BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaRöportajlarİstanbul Audi’nin merkezi olabilir----

İstanbul Audi’nin merkezi olabilir

İstanbul Audi’nin merkezi olabilir
28 Şubat 2013 - 08:19 www.finansgundem.com

Odeabank Genel Müdürü Özkaya, “3.5 milyar dolarlık büyüklükle şimdiden öne çıktık” diyor

15 yıl sonra Türkiye’de sıfırdan bankacılık lisansı alarak faaliyete başlayan Odeabank’ın Genel Müdürü Hüseyin Özkaya ana sermayedarı Lübnanlı Audi grubun, Odeabank’ın gösterdiği hızlı büyümeyi dikkate alarak grubun merkezini ileride Türkiye’ye taşıyabileceğini söyledi.
Grup, Mısır, Sudan, Ürdün, Fransa ve İsviçre başta olmak üzere 11 ülkede faaliyet gösteriyor. Milliyet'ten Kadife Şahin'in haberine göre,  Audi grubun aktifleri içinde dört ayda yüzde 10 paya ulaştıklarını belirten Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, Audi grubun Türkiye’ye verdiği önemi şöyle açıkladı:
“Türkiye Audi grubu içinde şu anda bile öne çıktı. Aktif büyüklüğü olarak 3.5 milyar dolara (5.5 milyar TL) ulaştık. Grubun büyüklüğü 32 - 33 milyar dolar. Dört ay içinde Audi grubunun yüzde 10’nu oluşturduk. Şu anda bizi çok önemli bir üyesi olarak görüyorlar. Daha da ileri gideceğini düşünüyor ve açıkçası bunu bekliyorlar.
 Uzun dönemde de grubun merkezinin Türkiye olması, İstanbul olması ihtimal dışı bir şey değil. Bunu grubun CEO’su Sayın Samir Hanna da söyledi. Bu gelişmemiz devam ederse grubun merkezinin Türkiye olması, İstanbul olması düşünülebilecek bir şeydir.”
Körfez ülkelerinden Audi grup benzeri başka yatırımcıların da Türkiye bankacılık sektörüne ilgi gösterdiğini belirten Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, sorularımızı yanıtladı.
Bankacılık sektörü sağlıklı mı?
Herkesin kabul ettiği bir gerçek var, Türk bankacılık sektörü sağlıklı. Sağlıklı derken kast edilen, mevduat sahibinin ve devletin parasının olabildiğince güvencede olmasıdır. Çünkü bankalar bir lira sermaye koyup bunu 8 - 9 lira krediye dönüştüren kurumlardır. Kendi sermayesinden fazla kredi olarak kullandırdığı farkı başkasından borç alırlar. Dolayısıyla o kreditörlerin, ağırlıklı olarak mevduat sahiplerinin parasını geri almasını sağlamak, devletin zarara uğramasını engellemek için çok sıkı düzenlemelerin olması gerekiyor. 2001 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kurulmasından bu yana Türkiye’de bankacılık sistemi sağlam bir duruma getirildi. Şu anda Türkiye’deki tüm bankalar için bu söylenebilir.
 Uzun dönemde Türkiye’deki bankalar için beklenen şu, en az ülke büyümesi kadar büyüme bekleniyor. Ancak memnun eden bir gelişme var, her zaman bankacılık sektörü Türkiye’deki büyümenin üstünde bir büyüme gösteriyor. Bu da bankacılık sektöründe potansiyel olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bizim gibi uluslararası bankaların Türkiye’ye ilgileri devam ediyor.
 Bu açıdan baktığınız zaman Tükkiye’ye yeni bankalar gelecek mi sorusunun yanıtı burada gizli. Bankacılık hızlı büyüdüğü için bu büyüme Türkiye’nin büyümesinin üstünde bir potansiyel olduğunu gösteriyor. 
Odeabank’ın ekonomiye katkısı nedir?
 Aktif büyüklüğümüz şu anda 5.5 milyar TL. 400 milyon dolar net sermaye girişi oldu. 800 milyon TL’ye yakın. Şu anda 500 çalışanımız var. Altyapı için yaptığımız yatırımlar 20 - 30 milyon dolar arasında. Bunları hepsini dikkate aldığınız zaman 1 milyar dolar üzerinde net bir getiri kesin oldu. Bundan sonra da artacaktır. 
‘Reel sektörün verimlilik sorunu var’ 
Reel sektöre ilişkin beklentileriniz nedir?

 Reel sektör şirketlerimiz aile şirketleri ve yeterince büyük değiller. Ancak her dönemde yaşabilen, inanılmaz dinamik bir yapıları da var. ‘Avrupa kötüye gidiyor, başka yerlere gidelim’ diyen şirketler var.
 Ama uzun dönemde bu şirketler büyüdükten sonra belli bir büyüklüğe geliyorlar. Aile şirketleri oldukları için ortaklar için şirket yeterince büyük olmuyor. Temel sorun da o zaman ortaya çıkıyor. Şirket uzun vadede büyüme şansını kaybediyor. Türkiye’de teknoloji gelişmedi. Reel sektördeki temel sorunlardan biri de verimliliktir. Bu sorunların giderilmesi gerekiyor.
 ‘Ortadoğu’dan gelmek isteyen var’ 
Bankacılık sektörüne hangi ülkelerden yatırımcı gelir?

 Avrupa ülkelerinden gelmesinin olasılığı düşük. 2008 krizinden sonra sermayeleri zayıfladığı için ülkeleri sıkı kurallar koydu, Avrupalı bankaların büyümeleri zorlaştı. Bu yeni ortama uyum sağlamaları için büyüme değil tam tersine küçülmeleri gerekiyor. Doğal olarak sermayenin yoğunlaştığı ülkeler kaynaklarını aktaracak yerler arıyorlar. Özellikle Ortadoğu piyasası. Onlar için de en cazip yer Batı olmadığına göre, Doğu ile Batı arasındaki en parlak yıldız olan ülke Türkiye. Ekonomik performansı iyi olan, büyüyen, nüfusu genç ve büyük olan ülke Türkiye. Bankacılık sektörüne Ortadoğu’lu kurumların yanı sıra Çin ve Japon bankalarının da ilgileri var. Piyasada gelmek isteyen yatırımcılar olduğuna ilişkin söylentiler var. 
‘Büyükler ligi, bizim için büyük hedef değil’ 
 Büyükler liginde olmak çok büyük bir hedef değil mi?

 Sektörde rekabetin olduğu çok kesin. Ama bizim de çok yüksek hedeflerimiz var ve bunlar uzun vadeli hedefler, kısa vadeli değil. Uzun dönemde sağlıklı, güçlü bir banka olmak istiyoruz. Türkiye piyasasının sağladığı fırsatlar var. Bunları değerlendirmek istiyoruz. Sermayedarımız çok güçlü. 2017’ye kadar yaptığımız iş planımız için ne kadar yatırım gerekeceği belli ve onların onayından geçti.
 Aslında 2017 için belirlediğimiz hedefler, kısa sürede gösterdiğimiz başarılar nedeniyle şu anda yetersiz hale geldi. Aktifin tamamında çok hızlı büyüyoruz. Bir ay önce mevduatımız 2.5 milyar TL’di. Şimdi 4.5 milyar TL’nin üstüne çıktı. Mevduat bankaları arasında şu anda ilk 20’nin içindeyiz.
ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)