BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaAraştırmaFazla söze hacet yok, fotoğrafa bak! ----

Fazla söze hacet yok, fotoğrafa bak!

Fazla söze hacet yok, fotoğrafa bak!
17 Ocak 2010 - 17:36 www.finansgundem.com

Ayrıcalıklı anı yakalayan fotoğrafın bir güç gösterisi olduğunun çoktan farkına varan günümüz liderleri, artık yanlarında özel fotoğrafçılarıyla seyahat ediyor.

Dünya liderleriyle verilen fotoğraflarda, kendine güven, karşısındaki ile eşit ve aynı güçte olduğu, arkadaşlık gibi kavramların altı çiziliyor. Görüntü akıp giderken 'ayrıcalıklı an'ı yakalayan fotoğraf karesi, daha kalıcı olabiliyor. Ağır olan sözün karşısında şok edici özelliği bulunan fotoğraf, baktığınız ilk anda söylediğinin ötesinde başka anlamlar da içeriyor. Çünkü artık o, hem geçmiş hem gerçek... Farklı kültürler de farklı okumalar yapabiliyor fotoğraf üzerinden. Hafta içinde İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın, 'one-minute' rövanşını almak isteyen mizanseni Türkiye'yi yönetenlerin fotoğraf karelerine yansıyan anlarını akıllara getirdi. Susan Sontag'ın ifadesiyle, esasında fotoğraf bir güç sergileme aracı. Artık çeken de, o fotoğrafı veren de, hepsinden öte okuyan da bunun çok farkında. Profesyonel danışmanlık alan dünya liderleri, fotoğraf üzerinden vermek istedikleri mesajı daha net veriyor. Kamuoyuna yansıyan karelerin birçoğunu da zaten özel fotoğrafçıları çekiyor. Türkiye'de diplomatlar, mesleğe adımlarını attıklarında protokol dersleri ve bu alana ilişkin okudukları kitaplarla nasıl oturulup kalkılacağını, davranacaklarını, beden dilini öğreniyor. Basınla ilişkiler ve nasıl görüntü verileceği ise bugüne kadar kamuoyu diplomasisine fazla önem vermeyen Türk hariciyesi için daha yeni bir unsur. Siyasetçiler ise yakın tarihe kadar içlerinden geldiği gibi hareket ediyordu. Yakın geçmişin yaşanmışlıkları ve yanlarındaki profesyoneller, artık liderleri daha güçlü kılıyor fotoğraf kareleri üzerinden kitlelere verilen mesajlarda. Haftaya damgasını vuran kare, fotoğraf-siyasetçi ilişkisini hatırlattı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in 1999'da Oval Ofis'te ABD Başkanı Bill Clinton ile konuşurken görüntülendiği an akıllara geldi. Bu karede ABD Başkanı, rahat bir tavırla Oval Ofis'teki kanepenin arka tarafına oturmuş ayağını sallandırıyor, buna karşılık Ecevit ise 'saygılı' biçimde ayakta duruyor. Kimileri bu fotoğrafı, o günler için 'iki ülke ilişkilerinin bir özeti' gibi okudu. Ecevit'i eleştirenler ise 'dik dur' diye çıkıştı. Ecevit 1978'de ise dönemin Başkanı Jimmy Carter ile Beyaz Saray'ın kapısında, yan yana bir fotoğraf daha veriyordu. İki lider arasında tek bir fark göze çarpıyordu: Jimmy Carterin sağ eli pantolonunun cebindeydi. Şüphesiz, tarihten çıkıp gelen bu iki fotoğraf karesine iki ülke lideri arasındaki kültür farkı da yansıyor: Bir yandan Batı'nın rahatlığı, diğer yanda Doğu'nun mütevazılığı. Turgut Özal rahat fotoğraflar veriyordu. Vurgu, hep 'arkadaşlık' üzerine gibiydi. 1985'te Oval Ofis'te Ronald Reagan ile tokalaşırken muhatabının sol elini iki avucunun içine alıyordu. Reagan ise boşta kalan elini Özal'ın omuzuna atacaktı. Özal, 1992'de George Bush ile benzer bir fotoğraf daha verdi. Günümüzde Türkiye'yi temsil eden isimler, dünya liderleriyle verdikleri fotoğraflarda birçok şey anlatıyor: Kendine güven, karşısındaki ile eşit ve aynı güçte olduğu, arkadaşlık... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Batılı hem de Doğulu ülke liderleriyle verdikleri fotoğraflarda bunlar okunuyor. Batı'da bacak bacak üstüne atılan kareler, geçmişteki bu harekete yüklenen olumsuzluğun ötesinde artık bir güç gösterisi olarak yorumlanıyor. Erdoğan'ın Beyaz Saray'da, Davos'taki fotoğrafları hep bu şekilde okunuyor. Artık yanlarında fotoğrafçılarla seyahat eden, nerede nasıl duracaklarını iyi bilen liderler, karelere dökülecek her anın nasıl okunacağından haberdar. Bir karede, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ABD Başkanı Barack Obama arasındaki 'arkadaşlık' ve 'eşitlik' vurgusu kolayca görülebiliyor. Eller aynı anda aynı noktayı işaret edebiliyor. Bir başka karede 'uyum' öne çıkıyor. Bir başka karede ise Obama, basın toplantısı sonrasında elini Abdullah Gül'ün omzuna atarak, Türk halkına 'dostluk' mesajı göndermeyi ihmal etmiyor. Yakın coğrafyadan gelen liderlerle verilen fotoğraflara ise, Doğu'nun kendisine has sıcaklığı yansıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Mısır, Kazakistan, Türkmenistan, Katar ve Ürdün liderleri ile fotoğrafları bunun birer örneği. ZAMAN
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)