BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemErdoğan: Dostlarımızdan somut adımlar görmek istiyoruz----

Erdoğan: Dostlarımızdan somut adımlar görmek istiyoruz

Erdoğan: Dostlarımızdan somut adımlar görmek istiyoruz
03 Ekim 2023 - 14:55 www.finansgundem.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dostlarımızdan, kınamayla birlikte somut adımlar görmek istiyoruz. Bizi teskin, terörü telin eden beyanatların, yaramıza merhem olmayacağı bilinmeli." açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da "Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni ve IASAJ Seminer Kapanış Toplantısı"nda konuştu. Erdoğan konuşmasında terör meselesi, yeni anayasa dahil birçok konuyu değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 gün boyunca verimli oturumların yapıldığı seminer programının idari yargı için hayırlara vesile olmasını dileyerek, "Bağımsız İdari Otoritelerin İşlemlerinin Yargısal Denetimi' teması altında düzenlenen program süresince dünyanın farklı köşelerinden yüksek yargı mensuplarını ülkemizde ağırlama fırsatı bulduk. Burada dile getirilen görüş ve içtihatların başta idari yargı camiamız olmak üzere tüm katılımcıların ufkunu açtığına inanıyorum. 5 kıtadan yaklaşık 100 üyesi ile yüksek idari yargı mercileri arasında tecrübe paylaşımına imkan sağlayan birlik, bu yönüyle çok önemli bir istişare ve iş birliği zemini sunmaktadır. Şura-yı Devlet dahil 155 yıllık güçlü geleneği ile Danıştayımız 35 yılı aşan birliğe üyelik döneminde Türkiye'yi başarıyla temsil etmektedir. Dönem başkanı yönetim kurulu üyesi ve yürütme komitesi üyesi olarak birlikte aktif rol üstlenen Danıştayımıza 2025 yılına kadar sürdüreceği 2'nci yönetim kurulu üyeliğinde muvaffakiyetler temenni ediyorum. Bu vesileyle Şura-yı Devlet'ten bugüne Danıştay'da emeği geçen başkanlarımıza, üyelerimize, hakim, savcılarımıza ve personelimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum" dedi.

'O KÖTÜ MANZARALARI UNUTTURMAK İÇİN ÇOK CİDDİ ÇABA HARCADIK'

Erdoğan, Afrika'dan Avrupa'ya dünyanın pek çok bölgesinden yüksek yargı mensuplarını misafir ettikleri bu önemli etkinliği, Danıştay'ın eğitim tesisinin açılışı ile de adeta taçlandırdıklarını söyleyerek, "Bugün resmi açılışını yaptığımız eğitim tesisinin inşasına fiilen geçen yıl eylül ayında başlanmıştı. Tesisimizi 10 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlayarak, Danıştayımızın hizmetine sunduk. Toplantı salonu, fuaye alanı, açık terası ve 500 kişilik çok amaçlı salonuyla toplam 785 metrekare alana sahip eğitim tesisimiz; başkanlığın hizmet içi eğitim başta olmak üzere birçok ihtiyacını karşılayacaktır. Tesisin kurumumuza hayırlı olmasını diliyor, Sayın Danıştay başkanımızla birlikte, kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Milletimizin teveccühü ile 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu ilk kez üstlendiğimizde, adaleti 4 önceliğimizden biri olarak ilan etmiştik. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun; bu önceliklerimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Bu hedefimizin bir yanında hak ve özgürlüklere dair devrim niteliğinde düzenlemeler varken diğer yanında adalet hizmetlerindeki altyapı eksikliklerinin giderilmesi bulunuyordu. Merdiven altı denilebilecek yerlerde adalet dağıtılmaya çalışıldığı o kötü manzaraları tamamen unutturmak için çok ciddi çaba harcadık" diye konuştu.

