, gölgeli kalması problemdir.”

‘KONUŞAN BİR DİYANET OLMALIYIZ’      

Dini Terimler Sözlüğü’ndeki “buluğ” kelimesinden yola çıkarak 9-12 yaşlar arasındaki küçük kız çocuklarıyla evlenilebileceği yorumları yapılarak Diyanet camiasına yönelik olumsuz haberler çıktığını hatırlatan Yılmaz, “Diyanet olarak çok paniğe kapılmamamız gerekiyor. ‘Buluğun, namaz vb. dini vecibeler için önem arz ettiğini söyleyip, dolayısıyla burada anlatılan budur’ diyebilirdik. Onun için konuşan ama konuştuğunda da ses getiren ve yenilenen bir Diyanet olmak zorundayız. Model alan değil, model olan bir Diyanet olmak durumundayız” dedi.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mustafa yıldız10 Ocak 2018 20:58

    tebrikler hocam şu an legal cemaatler hala devlet kadrolarında hüküm sürmeye çalışıyorlar..

  • Teşekkürler10 Ocak 2018 20:57

    Sayın müftüye içten teşekkürler. Cemaatin kelime anlamı birlik ve beraberlik olmasına rağmen Türkiye'de her cemaat ayrımcılığın fitilini ateşler. Hangi cemaat olursa olsun mantığı "Bize tabi olan kurtulur" şeklindedir. Yani diğer müslümanları ötekileştirmek.