BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemErdoğan'dan önemli açıklamalar----

Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Erdoğan'dan önemli açıklamalar
12 Mart 2014 - 23:02 www.finansgundem.com

​Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 24'te yayınlanan 'Başbakan Erdoğan özel' yayınında, Mustafa Karaalioğlu'nun sorularını yanıtladı

Miting meydanlarını 17 ve 25 Aralık operasyonları tetikledi. 

- Ben bir Başbakanım. Benim telefonlarımı dinleyemezler. Böyle bir yetkileri yok. Benim bakanlarla yaptığım konuşma dinleniyor. Bunu da servis ediyorlar. 

- Bu servis edenleri bulmak bizim görevimiz. 

- Denizli’de SMS’ler geçiyor. Bu SMS’lerde kullanılan şey şu: AK Parti dışında hangi partiye oy verirseniz verin. 

- 10 sene önce Pensilvanya’daki zat o zaman ya doğru yaptı, ya yanlış yaptı. O zamanlar bizimle hareket ediyorlardı. Biz şuan aynı AK Parti’yiz. Şimdi ne oldu? Ya orda yanlış yaptı, ya burada. 

- Bu akşam Mardin’de bir hanımefendi yanımıza geldi. Dedi ki; ‘ortaokulu kendi imkanlarımla bitirdim. Liseyi de hakeza dışarıdan bitirdim.’ Ve ardından fakülte bitirdi. ‘Ben dershaneye falan gitmedim Başbakan’ım’ dedi. Şimdi bu hanımı dinlediğim zaman işin gerçeğini gördük. Davarını satacak, bileziklerini satacak çocuklarını okutacak. Peki bunun yüzde 100 fakülteye gitme teminatı var mı? Yok. Şimdi biz burada dershaneler olayını reforme edelim, bunu kaldıralım derken okulları dönüştürelim dedik. 

- Devlette çalışanların dershaneyle ne alakası var? Dünyanın değişik yerlerinde okulları var. Ben ve arkadaşlarım dünyanın değişik yerlerinde yaptığımız seyahatlerde beyefendilerin okullarına bizleri davet ederlerdi biz okullara gittik. Bakan arkadaşlarım gitti. Adeta biz onlara refere olduk. Ve onların da onlara bakışı bizim bakışımız sebebiyle farklıydı.

SIZMAYI BAŞARDILAR
- Bu işin 30-35 yıllık bir mazisi var. 30-35 yıl demek ki böyle bir hazırlığı yaptılar. Ve bu hazırlıkla da devletin bazı hassas kurumlarına sızmayı başardılar. Bu niyet samimi değildi. Art niyetliydi. Bir de ‘biz bu devleti bu yollarla nasıl ele geçireceğiz?’ Bu iyi ki oldu. Dolayısıyla burada bize düşen ciddi manada devleti bir defa bu virüslerden temizlemek. Bunu yapmamız gerekiyor. Atılacak adım budur. Tabi nerelere kadar nüfus ettiği görülmüyor. Önümüze bilgiler akmaya başladı tabi. Son MGK kurulunda da yaptığımız basın açıklamasında söylediğimiz gibi burada ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur var. Bu tehdidi görmezlikten gelemeyiz. O bildiride de ifade edildiği gibi biz burada gerekli olan tedbirleri almak zorundayız. Attığım adımlar bu istikamettedir.

İSTİHBARAT TEŞKİLATINA SIZMIŞLAR
- İstihbarat teşkilatına sızmışlar. Sen şimdi devletin bu kurumuna güvenmezsen demek ki sen art niyetli davranıyorsun. Böyle bir şeyle de karşı karşıyasın. Ama eğer ben emniyet istihbaratına güvenemezsem, milli istihbarata güvenemezsem nereye güveneceğim? Bunu ben kurmadım ki. Bunu biz elimizde bulduk ve bununla çalışıyorsunuz. İstediğiniz kadar bu kurumları da denetleyin. Denetlemeye verdiğin kişi de o. O denli bu iş şirazesinden çıkmış. Bunların bir defa 3 tane önemli hasleti var. 

Bunlarda takiye var. 
Bunlarda yalan var 
Bunlarda iftira var. 