'TÜRKİYE YÜZYILI'NI ADALETİN DE YÜZYILI YAPMAKTA KARARLIYIZ'

Erdoğan, göreve geldiklerinden beri adli binalarda modernleşmeye gittiklerini belirterek, "Yüksek yargı organlarımızın tamamını sundukları hizmetin mehabetine ve saygınlığına uygun hizmet binalarına kavuşturmaya gayret ettik. Allah'a hamdolsun bu çabalarımızda muvaffak olduk. Bugün yüksek yargı organlarımızın hepsi modern, ferah, görkemli, her türlü ihtiyacını gözetildiği binalarda milletimize hizmet veriyor. Türkiye, teknolojinin de getirdiği imkanlar sayesinde adalet hizmetlerinin sunulmasında her geçen yıl çıtayı biraz daha yükseltiyor. 'Geç gelen adalet, adalet değildir' düsturuyla yargı kurumlarımızın görevlerini hakkıyla ve zamanında ifa edebilmeleri için gereken her türlü desteği sağlıyoruz. İster adli ister idari olsun; adliyenin kapısını adaletin de kapısı haline getirinceye kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceğiz. Milletimize vaadimiz olan; 'Türkiye Yüzyılı'nı adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız, azimliyiz. Bunu da yürütmesi, yasaması ve yargısı ile hep beraber dayanışma içinde hareket ederek gerçekleştireceğiz. Danıştayımızın güzide mensuplarına bu gayretlerimizde bizlere verdikleri ve verecekleri tüm destekleri için şimdiden teşekkür ediyorum" dedi.

'PRANGALARIN SÖKÜLÜP ATILMA VAKTİ ARTIK GELMİŞTİR'

Erdoğan, içinde bulundukları ekim ayının Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, "29 Ekim'de bu topraklarda kurduğumuz son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümüne ulaşacağız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşını bir anma etkinliğinden öte yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz. Son 1 asrın kapsamlı muhasebesini yaparken aynı zamanda milletimizin demokratik kazanımlarını daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Amacımız; cumhuriyetimizin 2'nci asrına daha emin adımlarla birlik ve beraberliğimizi daha da kuvvetlendirmiş bir şekilde girmektir. Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletme idealimizin tepesinde ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Vesayetçilerin 27 Mayıs 1960 darbesi ile Türkiye'nin ayağına vurduğu, 12 Eylül rejiminin perçinlediği prangaların sökülüp, atılma vakti artık gelmiştir. Sivil anayasa talebi, iradesine gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur. Pazar günü 28'inci dönem 2'nci yasama yılına başlayan Meclisimizde yeni anayasaya dair yapıcı tavrımızı ve beklentilerimizi ortaya kolduk. 85 milyonun tamamının kırmızı çizgileri haricinde her konuyu görüşmeye, tartışmaya ve müzakereye açık olduğumuzu ifade ettik. Yeni dönemde milletimize verilecek asıl müjdenin; Türkiye'yi sivil, kuşatıcı, özgürlükçü bir anayasa ile buluşturmak olacağı anlaşılıyor. Temsil kabiliyeti son yılların en yüksek seviyesine Meclisimizin milletimizin her bir ferdinin, 'İşte benim anayasam' diyerek bağrına basacağı sivil bir anayasayı yapmasının önünde hiçbir mani bulunmuyor" diye konuştu.

'BU SÜRECİ BAŞARIYA ERDİRECEĞİMİZE İNANIYORUM'

Erdoğan, uzun yıllar sonra ilk kez yeni anayasa konusunda parlamentoda ve kamuoyunda oluşan müspet atmosferi bu bakımdan çok kıymetli gördüğünü belirterek, "Hukuk camiamızın da birikimleri, müktesebatları ve değerli önerileri ile bu sürecin dışında kalmamalarını bekliyoruz. Hep söylediğimiz gibi ‘hakikatin kıvılcımı farklı fikirlerin çarpışmasından doğar.’ Türkiye’nin en büyük zenginliği konuşan, iradesine sahip çıkan, sandığın namusuna halel getirmeyen, tercihini daima meşru yollarla ifade eden demokrasiyi özümsemiş bireylere sahip çıkmasıdır. Türk demokrasini ilk serbest seçimlerin yapıldığı 1950’den beri maruz kaldığı onca vesayet girişimine rağmen dimdik ayakta tutan, her seferinde yeniden ayağa kalkmasını sağlayan, işte bu güçlü vasfıdır. İnşallah 85 milyon olarak tam bir demokratik olgunluk içinde mümkün olan en geniş kapsayıcı toplumsal mutabakatla bu süreci başarıya erdireceğimize inanıyorum" dedi.

