BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemErdoğan'ın işi çok zor!----

Erdoğan'ın işi çok zor!

Erdoğan'ın işi çok zor!
17 Şubat 2014 - 10:02 www.finansgundem.com

Ruşen Çakır'a göre bu savaşın kazananı yok hem de Erdoğan'ın bu durumu lehine çevirmesi daha zor

Başbakan Erdoğan'a yapılan eleştiri ve saldırılar Erdoğan'ın işine mi yarıyor? Bu güne kadar olayları kendi lehine çevirmişse de artık bu sorunun cevabı Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır'a göre artık olumsuz.

Ruşen Çakır bu soruları masaya yatırdı: Peki bu yaklaşım hâlâ geçerli olabilir mi? Her eleştiri ve saldırı yine Erdoğan’ın işine mi yarıyor? Bazılarının iddia ettiği gibi Gezi direnişi Erdoğan’a yönelik desteği sahiden artırdı mı? Daha önemlisi, son günlerdeki rüşvet/yolsuzluk iddiaları ve buna bağlı olarak Fethullah Gülen cemaatiyle süren savaşa rağmen, AKP (ve dolayısıyla Erdoğan) önümüzdeki yerel seçimlerden de yara almadan mı çıkacak?

HER GÜN BALKONDAN KONUŞSA BİLE...

Sanmıyorum. Böyle düşünmemin birçok sebebi var. Sıralamaya çalışayım. Önce Gezi üzerine iki nokta:

1) Gezi direnişi, Erdoğan’ın muhafazakâr camiadaki gücünü artırmış olabilir ama bu olayın belki de ilk kez AKP iktidarının sanıldığı kadar güçlü olmadığını ortaya çıkardığını unutmayalım.

2) Gezi’nin orta ve uzun vadede Erdoğan’a indirdiği en büyük darbe, kentli orta sınıfın önemli bir bölümüyle, Alevilerle ve solcularla, yani “diğer yüzde 50“in ciddi bir kısmıyla son bağlarının da iyice kopmasına yol açmasıdır. Artık Erdoğan her gün “balkondan” konuşsa bile bu kesimlerin ilgisini çekme ihtimali iyice azaldı.

BU KEZ CEHAPE ZİHNİYETİ DEĞİL

Rüşvet/yolsuzluk soruşturmaları ve buna bağlı olarak tırmanan cemaat-hükümet çatışmasına bakacak olursak:

1) Erdoğan ve partisiyle hükümeti daha önce de yolsuzluk suçlamalarına maruz kalmıştı. Bu suçlamaların öznesi hep “öteki”, yani (eski) sistem ve onun uzantısı olan medya, Kemalistler, ulusalcılar, “CeHaPe zihniyeti” vb. idi. Ama bu sefer durum farklı: Suçlama kampanyasını aynı toplumsal ve manevi iklimden bir yapı, yani Gülen cemaati yürütüyor.

2) Bu soruşturmaları yürüten (ve kısa sürede hemen hepsi tasfiye edilen) bürokratların çoğu AKP’ye oy veren kesimlerin, Ergenekon vb. soruşturmalardaki rolleri nedeniyle göklere çıkarılan isimler.

3) Hükümetin bütün engelleme çabalarına rağmen cemaat, rüşvet/yolsuzluk iddialarını sosyal medya üzerinden sistemli bir şekilde kamuoyuna iletiyor. Malzemenin çoğunu oluşturan, soruşturma kapsamında mahkeme kararıyla kaydedilen telefon görüşmeleri ve onların tapeleri doğrudan Başbakan’ı, birinci dereceden aile fertlerini ve kendisine çok yakın isimleri hedef alıyor.

4) Rüşvet/yolsuzluk soruşturmasıyla doğrudan ilişkisi olmamakla birlikte, hükümetin medyaya doğrudan müdahale ettiğini açık bir şekilde gösteren telefon kayıtları da bir tür bonus.