Üçünün neticesi fitne var, fesat var. Çok rahat takiye yapıyorlar. Yalan hakeza. Senin çok iyi tanıdığın arkadaşların içerisinde onlar var. Biz onlara yalan söyleyecek insanlar değil. Öyle bakmadık ama şimdi ağzıyla kuş tutsa bitti bu iş.

İŞADAMLARI BUNLARLA İŞBİRLİĞİNE GİDERSE...
-Bazı iş adamları kalkar bunlarla iş birliğine girerse nasıl çözeceğiz bu işi. Kendi bu noktada ben dürüst bir iş adamıyım diyorsa ve bize güvenmiyor oraya güveniyorlarsa işte bu paralel devlettir. Bu devletin hükümeti biz değil miyiz? Geleceksin bize söyleyeceksin ki bu şifreleri çözelim. Yani burada ister istemez kullanmak isteyeceğim; namuzlular namuzsuzlar kadar cesur olmazsa bu iş çözülmez. İstediği kadar tehdit olsun. Koruma altına alınmaksa korumaya alırız. Bazılarına bakıyorum heyhat. Paralel yargıda bir kısım orada işimi çözerim diyor. 25 Aralık olayının içindeki yapılan hareket bir çok şeyi ortaya çıkardı. Hiçbir şeyle alakası olmayan iş adamları orada getirilip masaya oturtulmak istendi ve o işi yapan savcının nasıl bir kişi olduğu ortaya çıktı.

TANIMIYORUM DERSE BEDELİNİ ÖDER
- HSYK ne yaptı şimdi devreye girdi. Bundan önce de benzer şeylerin olması gerekiyordu ama olmadı. Bu tür mekanizmalar devreye girmezse, bu tür yerlerde olanlar teftiş makamın yarın hesaba çekeceğini düşünmezse, nasıl olsa orası da bendendir mantığıyla hareket ederse siz bu ülkede adaleti temin edemezsiniz. Ama şimdi devran değişiyor. Adam kalkıp da ben yasama organını tanımıyorum diyorsa bunun bir defa bedelini ödemesi gerekiyor. Sen kimsin de yasama organını tanımıyorsun. Haddini bileceksiniz. Seni bu yasama organı kaldırmış. Cumhurbaşkanı onamış artık ÖYM diye birşey yok. Size verilecek yeni görevler var bunları bekle.

CHP 'Lİ İZMİR BELEDİYESİ...
- Bunların fezlekeler üzerindeki bu kadar telaşı sadece seçim meydanlarına yönelik kendilerine bir malzeme temin etmekten başka bir şey değildir. Bakınız; olayın bu boyutuna gelince bir şey söyledim; benim ağzımdan bu güne kadar İzmir Belediye Başkanı ile ilgili bir şey duydunuz mu? Bakın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı şu anda yüz küsur asgari, üç yıl azami bir ceza ile yargılanmak üzere yargıda. Bu açılmış bir dava. Ve ana muhalefetin başındaki zat kendi büyükşehir belediye başkanının bu durumuyla hiç hemhal oluyor mu? Bunu hiç görüyor mu? Bu sıradan bir olay değil. Aynı olay Edirne’de vardı, aynı olay Aydın’da var ama biz bunları konuşmuyoruz. Bir suç sabit olmadıktan sonra bunların üzerine bu şekilde giderek oradan siyasi rant elde etme siyasetçiye yakışmıyor. Şimdi bakan arkadaşlarımızla ilgili sabit olan bir suç mu var da ekranlara sürekli getiriyorsun. Montaj, dublaj artık moda oldu. Bu teknoloji o kadar ileri gitmiş ki tamamen sulanmış. Şimdi sen bunu alıyorsun anayasaya aykırı olmasına rağmen grup salonunda oraya gelenlere dinletiyorsun. Bir defa usulu adap, bir de edep ya hu denen bir şey var. Sandıktan bir şey elde edemediklerini gördüler.
- Biz yola çıktığımızda 3Y diye bir başlığımız vardı. Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk… Biz bunlarla mücadele ederek bu günlere geldik. Eğer biz bunlarda başarılı olmasaydık biz bugün buralara gelemezdik. Buralara geliş bizim durup dururken olmadı. Göreve geldiğimizde Türkiye ’nin milli geliri 230 milyar dolardı. Bakın şuanda Türkiye’nin milli geliri 820 milyar dolara. Böyle bir durumla baş başayız. Şimdi yolsuzlukla ilgili olarak attıkları adımlara baktığımızda ortada bir defa şöyle bir durum var: bakın ben burada size İngiltere merkezli uluslar arası şeffaflık örgütü var. Bu örgütün 2002’de 102 ülkede Türkiye yolsuzlukta 65. sıradaydık. 2013’te 177 ülkede bunu yapmışlar. Şimdi biz 53’üncü sıradayız. Bakın nereden nereye geldik. Böyle bir Türkiye var ve de bunu biz yapmadık. İngiltere’deki şeffaflık örgütü yaptı. Yolsuzlukta ciddi manada azaltıyoruz. 