'HESABINI YARGI ÖNÜNDE VERECEKLERDİR'

Erdoğan, adalet hizmetlerinin kalitesini, etkinliğini ve memnuniyet seviyesini artırırken bunun mütemmim cüzi olan güvenliği de ihmal etmediklerini vurgulayarak, "Binlerce insanımızın hayatına mal olan bölücü terör örgütünden 15 Temmuz gecesi demokrasimizi hedef alan hain FETÖ’ye, marjinal örgütlerden DEAŞvari istismarcı yapılara, devlet otoritesine meydan okuma cüreti gösteren çetelerden, kendini hukukun üstünde göre çeşitli oligarşik oluşumlara kadar tüm şer şebekelerine karşı yürüttüğümüz mücadelenin arkasında güvenliği ve adaleti aynı anda tesis ve tahkim etme irademiz bulunuyor. 2002 yılından beri hukukun, kanunun ve demokrasinin dışında kümelenen hiçbir teşekküle, kendini milletten üstün gören hiçbir elitist zihniyete, bürokratik oligarşinin hiçbir formuna izin vermedik vermeyeceğiz. Her ne suretle olursa olsun cezasızlık duygusunun toplumda yer etmesine ve devlet otoritesinin sorgulanmasına müsaade edemeyiz. Zalime merhamet mazluma zülüm demektir. Meşru yollar varken gayrimeşru yollara tevessül edenler milletin canına, malına, huzuruna kastedenler, vatanımızın bekasını tehdit oluşturanlar, bu pervasızlıkların hesabını yargı önünde mutlaka vermek zorundadır. Adli ve emniyet birimleri ile bunu sağlamak devletin vatandaşına karşı sorumluluğunun bir gereğidir. 21 yılda adalet ve güvenlik alanlarında elde ettiğimiz tarihi kazanımlara yenilerini ekleyerek bu mesuliyetimizi yerine getirmeye çalışacağız. Şayet bu konuda mevzuatta ilgili bir eksiklik varsa gidermeyi, işleyişle ilgili bir sıkıntı varsa çözmeyi, irade ile ilgili bir şüphe varsa ortadan kaldırmayı, hasılı nerede bir engel varsa aşmayı görev adlediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu hususta daha kararlı adımlar atacağız. Zaman zaman bizlerin de şahit olduğu mahşeri vicdanını yaralayan kararların önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyeceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en eli kanlı terör örgütleri ile mücadele eden bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Ülkemiz aynı zamanda jeostratejik konumuyla küresel güç kavgalarının odağında ve doğrudan hedefinde yer almaktadır. Güvenliğimizi tehdit eden hiçbir meselenin sadece yerel dinamiklerden kaynaklanmadığını tecrübelerimizin ışığında çok iyi biliyoruz. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarına verilen aleni destek bunun en somut örneğidir" ifadelerini kullandı.

