BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkGelir eşitsizliği artıyor----

Gelir eşitsizliği artıyor

Gelir eşitsizliği artıyor
08 Şubat 2015 - 13:05 www.finansgundem.com

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, zengin fakir arasındaki uçurumun gün geçtikçe arttığını söyledi

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, zengin ve fakir arasındaki uçurumun Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinde son 30 yılın en yüksek düzeyine ulaştığına işaret ederek, "Eğer bu trend devam ederse, nüfusun yüzde 1'i, iki yıl içinde geri kalan yüzde 99'un çok üzerinde bir gelire sahip olacak" dedi.

Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (Institute of International Finance - IIF) düzenlediği "Türkiye Başkanlığındaki G20 Gündemi" konferansının "Büyümenin Yeniden Canlandırılması, Eşitsizliğin Azaltılması (Reinvigorating Growth, Reducing Inequality)" başlıklı oturumu, BNP Paribas Başkanı Jean Lemierre moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

Oturumda konuşan Bali, küresel krizin dünya ekonomik ortamı üzerinde çok önemli bir etki yarattığını belirterek, bugün dünyada karşılaşılan en önemli sorunların "yoksulluk ve eşitsizlik" olduğunu söyledi.

Ekonomik büyümenin artık adil bir şekilde paylaşılmadığını savunan Bali, "Zengin fakir arasındaki uçurum, OECD ülkelerinde son 30 yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Bütün gelir ve kaynaklar çok küçük bir zengin sınıfın elinde bulunuyor. Eğer bu trend devam ederse, nüfusun yüzde 1'i, 2 yıl içinde geri kalan yüzde 99'un çok üzerinde bir gelire sahip olacak" şeklinde konuştu.

Bali, Türkiye'nin bu konudaki deneyimine ilişkin katılımcılara bilgiler vererek, Türkiye'nin 1990'lı yıllarda dalgalı bir süreçten geçtiğini, 2001'de ise derin ve ciddi bir kriz yaşandığını dile getirdi.

Bu dönemden sonra Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir büyüme çizgisi izlediğine işaret eden Bali, şunları kaydetti:

"Türkiye en güçlü toparlanma oranını 2010-2011 yıllarında sergiledi. Büyüme oranları, düşmesine rağmen sonraki yıllarda yüzde 3-4'ler seviyesine gelişti. Yüksek ekonomik büyüme performansı, özellikle de kapsayıcı büyüme birçok önemli sonuçları da beraberinde getirdi. Bu sadece hacimlerin büyümesi şeklinde değil, aynı zamanda yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi şeklinde de oldu. Geçen 2 yıl boyunca Türkiye'nin deneyimiyle ilgili bazı soru işaretleri ve endişeler baş göstermeye başladı. Ancak, Türkiye'nin ekonomik kalkınma ve sosyal ilerleme konusunda, kamu finansmanının yönetilmesi, bankaların yeniden yapılanması, sağlık reformunun yapılması, eğitime verilen önem, muhtelif belediye hizmetleri, sosyal konutlar, iletişim, ulaşım ve altyapı yatırımlarının etkileri göz ardı edilmemeli." 

"Türkiye, gini katsayısını düşürebilen tek ülke oldu"

Bali, Türkiye'de 2002-2013 yılları arasında bu politikalar sayesinde aşırı ve orta şiddetli yoksulluğun azaldığını dile getirerek, "Sistematik bir şekilde refahın artması sayesinde orta sınıfın Türkiye'de önemli ölçüde genişlediğini gördük. Dünya Bankası verilerine göre, Türkiye'de orta sınıfının payı 2002-2011 döneminde ikiye katlandı. Bu da refahın, daha kapsamlı bir şekilde toplumun farklı gelir grupları arasında adilhane paylaşıldığını gösteriyor. Gini katsayısı, 21 ülkenin 16'sında OECD bölgesinde artarken, Türkiye bu katsayıyı düşürebilen tek ülke oldu" diye konuştu.

Bali, Türkye'de gerçekleştirilen sağlık reformunun önemine de dikkati çekerek, bu sayede hem kamu hem de özel sağlık hizmetlerinin düşük gelirli gruplar için daha erişilebilir hale geldiğini aktardı.

İşgücü piyasasının da bu dönemde başarılı bir performans gösterdiğini ve yoksulluk oranlarının düştüğünü kaydeden Bali, "Küresel krizden sonra Türkiye büyük bir başarıyla 4 milyon yeni istihdam yaratmayı başarabildi. Kapsayıcı büyüme de budur, çok boyutlu etkisi olan programlar ve çabalar. Bunlar rakamlar ve istatistiklerin ötesinde değerlendirmeye tabi tutulmalı" dedi.

Bali, Lemierre'nin "Bankacılık sektörü reformu zor ve acılı oldu mu?" sorusuna ise "Tabii oldu. Son derece de acılı oldu. Ama dirençli bir bankacılık sistemi önemliydi. Bu reform dönemi içinde takipteki kredi oranlarının düşürülmesi anlamında önemli bir aşama kaydettik. Süreç içinde negatiflikler de yaşadık ama neticede bugünkü güçlü durumumuza ulaşabildiysek, o günlerdeki yapısal bankacılık reformları sayesinde oldu" şeklinde yanıt verdi.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)