BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaAraştırmaEvlilik sağlığın sigortasıdır----

Evlilik sağlığın sigortasıdır

Evlilik sağlığın sigortasıdır
01 Mayıs 2010 - 02:32 www.finansgundem.com

Tüm dünyada evli çiftlerin bekarlara göre daha uzun ve daha sağlıklı yaşadıkları bilinir.

Çevremdeki yaşlı insanları, her gün karşılaştığım hastalarımı gözümün önüne getirdiğimde, gerçekten bana da 'evli' olmak bir çeşit 'sağlık sigortası' gibi geliyor. Sokaklarda kol kola, birbirine destek olarak yürüyen, çarşıda pazarda beraber alışveriş yapan veya parkta bir bankta yan yana oturan yaşlı karı-kocalar bana tarifsiz bir huzur verirler. Hele de hastanede yatan kocalarına, doğru dürüst yemek yemeden, uyku uyumadan, bütün gün bir sandalye üzerinde büyük bir 'aşk ve şevkle' bakan yaşlıların birlikteliği adeta mutluluğun resmi gibidir. Evliler neden uzun yaşar? Evliliğin daha sağlıklı yaşamanın anahtarı olduğunu gösteren ilk araştırma bundan 150 yıl kadar önce Fransa'da yapılmıştır. William Farr'ın erişkin insanları evli, bekar ve boşanmışlar olarak üç gruba ayırarak bu kişilerin kaç yaşında öldüklerini araştırdığı çalışmasında, en uzun yaşayanların evliler olduğu, bunu hiç evlenmemişlerin takip ettiği ve boşanmışların en kısa hayat süresine sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Evlilerde kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, depresyon ve osteoporozun daha az görüldüğünü gösteren pek çok araştırma vardır. Uzmanlar bunu şöyle açıklıyorlar: Evliler bekarlara göre daha dengeli beslenirler, uykuları daha düzenlidir, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıkları daha azdır. Sosyal ilişkileri ve aktiviteleri daha iyidir. Evlilik, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruyucudur. Evliler tıbbî imkanlardan daha çok yararlanırlar; tedavi ve diyetlerini daha iyi uygularlar. Sadece evli olmanın uzun yaşama için yeterli olmadığını da söylemek gerekir. Evlilerin uzun yaşamasının başta gelen şartı evliliğin 'mutlu' ailenin 'huzurlu' olmasıdır. Günleri didişerek, tartışarak, kavga gürültü ile geçenlerin bırakın uzun yaşamalarını, birliktelikleri de zaten fazla devam etmez. Stresin, kavga-gürültünün astım ataklarından migrene, kalp krizlerinden mide ülserine kadar pek çok hastalığın bir numaralı sebebi olduğunu söylemeye gerek var mı bilmem. Hatta kimi erkeği sinir hastası, kimini verem, kimini kanser ettiğinden kimsenin şüphe duymadığı evrensel bir 'kadın dırdırı' kavramı bile vardır. Brigham Young Üniversitesi tarafından 204 evli çift ve 99 bekar üzerinde yapılan ve 'mutlu evliliklerin' kan basıncı üzerine olumlu etkileri olduğunu, ama 'stresli evliliklerin' tam tersine kan basıncının yükselmesine yol açtığını ortaya koyan araştırma da bunun için güzel bir bilimsel kanıt. Dul kalmak kime yarar? Evliliğin erkeğe mi kadına mı daha çok yaradığı sorusuna kesin bir cevap bulmak kolay olmadığı gibi, ister boşanarak ister ölüm sonucu dul kalmanın hangi cinsi daha mutlu edeceği de tartışmalıdır. Franz Lehar'ın Die Lustige Witwe operetindeki şen dulun bir kadın olması tesadüf müdür bilemiyorum. Karısını kaybeden erkekler çok fazla yaşamıyor, yaşayanlar da çok 'keyifli ve huzurlu' olmuyorlar gibi geliyor bana. Oysa dul kalan kadın ilk günler ağlar, üzülür, sızlanır, ama sonra bunların hepsi unutulur. ''Koyup giden nur içinde yatsın'' denilen eş, birkaç gayrimenkul, bir miktar para ve hele de maaş ve bir sağlık karnesi bırakmışsa, değmeyin dul teyzemizin keyfine. Artık karışanı görüşeni de yoktur, istediği zaman istediğini yapmakta, istediği yere gitmekte, gezmekte, alışverişte özgürdür. İleri yaşlarda kocalarını kaybeden kadınlar maddi bakımdan bir sorunları yoksa çoğu zaman dul yaşamaya devam ederler ama erkeklerin çoğu için kısa zaman sonra uygun bir kadın aranmaya başlanır. Her şey bir tarafa, bir erkeğin tek başına yaşaması gerçekten hiç de kolay değildir. Dul kadınlar daha mı sağlıklı? Dul kadınların daha sağlıklı olduğunu ispat eden bilimsel bir araştırma da var. Queensland Üniversitesi tarafından 60 yaşın üstündeki 2.300 Avustralyalı üzerinde yapılan bir araştırma, boşandığı veya kocası öldüğü için dul kalmış veya hiç evlenmemiş olan kadınların, evli olanlara göre çok daha sağlıklı olduklarını ortaya koydu. Evli çiftlerin daha sağlıklı ve uzun yaşadıkları şeklindeki evrensel görüşle taban tabana zıt bu sonuç için, araştırmayı yapan uzmanlar, bu durumu evli kadınların kocalarına bakmaktan kendileri ile ilgilenmeye zamanlarının kalmamasıyla ve bu yüzden de daha sağlıksız ve yorgun olmalarıyla açıklıyorlar. İlk bakışta haklı bir açıklama gibi geliyor insana. Gerçekten, bizim kadınlarımızın da eşlerine karşı ne kadar 'fedakar' olduğuna hepimiz şahidizdir. Bir erkeği yediren, içiren, hatta yıkayan, giydiren her işine yardımcı olan hep kadınlar değil midir? Bir de, kocası öldükten sonra daha bir bakımlı olan, canlanan, süslenen, daha çok gezmeye tozmaya başlayan dul teyzeleri, yengeleri, nineleri görür gibi oluyorum da, Avustralyalı araştırmacılar gerçekten haklı galiba diye düşünmeden edemiyorum. *** Gelelim neticeye Haklı gerekçeleri olsa da dul kadınların daha sağlıklı yaşadıklarını iddia eden araştırmayı dikkate almıyorum. 50-60'lı yaşlarda eşlerinin ölmesi veya boşanmayla dul kalan insanlarda kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıkların daha çok görüldüğünü; ikinci baharların da insanların çoğunu ne mutlu ettiğini ne hastalıklardan koruduğunu gösteren Chicago araştırmasına güveniyorum ve 'Ey evli çiftler, birbirinize iyi bakın. Sağlıklı ve uzun yaşayın' tavsiyesinde bulunmak istiyorum. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA -zaman
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)