FTX’in iflasının ilk işareti: Korsanlar ülkesi Bahamalar

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Bugünden geçmişe bakıldığında Sam Bankman-Fried’dan ve kripto para birimi şirketi FTX’ten uzak olmak için birçok yeterli sebep görülebilir. Ancak Georgia Üniversitesi Tarih Profesörü Stephen Mihm Bloomberg’teki yazısında en FTX’in finansal suçlarla ilişkisinin ilk bariz işaretini şirketin ana binasını Bahamalar’ın finans merkezi Bay Street’e taşıması olarak gösterdi.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Profesör Mihm ada ülkesinin yüzyıllar boyunca tehlikeli, hatta ceza gerektiren finans faaliyetleriyle yakın bağları ile tanındığına dikkat çekti. Tarih profesörüne göre, FTX’in iflası ise bir anomali olmaktan çok uzun bir listenin sadece sonuncusu.

Karayip korsanları Bahamalar

“Bahamalar’ın kanun kaçaklığı statüsü adaların Karayipler’deki korsanlık için en önemli üs haline geldiği 17. yüzyıla kadar uzanıyor. İngilizler sonunda korsanları uzaklaştırsa da koloni kanunsuzluk konusundaki itibarını asla kaybetmedi.

İngiliz İmparatorluğu 1838'de köleliği kaldırdıktan sonra, yerel sömürgeci seçkinler adada karaya oturan gemileri kurtararak yeni bir girişim başlattılar. Gemileri aldatıcı ışıklar ve kaptanlara ödenen rüşvetlerle kıyamete sürüklediler. Sadece 1858 ve 1864 yılları arasında, 313 gemi Bahamalar'da gizemli bir şekilde karaya oturdu ve değerli yükleri yağmalandı.

Aynı dönemde Bahamalar, ablukayı aşarak Konfederasyon'a çalışan silah satan gemilere ev sahipliği yaptı. Amerikan İç Savaşı'ndan sonra, adalar ABD tarifelerinden kaçmaya istekli kaçakçılar için doğal bir konaklama bölgesi haline geldi. Daha sonra ABD’deki Alkol Yasağı sırasında adalar ABD’ye rom gönderen içki kaçakçılarının konaklama bölgesi oldu.”

Bay Street Çocukları’nın yükselişi

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Bahamalar’ın karanlık tarihi burada da bitmiyor. Stephen Mihm yasa dışı girişimler sonucu ‘Bay Street Boys’ (Bay Street Çocukları) olarak adlandırılan bir beyaz seçkinler ve mülk sahipleri sınıfının yükselişe geçtiğini yazdı. “Karayip kolonileri içerisindeki en gerici iş adamları grubu” olarak bilinen bu kesim Profesör Mihm’in ifadelerine göre kendilerini kurumlar ve emlak vergilerinden muaf tutarken Siyahi kesimi ise temel haklarından mahrum etmiş.

Mihm ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt zamanında uygulanan katı vergi politikalarına karşı Bahamalar’ın yine yasadışı bir çözüm bulduğuna işaret etti. Bu çözüm şimdilerde vergi cenneti olarak bilinen adaların bu kimliğinin ortaya çıkışını anlatıyor:

“1933'te Yasak döneminin sona ermesinden sonra, Bay Street Boys, zengin Amerikalıların Franklin D. Roosevelt'in Yeni Düzenindeki yüksek vergilerinden kaçmasına yardımcı olmayı vadeden yeni bir kolay para kazanma yolu geliştirdi. Bu yeni girişimin tipik bir örneği, Bahamalar Sigorta Şirketi’ydi. Bu şirket daha sonra bir tanığın verdiği ifadeye göre, ‘Yatırım sermayesi olmayan, geliri olmayan, hiçbir varlığı olmayan, hiçbir şeyi olmayan sadece bir dış görünüşten ibaret olan bir sigorta şirketiydi.’

Ne olursa olsun, bu yeni oluşum etkili ve fedakar bir girişim olduğunu kanıtladı. Christian Science Monitor, bu tür girişimleri ‘rahatsız edici derecede yüksek gelirli Amerikalılar için ilk yardım tedavisi vermek’ olarak tanımladı. Sahte faiz indirimlerini ve sahte kredileri içeren tedavi, vergi mükelleflerinin yükümlülüklerini dibe indirmelerine izin verdi.”

 
Paravan şirketler organize suçlara bulaşıyor

Profesör Mihm zenginlerin vergi kaçırması için en kolay ve başarılı yolun Bay Street Boys olarak adlandırılan Bahamalı elitlere ait paravan şirketlerde gelir göstermek olduğunu belirtiyor.