KAZANANI OLMAYAN SAVAŞ

Erdoğan ve destekçileri, soruşturmalardaki iddialara cevap vermek yerine cemaati şeytanileştirmeye, yani ötekileştirmeye çalışıyorlar.

Benzer bir şekilde Gülen cemaati de, Erdoğan ve AKP hükümetine yönelik suçlamalarını meşrulaştırmak için bunların İslami çizgiden uzaklaşmış olduklarını, örneğin dünkü Zaman Gazetesi’nde ileri sürüldüğü gibi, “Neo-Kemalistler”e dönüştüklerini kanıtlamaya çalışıyorlar.

Lakin her iki odağın birbirini “tekfir” çabasının kısa vadede sonuç vermesi mümkün gözükmüyor. Bu da “kazananı olmayan savaş“ tezinin bir kez daha doğrulanması anlamına geliyor.
YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • dua18 Şubat 2014 16:43

    Rabbinize yalvara yalvara ve için için duâ edin! Şüphesiz O, haddini aşanları sevmez!

  • alo18 Şubat 2014 11:07

    Gulen ne zaman beddua etti, cemaat bitti cunku taraftari bunun dogru olmadigini biliyor.

  • Alp Tuna 17 Şubat 2014 21:03

    Sn Yazar bu yosuzluklar,rüşvet,kin-intikam furyası RTE.yi zaten bitirdi.Bu ndenle RTE sürekli konuşuyor ve çukura batıyor.Sonu gele bir kişiyi andırıyor.Sanısrım Erbakan'ın beddusaı tutmuştur...

  • Murat17 Şubat 2014 15:00

    Tekşbir şey. RTE cemaatten korkuyor. nerden mi çıkarıyorum. bugüne kadar haşhaşi dedi,fitneciler vs. dedi ama hiçbir zaman direkt olarak Fethullah Gülen'i suçlayan bir cümle kullanmadı. çünkü bunu kullansa cemaatin tamamını karşısına almış olacak. hatta belki de diğer cemaatleri de.RTE şu algıyı yaymaya çalışıyor. Cemaat iyi ama cemaat içinde birtakım artniyetli kişiler AKP'ye düşman. bu algıyı yayabilmek için de doğrudan cemaatin liderini hedef almıyor.iyi çalışılmış bir taktik.

  • güven istikrar güzel yaşam17 Şubat 2014 10:59

    Güzel ülkemde insanların neyi nasıl düşünecegini yazılı ve görsel basın dikta ettigi için güvenirliligi kalmadı…10 yıldır her olayın sonunu lidere baglamak kadar yanlış yok…parti kapatmaya karşı olucan fakat lider parti içindeki insanların her hatasından sorumlu tutularak ülkenin güvenini ve istikrarını yıkıcan yok böyle bir devlet yönetimi…suçlayan sucu ispatlamakla mükellef…mahkemeler halkın adalet anlayışını nasıl saglayacak…basına göremi yoksa delillere göremi…basındaki ve insanların her söylemlerini cımbızla ayıklayarak içinden işimize yarıyanları alarak adalet nasıl saglanacak…10 yıldır sıktı artık muhalefetin ve diger stk ların basın üzerinden yaptıkları propagandalar…kişiler hayatları boyunca yaşantılarıyla ve söyledikleriyle ispatlı yaşar ise güven devam eder…tersi bir anda yalnızlıktır…arayış devam eder Dedem savaşlar yaşadı babam darbelerle yaşadı ben kırızlerle büyüdüm gelecek huzurlu istikrarlı bir Türkiye…

  • Atatürkçü17 Şubat 2014 10:24

    Artık CHP li kemalist ulusalcılar, MHP li ülkücü ulusalcılar ve Cemat çi turk islam sentezci ulusslacılar brokraside siyasette mMilliyetçi cephe uhalefet koalisyonunu kurdular, ve bu yeni Milliyetci cephe koalisyonunun iktidarı engellenemez.