'BU ÇİFTE STANDARTTIR'

Erdoğan, aynı şekilde Türkiye'de darbe suçu işlemiş, terör eylemlerine bulaşmış, firari şahısların batı ülkelerinde ‘siyasi sığınmacı’ maskesi altında korunup kullanmasının da bunun bir başka örneği olduğunu belirterek "Son günlerde bazı mahkemelerin de maalesef buna alet olduğunu veya edildiğini görüyoruz. Binlerce evladını teröre kurban vermiş bir millet olarak eli kanlı canilere gösterilen bu müsamahakar tavrı biz gerçekten anlayamıyoruz. Klasörler dolusu delile rağmen terör elebaşlarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz. Hele hele söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir sınır tanımayanların bizim tamamen hukuk çerçevesinde soğukkanlı bir şekilde yürüttüğümüz mücadeleyi eleştirmeleri apaçık bir çifte standarttır. Dağdaki, kamptaki veya sınır dışındaki teröriste mücadele elbette kolay değildir. Ama çok daha zor ve çetrefil olanı devletin kılcallarına kadar sızmış olan cübbeli, üniformalı, kravatlı teröristlerle mücadele etmektir" dedi.

'TAZİYE VE KINAMA MESAJLARINIZ YETERLİ DEĞİLDİR'

Erdoğan, FETÖ'nün; amaçlarına ulaşmak için her yolu mübah gören, takiyyeyi, gizliliği, yalanı kullanan, en kutsal değerleri bile istismar etmekten çekinmeyen asimetrik bir terör örgütü olduğunu dile getirerek, "Bunu bilmeden verilecek her türlü idari ve adli karar, adaletin tecellisine yardımcı olmayacağı gibi insanlık düşmanlarına da cesaret aşılayacaktır. Biz dostlarımızdan ve adaletin tecellisi için çalışan tüm kurumlardan şunu bekliyoruz; yaşadığımız her terör eylemi sonrasında ilettiğiniz taziye ve kınama mesajları şüphesiz anlamlıdır değerlidir. Ama ülkemizin PKK’dan FETÖ’ye kadar envai çeşit örgütüne karşı sürdürdüğü mücadelesinin başarıya ulaşması için asla yeterli değildir" değerlendirmesinde bulundu. 

'KAÇMIŞ OLSALARDI 'SİYASİ SIĞINMACI' DENİLEREK KORUNACAKLARDI'

Erdoğan, Kızılay’da meydana gelen İçişleri Bakanlığı binasına yapılan saldırıyı hatırlatarak, şöyle dedi:

"Önceki gün Meclisimizin açılışına denk getirilen menfur bir terör eylemi oldu. Polisimizin etkin ve süratli müdahalesi sayesinde teröristler emellerine ulaşamadan etkisiz hale getirildi. Yapılan soruşturma neticesinde bu 2 teröristin bir başka ilimizde aracını gasp ettikleri ve 6 aylık bebeği olan bir sivil vatandaşımızı şehit ettiği ortaya çıktı. Yani her açıdan vahşi, alçak, canice bir saldırıyla ve buna teşebbüs eden bir terör örgütü ile karşı karşıyayız. Ve şunu da biliyoruz ki şayet bu caniler etkisiz hale getirilmesiydi ve bir şekilde yurtdışına kaçmış olsalardı ‘siyasi sığınmacı’ denilerek korunacak, birileri tarafından adeta baş tacı edilecekti. Bugün terör eylemini kınayan dostlarımızın bir kısmı maalesef o zaman iade taleplerimize kuvvetle muhtemel olumlu cevap vermeyecekti. Bunu iddia olarak değil, 40 yıllık bölücü terörle ve 10 yıllık FETÖ ile mücadelemizde sık sık karşılaştığımız bir vaka olarak ifade ediyorum. Biz acımızı paylaşan dostlarımızdan kınama mesajlarıyla birlikte artık daha somut adımlar görmek istiyoruz. Diğer türlü yapılan açıklamaların bizi teskin, terörü telin eden beyanatların yaramıza merhem olmayacağının bilinmesi gerekiyor. Buradaki kıymetli misafirlerimizin de destekleriyle bu haklı beklentimizin önümüzdeki dönemde daha fazla makes  bulacağına inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan emekliye zam açıklaması

 

Erdoğan: Yamalı bohçaya dönen anayasa 2023 Türkiye'sini taşıyamıyor

 

Erdoğan: İzmir'i gerçek belediyecilikle tanıştırmakta kararlıyız