- 79 senede 6100 km yol yapıyorsun biz burada 11 senede 1700 km bölünmüş yol yapıyoruz. 26 tane havalimanı vardı şuanda 52 tane havalimanı var. Eğitimde 2500 derslik yaptık. Şuanda 81 ilimizde tamamında üniversite var. Yolsuzluğun yapıldığı bir ülkede bunları yapabilir misiniz? Bakınız bu üçüncü havalimanı belli mahfilleri rahatsız etti değil mi? 46 milyara mal olacak olan bir havalimanı. Ve burayla ilgili olarak devletin cebinden bir kuruş çıkmıyor ve 20 yıl süreyle bunlar yapacaklar, işletecekler ondan sonra bunu devlete bırakacaklar. Bu mu yolsuzluk? Üçüncü köprü 2,5 milyar dolara mal olacak. 15 yıl işletecek ondan sonra bu köprü devlete bırakacak. Aklınıza ne gelirse… Şimdi dev hastaneler yapıyoruz. Biz bunlara para vermiyoruz. Bunu yapacaklar ondan sonra biz bunu kiralayacağız. 25 yıllık anlaşmalar şeklinde. Türkiye bu dev hastaneleri hayatında görmedi. Hele hele bu CHP’nin genel müdürü hiç görmedi. O SSK’nın genel müdürü olduğu zaman onun hastaneleri sağlamı hasta yapan yerlerdi. Ve biz ilaç almaya gittiğimiz zaman doktorun yazığı ilaçları dahi biz o hastaneden alamazdık. Ama şimdi otel konforunda hastanelerde benim halkım tedavi oluyor. Yolsuzlukların ülkesi bu mu?

MARMARAY UFUKTUR
- İstanbul ’da 2 gün önemli sis oldu. O sis olaylarında Marmaray günde 300 bin kişi taşıdı. Önemli bir alternatifti çünkü. Ufuk budur işte. Ama ufku olmayanlar eski İstanbul’dan bahsediyor. Ondan sonra gidiyor köprünün üzerinde balık tutuyor. Sen orada balık tutabiliyorsan şuandaki iktidarın yüzü suyu hürmetine tutuyorsun. Orası çamurdu, bataktı. Oralarda artık balık yoktu.
- Bizim hedefimiz karar verici durumunda olanlardır. Yani bizim şuanda kalkıp da STK’lar içinde olanlarla herhangi bir şey olmaz. Ama STK içinde olup devletin yasalarını çiğneyen hareket yapıyorsa onlar için de gereği düşünülür. Başbakan’ı dinleyeni tespit ettiğimiz zaman tutacak halimiz yok herhalde. Gereği ne ise bunu yapacağız. Bunun dışında bizimle ilgili özel, mahrem diyebileceğimiz şeyleri araştıranlar varsa ve bunun uluslar arası niteliği varsa herhalde bunlara biz “yerinde kalabilirsin” mi diyeceğiz? Veya halkımın bir çok ilişkilerini kalkıp da gayri hukuki yollarla dinlemeye gidenleri yerinde mi bırakacağız? Amirlerine itaat değil ağabeylerine itaat diye bir mantık vardı. Her türlü senaryoyu kalkıp Pensilvanya’ya soruyorlar. Böyle bir devlet olabilir mi? Sen oraya nasıl sorabilirsin böyle bir şeyi ya! Kurumların içinde bu tür şeyleri görmek hakikaten yenilir yutulur cinsten değil. Bir Hocaefendinin aşufteyle ne işi var. Yanında bir de alufte varmış. Böyle bir şey olabilir mi? Ben bir ülkenin Başbakan’ı olarak bunlardan haya ediyorum. 