Tüm düzenleyici kurumların baskılarına rağmen Bahamalar hala servetlerin saklanabileceği bir yer olarak ününü korudu. Üstelik Mihm Bahamalar’ın organize suç örgütleriyle bağlantıları olduğuna da dikkat çekiyor:

“Bay Street Boys ünlü mafya muhasebecisi Meyer Lansky de dahil olmak üzere organize suç figürleriyle de yakın bağlar kurdu. Diğer mafya sendikaları gibi, Lansky'nin çevresi de Küba'daki kumarhanelerde önemli paylara sahipti.

Fidel Castro'nun Komünist Devrimi hız kazandıkça, Lansky operasyonlarını Bahamalar'a taşıdı ve kendisini Bay Street kralı olarak yeniden icat etmeden önce dolandırıcılıktan hapiste zaman geçiren eski bir Wall Street spekülatörü olan Wallace Groves ile yakın bağlar kurdu. Böylece ada ülkesinin Finans suçları ile ilişkisinde yeni bir bölüm başladı.”

Vergi cenneti CIA’i bile fonlamış!

Prof. Mihm Bahamalar’ın bağımsızlığını kazanana kadar karanlık bağlarını sürdürdüğünü ve ülkedeki suçların ortaya çıkarılamamasında ABD’li yetkililerin de etkisi olduğunu belirtiyor:

“Lansky ve ortakları Bahamalar'da kumarhaneler açtıkça, yerel finans kurumları da uyuşturucu kaçakçıları gibi çirkin karakterleri çeken yetkinlikte kara para aklama faaliyetlerine giderek daha fazla karıştı.

Dolandırıcılar da Bay Street'te tezgah kurdu. Hiçbir şey karşılığında prim alan sahte sigorta şirketleri kurdular ve hisse senetlerini güvenilir ABD'li yatırımcılara satan hayali şirketler oluşturdular.

Lansky'nin lobiciliği, özellikle mali bilgilerin ülke dışındaki cezai soruşturmacılara açıklanmasını koruyan yasaları güvence altına alarak, bu küçük suçluların kovuşturmadan korunmasına yardımcı oldu. Organize suçlardaki artış, sonunda Bay Street Boys'u tahttan indiren ve ülkenin 1973'te İngiltere'den kopmasını sağlayan popülist bir isyanı tetikledi.

Aynı yıl, IRS (ABD’nin Vergi Dairesi), Bahamalar'ın vergi kaçakçılığı, kara para aklama ve diğer suçlardaki rolünü ortaya çıkarmaya oldukça yaklaştı. Cennet Operasyonu adlı bir soruşturma sırasında, iki ajan, müşterileri arasında organize suçtan sabıkası bulunan bir Castle Bank yetkilisinin bir evrak çantasını taşıdığını gösteren anı fotoğraflamayı başardı.

Daha sonra, ABD Adalet Bakanlığı herhangi bir açıklama yapmadan soruşturmayı kapattı. 1980'de Wall Street Journal bunun nedenini açıkladı: Castle Bank aynı zamanda CIA'in de bir finansman koluydu. İstihbarat yetkilileri, soruşturmanın ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğunu savunarak soruşturmayı iptal etti.”

Bahamalar devletlerin kara listesinde

“1980'lerden itibaren Bahamalar, yabancı uyrukluların haksız kazançlarını park edebilecekleri, kara para aklayabilecekleri ve vergi kaçırabilecekleri bir yer olarak rolünü geliştirmeye devam etti. 2000 yılında, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, Bahamalar'ı bilgi paylaşımında diğer ülkelerle işbirliği yapmadığı için ‘kara listeye’ aldı.

Başlangıçta, Bahamalar OECD'nin taleplerini kabul etmeyi reddetti. Sonunda, bunun yerine, bir araştırmacının ’kafa karıştırıcı bir strateji’ olarak tanımladığı şeyi seçti ve yüksek profilli müşterilerini incelemeden korumak için Ortak Raporlama Standartları'ndaki boşluklardan yararlandı. Aradan geçen yıllarda sorunlarsa ortadan kalkmadı; Avrupa Birliği kısa süre önce Bahamalar'ı vergi cenneti kara listesine aldı.”

Prof. Mihm 2020’de Bahamalar’ın ülkeyi kripto merkezine dönüştürmeye çalışan yasaları kabul ettiğini ve kısa bir süre sonra da FTX’in genel merkezinin Bay Street’te kurulduğunu belirtiyor. Mihm’e göre FTX’in tarih boyunca finans suçlarıyla ün yapan bir ülkede merkezini taşıması şirketin dolandırıcılık ilişkilerine ilişkin en önemli kırmızı bayraklardan birini oluşturuyor.

FTX’in çöküşü kripto endüstrisi için bir şans

FTX’in çöküşü finans devlerine mi yarayacak?

Elon Musk'tan şok iddia: FTX'in paraları Biden'a gitti