- Şuanda bu olay bir şey olarak gözüküyor ama sonucu inşallah hayır olacak.

SADECE BUGÜN 811 ÖĞRENCİ DEVLET YURDUNA KAYDOLDU 
Sadece bugün KYK’ya aldığımız öğrenci sayısı 811 kişi. Eğer buralarda huzursuzsanız KYK’daki o ilimizde yer varsa, yoksa devletin sosyal tesislerinde sizi misafir edeceğiz, o da yoksa otelde sizi misafir edeceğiz. Çünkü bunların o acımasız ellerine biz yavrularımızı bırakamayız. Bizim yurtlarımızda falan onlar gibi ikna odaları yok. 

Meydanlar artık bunu aştı. Artık eski Türkiye yok. Yeni Türkiye milli iradesine saygı istiyor. Ve kendilerine güç vehmedenler 30 Mart’ta böyle güçlü olmadıklarını görecekler. Cebrail parti kursa ona bile oy vermem diyor. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Öbür taraftan bakıyorsun miraçtan Hz Peygamberi indiriyorlar, kamyonete bindirip insanı adeta şirke götüren böyle bir tabloyu kendi televizyonlarında, kendi dizilerinde oynatıyorlar. Bunlar bu toplumu ciddi manada rahatsız ettiğini görüyorum. Bize bunların çözümüne yönelik bunlara ne yapacaksınız diye soruyorlar.
ETİKETLER :
YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • anekdot13 Mart 2014 12:37

    Yıl 1998. ‘’ Arkadaşlar ben bu ticareti Allah için yapıyorum. Battığıma göre demek ki bu milletin nasibi bu kadarmış ‘’ diyen bir işadamı vardı. O zaman düşündüm. Allah için ticaret nasıl bir şey diye..Allah’ı ticarete ortak etmenin Kur’an da ve İslam’ da yeri var mı ? Allah nasıl hissedar oluyor? Haşa Allah’a vergi mi ödüyorlar? Kazanınca kendi kerametleri oluyor da , kaybedince sorumlu haşa nasıl Allah oluyor ? Yıl 2014. Düşünce aynı, mantaliye aynı. Değişen hiçbir şey yok bu ülkede. Kimse kendini geliştirmek adına hiçbir şey yapmıyor ,okumuyor. Biri arkasından milyonlarca koyun ‘u Allah adıyla peşinden sürükleyerek yolsuzluğa devam ediyor.

  • Halil13 Mart 2014 09:21

    Ucu kendine dokunmasa hiç birşey olmayacaktı

  • mgk belgesi13 Mart 2014 08:46

    Dini grupları fişlediklerini inkar etmişlerdi, 2004 yılının mgk belgesini uygulamadıklarını söylemişlerdi. Yüce Rabbime hamdolsun ki yalanları ortaya çıktı. herşeyin planlı olduğu ortaya çıktı. Allahın kudretine bakın ki, dini grupları "dindar olduğunu iddia eden" başka bir grupla fişliyor.

  • kutu13 Mart 2014 08:13

    yasal olmayan dinlemeler kanunsuz olabilir. ama yasal olan, yani hakkında mahkeme kararı olan dinlemelerdeki suç unsurları niçin araştırılmadı? niye üstü örtüldü? soruşturma neden durduruldu? suçlamayı araştıran savcılar neden görevden alındı? soruşturmada görev yapan polisler neden görevden alınıp sürüldü?

  • yolsuzlık13 Mart 2014 07:05

    eywallah, dinlemelereson verin. ama ya yolsuzluklar ne olacak? onlara kim son verecek? ya yolsuzluklara son vermekle mükellef olanlar cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunu u yapmakla suçlanıyorlarsa ve adalet mekanizmasının bunun doğru olup olmadığını inceleme ve karar verme görevini yerine getirmesini engelliyorsa... o zaman ne olacak?